YEŞİM SALKIM?DAN ŞOK SÖZLER: ?BAZI GAZETECİLERE BOYUN EĞMEMEMİN BEDELİNİ AĞIR ÖDEDİM?
Türkiye?de ahlak anlayışı giderek azalıyor. Ben bunu söylediğim için ?tu kaka? ilan ediliyorum. Hâlbuki bu bir gerçek... Beni pek sevmiyorlar bu camiada. Çünkü formülleri var, belli gazetecilerle iyi geçinmelisiniz, belli yerlerde görünmelisiniz. Magazinle var olan şarkıcılar var; magazinle var olmayanları da bazı köşe yazarları alaşağı ediyor. Ben bunların hiçbirini yapmadım. Onlar gibi yaşamıyorum, yaşayananları da ahlaksızca buluyuorum diye dışladılar beni, olsun!?
Sevmezler beni bu camiada. Çünkü belli gazetecilerle iyi geçinmiyor, belli yerlerde görünmüyorum. O istedikleri çevrenin içinde, o ahlaksızlığı yaşamıyorum diye dışlamışlarsa beni, ben çoktan dışladım onları. O yüzden sevmeyeceklerse, uğurlar ola!
Son dönemde müziğinden çok özel hayatına dair haberlerle gündeme gelen Türk müziğinin sevilen sesi Yeşim Salkım, artık müziğiyle anılmak istiyor.
'Magazine malzeme olmayanı alaşağı ediyorlar'
'Rüzgar gibi geçti canım ilkbahar/ ben ne yaptım açarken erguvanlar/ ben kâr, zarar, hesap sorarken/ aya kaçtı uçurtmalar...
Merhaba, yaşşanmamış yıllarımı bu albümde topladım ve sizlerle paylaşmak istedim. İçtenliğinize ve samimiyetinize güvenerek.' demiş Yeşim Salkım, gönderdiği mektupta. Biz de bu mektubu elimize alıp sanatçının yolunu tuttuk!
Salkım ile müziğine, hayatına ve geleceğine dair konuştuk. Magazin haberlerinden sıkılan sanatçı, şöhretin görünmeyen yüzünün sıkıntılarından bahsetti bize.
Bir dönem Sezen Aksu'yla aranızın açık olduğu söyleniyordu; ama bu albümde ona ait 2 parça yer alıyor, bu ne anlama geliyor?
Demek ki değilmiş. Demek ki medyanın, özellikle magazin basınının her yazdığına inanmamak gerek. Magazin, film seyrederken atıştırdığınız pop corn gibi. Çok çabuk var edilip, çok çabuk da yok ediliyor. Magazinle var olan şarkıcılar var; magazinle var olmayanları da bazı köşe yazarları alaşağı ediyor. Sadece bir şarkı yapıp başka hiçbir şey yapmadan, filmler, diziler çeken insanlar var. Bu çok vahim bir durum...
Magazin dünyasına tepkilisiniz anlaşılan...
Hakikaten ben çok fazla içinde olmak istemiyorum. Çünkü ben bundan dört beş sene sonra nerede olacağımı, ne yapacağımı biliyorum. Bir hedefim var, kendimi sosyal sorumluluğa adayacağım. Zihinsel engelliler, sokak çocukları için çalışacağım. Sonra, en büyük idealim bir kafe açmak, orada dostlarımı ağırlamak. Daha sakin bir hayat sürmek istiyorum... Biraz teatral bir cafe olacak, isteyen stand up yapacak, isteyen oyun sergileyecek. Çünkü bu yaşamdan sıkıldım. Yoruldum, üzüldüm, kendimi anlatamadım, anlatmak da istemedim bir süre sonra. Çünkü sizi anlayacak olan insanlar sizin seviyenizde olmalı.
Evliliklerinizle gündeme geliyorsunuz ama...
"Nasıl beceriyorsunuz bu erkekleri nikâh masasına oturtmayı?" diye soruyorlar. İçten davranmak gelmiyor o zaman içimden. Keşke ben de tek eşli olabilseydim, birini sevseydim o kişiyle işler yolunda gitseydi. Ama hayat her zaman her istediğinizi vermiyor. Hele ki bu meslekte... Ben her zaman dikkatli olmaya çalıştım. Kızım var çünkü?
Mesleğinize dair ne tür sıkıntılar bunlar?
Evet, renkli görünen bir dünya bu dünya... İstediğinize sahip olabiliyorsunuz; ama ödediğiniz bedel o kadar ağır oluyor ki sonrasında. Siz olamıyorsunuz mesela. Sokağa Yeşim Salkım çıkıyor, Yeşim çıkamıyor. Benim sahnede bir imajım var, ama sokakta bir imajım yok; Yeşim'im. Ben aslen bu mesleğe yakışan bir kadın değilim. O yüzden iki arada bir deredeyim.
Bir dönem özel hayatınızın medyada fazla yer almasının dezavantajları oldu mu?
Olmaz olur mu? Yaklaşık on senede dört psikiyatr değiştirdim. Bugünlere gelmek kolay değil. Ben de herkes gibiyim, annemin kucağına yatıp ağlıyorum, sokağa çıktığımda kendimi güçlü gösteriyorum ama ben de ağlıyorum. İnsanların karşısında kendimi acındırmıyorum ama.
Bir röportajda, 'Ben çok gülümseyen bir insanım, acılarımı hep içimde yaşarım, belki böyle yapmamalıydım.' diyorsunuz. Nasıl davranmalıydınız peki?
