MARADONA EN LAS MANOS DE DİOS (MARADONA, TANRININ ELLERİNDE)
Futbolun küçük dev adamı Maradona hayatını 60 yaşında kaybetti. İlk duyduğum anda içim acıdı. Böylesine müthiş kariyeri olan bir adam, futbolun sihirbazı sonunda dünyadan göçüp gitti. 60 yaş, günümüz insanı için genç bir yaş sayılır. Ölmek için daha çok erken. Ama ne var ki Allah, kulunun canını alırken yaşına başına bakmıyor elbette... Acı tatlı bir hayatı geride bırakıp gitti uzun adıyla Diego Armando Maradona.
Ancak onun ölümü ile “Tanrının Eli” tartışması da küllenmiş olmasına rağmen yeniden alevlendi. İsterseniz önce 1986 dünya kupasına gidelim ve “Tanrının Eli” olayını hatırlayalım.
1986 Dünya Kupası, Arjantinli futbolcu Maradona'nın yıldızlaştığı kupa olarak tarihe geçti. Arjantin'in Dünya Kupası'nı kazanmasında önemli rol oynayan Maradona, 7 maçta attığı 5 golle, takımının en golcü futbolcusu olarak da dikkati çekti. Toplam 132 golün atıldığı Meksika'daki Dünya Kupası'na damgasını vuran olay Maradona'nın, İngiltere'ye eliyle attığı goldü.
Arjantin ile İngiltere arasında oynanan ve Güney Amerika temsilcisinin 2-1 kazandığı maçta, Maradona takımının iki golüne de imza attı.
Maradona, Azteca Stadı'nda 114 bin 580 kişinin izlediği maçta, İngiliz kaleci Shilton'ı eliyle attığı golle mağlup ederken, Tunuslu hakem Ali Bennaceur hiç tereddüt etmeden orta sahayı gösterdi. İngiliz futbolcuların itirazlarına rağmen hakemin kararı değişmedi. Maradona, daha sonra verdiği röportajda bu gol için "Tanrı'nın eli" ifadesini kullandı.
Kupanın yarı finalinde Arjantin, Belçika'yı, Batı Almanya da Fransa'yı aynı skorlarla 2-0 geçerek, adlarını finale yazdırdılar.
Meksiko City'deki Azteca Stadı'nda 114 bin 600 seyirci önünde oynanan final maçında 23. dakikada Jose Brown, 56. dakikada Jorge Valdano ve 84. dakikada Jorge Burruchaga'nın attığı gollerle Arjantin, Batı Almanya karşısında 3-2 galip geldi ve ikinci kez kupayı müzesine götürdü. Maç başına 2,5 gol ortalaması ile oynanan turnuvanın en golcü takımı ise 14 golle Arjantin oldu…
Evet, hikaye kısaca böyle. O gün stadyumdaki 114 bin 600 kişi ve bütün dünya elle atılan golü görmüştü. Elbette “Tanrı”da görmüştü…
Elle atılan golle ilgili olarak dünya ikiye bölünmüştü. Bazılarına göre Arjantin’nin o gole ihtiyacı vardı ve Maradona’nın attığı gol Arjantin halkına ve ekonomisine adeta doping yapmıştı. Diğerlerine göre ise elle attığı golle büyük bir haksızlığa imza atmış ve yine böylece bir günahın da sahibi olmuştu…
Diego Armondo Maradona’nın ani ölümüyle bu tartışma yine gündemde. Dünyanın büyük bölümü onu göz yaşları içinde uğurluyor. Bir bölümü de işlediği o büyük günahı sorgulayarak selamlıyor. Avrupa’dan gazetelerin bazı başlıkları şöyle: Information (Danimarka) “Hem günahkar, hem kurtarıcı ve hem de en büyük futbolcu!”, Morgen Post (Almanya) “Tanrı elini geri aldı”. Metro (İngiltere) "Maradona, Tanrı’nın Ellerinde".
Siz hangi taraftasınız bilmem ama, ben o büyük günahı işlediğini ve eliyle attığı golle hak etmediği bir kupayı aynı eliyle havaya kaldırdığını düşünüyorum. O gün, o golü eliyle attığında hakeme “Ben golü elimle attım” diye bilme büyüklüğünü gösterseydi o günde bugünde tüm dünyanın takdirini toplamış tartışmalardan uzak hak ettiği gibi
589 resmi maçta 311 gol atan (eliyle attığı golü saymazsak 310 gol) büyük bir futbolcu ve kahraman gibi uğurlanacaktı.
Son söz; Şimdi işlediği büyük günah ve büyük bir kariyer ile Maradona en las manos de Dios (Maradona, Tanrı’nın Ellerinde)…