DARBE’YE İNAT ILDIR’DA "TATİL
Bu yaz tatili iple çektik. Yine yorucu ve uzun gelen kış mevsimini geçirmenin sıkıntısıyla tatili denizi özlemiştik. Taaa.. ki 15 Temmuz gecesine kadar. O gece bütün dünyamız alt üst oldu. Hayattan alabileceğimiz bir nebze zevki de yitirdik. Bir avuç vatan haini geri zekalının darbe hevesi huzurumuzu kaçırıp, bütün ülkeyi 7’den 77’ye sokağa döktü
O geceden sonra birkaç günü Marmara Depremi’ndeki ruh halini yaşayarak geçirdim. Adeta her şey bana yabancı gibiydi. Ancak bütün bunları Türk milletinin birbirine kenetlenerek bir tek ses ve güç olması sayesinde moral bularak atlattım... Moralimizi daha da yükseltmek ve çoluk çocuğun tatil planlarını da suya düşürmemek için tatil planımızı aynen uyguladık. Arabaya atladığımız gibi memleket havasını soluya soluya düştük yollara… Ve gördük ki, büyük bir çoğunluk bizim gibi düşünmüş. Yollarda tatilciler, Almanya’dan anavatana gelen gurbetçiler… Mola yerleri cıvıl cıvıl… İstanbul’dan Çeşme’ye kadar her yerde hayat inadına devam ediyor. Etmeli de, pes etmek yok. Bu ülke bu vatan bizim kimseye yedirmek gibi bir niyetimiz de yok…
Özelikle bir konunun altını kalın kalın çizmekte yarar var. İptal edilmiş tatil planlarınızı yeniden gözden geçirip planlayın, planınız varsa da sakın iptal etmeyin. Turizm sektörü bu yıl çok sıkıntılı günlerden geçiyor. Önce Rusya ile olan kriz, adından da darbe girişimi sektörü can evinden vurdu. Tesislerde yüz binlerce insan çalışıyor, inanılmaz yatırımlar var. Buralarda çalışanları aileleri ile birlikte düşünürsek milyonlarca insanın ekmek kapısı… Yemek yediğimiz, çay yudumladığımız yol üstü mola yerlerinden, otellere ve seyyar satıcılara kadar milyonlarca insan tatil yapacaklara, seyahat edenlere bel bağlamış bekliyorlar. Gelin onların içinde bulundukları sıkıntıları da göz önüne alarak tatil planlarımızı imkanlar nispetinde aynen devam ettirelim. Bu ekonomik savaşı da en az hasarla atlatalım. Unutmayalım ki bir çember üzerinde dönüp duruyoruz, ve ekonomik anlamda yaptığımız her şey bir gün önümüze gelecek bizi de etkileyecek…
Çeşme cıvıl cıvıl…
Uzun zamandır Çeşme’ye gelmedim. Çeşme artık devasa bir şehir haline gelmiş. Giderek devleşen bir turizm cenneti. Yabancı turistin bu yıl esamesi okunmuyor, neredeyse tamamı yerli tatilciler. Alaçatı’dan Çeşme sokaklarına kadar her yer cıvıl cıvıl. Umarım esnafın yüzü biraz da olsa gülüyordur. Hafta içi olmasına rağmen Alaçatı sokaklarında gezmekte zorlandım. Kalabalık adeta üst üste… Bu kadar yoğun kalabalığın içinde olmak istemiyorsanız hem kafa dinleyip hem de eğlencenin yakınlarında olacak bir tatil mekanı arıyorsanız size Çeşme yakınlarında harika bir tatil yapma tüyosu vereyim…
Gizli cennet Ildır ve Kaya Prestige Sunshaine Hotel…
Ben Çeşme yakınlarında Ildır’da konakladım. Kaya Prestige Sunshaine Ildır’ın en büyük en kapsamlı tek oteli. Çeşme’ye 22 km. Alaçatı’ya 16 km. mesafede. Her iki merkeze de 20 - 25 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Bilmeyenler için Ildır’ı şöyle tarif edeyim; Büyük ilgi gören “Fatmagül’ün Suçu Ne” ve şu sıralar FOX TV’de yayınlanan ve çok sevilen “Hayat Sevince Güzel” adlı bir dizi filmler işte burada çekiliyor. Çekimler tablo gibi gerçek mekanlarda yapılıyor. Dizi ekibi de Kaya Prestige Sunshaine Hotel’de konaklıyor. Otel’in müdürü deneyimli turizimci Hacı Ömer Özkul görev aldıktan sonra otelde farkını göstermiş.
Nefis yemekler ve güler yüzlü bir personel ile hizmet veriyor. Ben pek çok beş yıldızlı otelde yemek yedim. Ancak lezetli yemek yediğim çok az sayıdaki otellerden biride burası. Harika aşçıları var. Az öz ama lezzetli yemekler. Otel’de size tüm ekip çok sıcak kanlı davranıyor. Bir dediğimiz iki edilmiyor. Animasyon ekibini de es geçmemek lazım. Kibar işini bilen bir ekiple sanki samimi arkadaşlarınızla eğleniyor gibi eğleniyorsunuz.
Doğa, tarih her şey iç içe…
Kaya Prestige Sunshaine Hotel’in yanı başındaki Ildır küçük sakin bir köy. Sit alanı koruma bölgesi olduğu için çivi bile çakamıyorsunuz. Cennetten bir köşe. Müthiş bir doğası ve manzarası var. İlk gördüğünüzde “işte benim yaşamak istediğim yer “ diyebileceğiniz nadir yerlerden. Merak edip satılık ev varmı diye sorduk. Üzerinde satılık ilanı olan bir bina gösterdiler. Fiyatı 3 milyor lira, Yani eski parayla 3 trilyon… Ildır’ın ve yakın çevresinin gelecek yıllarda kıymetini varın siz düşünün.
Biz ailece adeta köyün müdavimi olduk. Köy halkının sattığı ev yapımı ürünler çok lezzetli. Yemek yenecek seçenek çok. Balık restoranları abartısız ve samimi. Ayak üstü aperatif için çok lezzetli bir gözlemeci bile var. Unutmadan, Ildır bir enginar cenneti olarak da biliniyor. Enginar sevenlere duyurulur. Köylüler enginarın reçelini bile yapmışlar. Bu kadar bilginin sonunda da Ildır’ın çok çok eski bir yerleşim yeri olduğunu yani antik bir tarihi olduğunu da belirteyim. Kurulduğu zamanki adı Erythrai’nın olan kentin geçmişi ilk Tunç Çağı'na kadar dayanıyor. Erythrai sözcüğünün Yunanca’da “kırmızı” anlamına gelen Erythros’tan türediği, kent toprağını kırmızı renginden dolayı Erythra’nin “Kızıl Kent” anlamında kullanıldığı sanılmaktadır. Kent şarabı, keçileri, değirmen taşları ve kadın kahinleri Sibyl ile Herophile ile ün kazanmış o dönemlerde. Ünlü Athena tapınağına ait kalıntıları, tiyatro ve diğer mekanları da kenti gezerken göreceksiniz.
Ben harika dolu dolu bir tatil yaptım. Size Ildır’ı şiddetle tavsiye ediyorum. Yaz bitmeden Kaya Prestige Sunshaine Hotel’e rezervasyonu yapıp tatili bu bölgede yapın derim