BAF KALESİ
Bir insan bu kadar çok mu sever ülkesinin her karış toprağını. Evet İşte o benim. Henüz kalemim hiç bir şey anlatmadı ki. Küçücük bir ada ama öyle çok yazılacak, anlatılacak. Sayısız güzellikler.
Ülkemin her karış toprağı çok az keşfedilen paha biçilmez bir cevher. Dört bir tarafı deniz Aynı GÖKYÜZÜ altında yaşayan biz insanlar.
Bir uçtan bir uca eşsiz güzellikleri keşfedersek işte o zaman mutlu oluruz...
Baf Güney Kıbrıs’ta en uçta deniz kenarında çok bereketli şirin bir şehir. 1974 öncesi Türklerin, Rumların ortak yaşadıkları bir şehir.
Bir zamanlar. Baf limanını korumak için Bizans kalesi olarak inşa edilmiştir. Daha sonra 1222 depreminde. Bilindiği üzere Baf şehri deprem kuşağının üzerinde bir şehir.
Bir çok kez yaşanan depremlerde çok ağır yaralar aldı. Özellikle 1953 yılında şehir tamamen yerle bir olmuştu. Evet ne yazmıştım depremden yıkıldıktan sonra 13. yılda Luzinyanlar tarafından yeniden inşa edildi. 1570 yılında. Venedikliler tarafından söküldü. Osmanlılar adayı ele geçirdikten sonra restore edilip güçlendirildi. Zaman diliminde birçok kullanım gördü. Ada İngilizlerin işgalinden sonra. Kale hapishane olarak görev yapmıştı daha sonra tuz deposu olarak hizmet vermişti. Sonrasında her Eylül ayında düzenlenen Baf kültür festivalinde arka planını oluşturmaktadır.
1935 yılında koruma altına alınarak ilan edildi. Günümüzde Baf şehrinin en güzel simgesi olarak turistlere hizmet vermekte görülmeye değer bir KALE. Halen geçmişini araştırmak için arkeolojik kazı yapılmaktadır.
Bu arada zaman, zaman ayrıca da bir çok sanatçıların ürettikleri heykel, resim gibi sanatsal ürünlere ev sahipliği yapmaktadır.
Yakından görmek kaleyi görüntülemek, kaleye dokunmak, o havayı teneffüs etmek inanılmaz, hatta çok güzel bir duygu.
Sizi Seviyorum...
Kıbrıs'tan Sevgilerimle...