Keşke ağlasaymışım. Bilsem, beyaz gömlekler giyer, basın toplantısı düzenler, hüngür hüngür ağlardım. Ne zor günler geçirdim; ama bilinmez. Evim soyuldu, millet zil takıp oynadı. Bir insan buna sevinir mi? Hangi insan bir başkasının üzüntüsüne sevinir? Bu sizi daha çok üzüyor. Düğün günü evim soyuldu. Bir kişi arayıp geçmiş olsun demedi, Emel (Müftüoğlu) hariç. Çok sahtekâr bu dünya... Kimse inanmasın bu yazılanlara, bu renkli, şaşaalı hayatlara. En zor günümde Allah'a inanarak ayakta kalmaya çalıştım. En büyük gücü O veriyor.
Bu haberleri çok önemsiyorsunuz anlaşılan!
Bana neden üzüldüğümü, kafaya taktığımı soruyorlar, 'Magazin bu!' diyorlar. Ama ben idealist bir kadınım. Bugün yazılanı ertesi gün unutamıyorum. Sokağa çıkamıyorum, herkes bana bakıyormuş gibi geliyor. Kim bilir hakkımda ne düşünüyorlar? Türk halkı okuduğuna inanır. Kitap okumaz, çünkü magazin okuyor. Sağlığına dikkat etmez ya da sinemaya gitmez, tiyatro izlemez; ama kim nerde kiminle görülmüş, kim kimden ayrılmış?! Bütün bunları bilir. Köşe yazarları da magazinci oldu. Müzik eleştirmeni oldu. Dünya ekonomisi ne oldu, dünya nereye gidiyor, savaşın durumu ne?.. Bütün bunları bıraktılar, magazine el attılar. Sanal bir dünya yaratılmış durumda. Ben bunu sevmediğimi söylediğimde ben sevilmiyorum, ama aştım bunları. Kim sahte, kim değil biliyorum. Ama insanları yargılamak bana düşmez. Allah'a havale ediyorum. 'Tencere dibin kara, seninki benden kara.' bir camia burası.
Gizem bütün bunlardan nasıl etkileniyor?
Gizem evin içinde çok doğru bir anne görüyor. Sokakta başka, evde başka birini görmüyor. O yüzden gülüp geçiyor yazılanlara. Evin içinde o kadar anneyim ki ben? Sevip okşamamdan, kızıp bağırmamdan, nasihat etmemden memnun? Sen diğer kızlar gibi olmayacaksın, diyorum. Yeri gelince üzerine yürür, 'Çıkmayacaksın dışarı!' derim. Benim kızımın arkasından neden konuşulsun? İyi okullarda iyi eğitim alsın, iyi de bir evlilik yapsın istiyorum. Bu camiadan uzak kalsın istiyorum. Babam da benden istemişti bunu; ama ben yapamadım. İdeallerimden vazgeçmedim; ama onların istediği gibi olmadım.
Gençlere yönelik pop star gibi yarışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeni beyinlerin şevkini kırmak için bu ülkede her şey yapılıyor. O programlarda kızları çıkarıyorlar. Kız sanıyor ki ertesi gün 'Top Model' olacak, üç gün sonra da dünya tanıyacak? Ah zavallı! Dördüncü gün yoksun sen. Reyting uğruna gittin. Seni tükettiler. Seni orada ağlattılar? O şarkı yarışmalarında yetenekli insanlar da vardı. Şimdi ne oldu? Hiçbiri kalmadı?
Şahsınıza karşı eleştirilerden yeni albümünüz de nasibini aldı...
Eleştiriler yapıcı değil yıkıcı? Bir üslubu olmalı yapılan eleştirinin. Bana desinler ki, olmuş ya da olmamış ya da 'Bir önceki albüm daha iyiydi'. Bu bana yeter, bir yerde hata yaptığımı anlarım. Bu albümde elimden gelenin en iyisini yaptım. Bundan ötesini zaten yapamazdım. Beklediğim şey, beni yıldırmaya değil üretmeye yöneltsinler. Benim için önemli olan halk. Halka söylerim ben şarkılarımı.
Film projesi vardı, ondan bahseder misiniz?
İranlı yönetmen Alaeddin Kojan'ın bir filminde rol alacağım. Mart-nisan gibi bir projesi var onun. Mistik güçleri olan taşralı bir kadını canlandıracağım. Festivallere katılacak. Ayrıca bunun dışında eşimle birlikte hazırladığımız bir sinema projesi var. Aceleye getirmiyoruz. Televizyonla ilgili de bir iki proje var; ama ben biraz endişeliyim o konuda. Devamlı aynı diziler, aynı konular? Benim için bir farklılığı olmalı. Seher Vakti öyle idi benim için.
Belli yerlerle iyi geçinmelisiniz
Sevmezler beni bu camiada. Çünkü belli gazetecilerle iyi geçinmiyor, belli yerlerde görünmüyorum. O istedikleri çevrenin içinde, o ahlaksızlığı yaşamıyorum diye dışlamışlarsa beni, ben çoktan dışladım onları. O yüzden sevmeyeceklerse, uğurlar ola!
Hacca gideceğim; ama biraz zaman var
Benim genç kızlığım babama öfkeyle geçti. Onu hep geri kafalı gördüm, beni sakındığı için. Ama şimdi teşekkür ediyorum. Babam sayesinde güçlü biri oldum. İnançlıyım, yalan değil. Hacca gideceğim arkadaşımla birlikte. Ama dürüst olayım, biraz daha bu hayatı yaşayacağım.
Gerçekleri söylediğim için dışlandım
Türkiye'de ahlak anlayışı giderek azalıyor. Bunu söylediğim için 'tu kaka' ilan ediliyorum. Hâlbuki bu bir gerçek... Benim 16 yaşında bir kızım var. Gelecek jenerasyonu yetiştirdiğime inandığım için diyorum ki: "Gezilecek kız olmayın, evlenilecek kız olun!"
Kaynak:Tuba Akın/Zaman