AŞK HER ŞEYİ AFFEDER Mİ ?
Gözde ŞERBETÇİ Yazdı...Aşk ?Üç harfte açıklanamayacak kadar karmaşık bir his. Her kötülüğü yenecek kadar yeterli mi? Var mı yok mu? Tekil mi yoksa çoğul mu? Sevdiğin adamı ikinci sıraya koyabilecek kadar güçsüz mü? İntikam için yemin ettiğin bir yoldan seni çevirecek kadar sevdiğin kadını özel yapan güçlü bir olgu mu? İhanet ve nefreti içinde bulundurur mu? Mücadeleci mi? Yok edici mi? Peki aşk yaptıklarına rağmen ikinci bir şansı hak eder mi? Aşk her şeyi affeder mi?
Başrollerini Hazal Kaya ve Aras Bulut İynemli’ nin paylaştığı Tv 8 ekranının iddialı dizisi Maral erken sezon finali ile izleyicisine şimdilik veda etti.
Sezon finaline giren ilk dizi olan Maral final için hazırladığı bölüm ile duygusal ve değişken duygular hissettirerek bir sonraki sezon için merak duygusunu da zirvede bıraktı.
Başladığı günden beri özenle takip etmeye çalıştığım Maral dizisi, tüm hayali Luna isimli bir mağazada iyi bir noktaya gelmek isteyen garson kız Maral ve çikolatacı çocuk Sarp’ın babasından intikam almak için aynı mağazada bulunmasıyla yollarının kesiştiği saf bir aşk hikayesini anlatıyor.
İkisinin de hayalleri, idealleri, farklı noktalarda olsa da ikisinin de birbirine kenetlendiği ortak nokta aşk oluyor. Hal böyle olunca izleyici de bu güzel masum aşk hikayesine şahitlik etmekten kendini alamıyor. İlk bölümde izlediğim dizi Anna Hathaway’in başrolünü Merly Streep ile paylaştığı ‘The Devil Wears Prada’ bizdeki karşılığı ile ‘Şeytan Marka Giyer’ isimli filmi bana hatırlattığını söylemeden geçemeyeceğim.
Maral rolünde karşımıza çıkan Hazal Kaya’nın oyunculuğunu bu dizide beğendiğimi söyleyebilirim. Doğal mimik ve oyunculuğu ile etkileyici gözüküyor ve aslında bir kül kedisi hikayesinde başrol olan bir kadın oyuncu olarak sıradan ve halktan gelip zirveyi ve diğer dünyayı hedefleyen rolünde üstüne düşeni yapıyor.
Hikayedeki saf ve masum duygular genç kızları etkilemiş olabilir. Çoğumuzun kül kedisi ile büyüdüğünü düşünürsek yabancılaşmadan bağrımıza basabileceğimiz bir dizi. Ancak her şey tıpkı hayat gibi toz pembe değil…
Oyunculuğunu çok beğendiğim Aras Bulut İynemli yani Sarp evlilik dışı istenmeyen bir çocuk olarak babasından intikam almaya ant içmiş, sevgiye de muhtaç olan, hesaplaşmak istediği, isyan ettiği hayata hep kafan tutan bir rolde çıktı karşımıza. Sarp’ın sahnelerini izlerken gözlerinde babasına karşı beslediği öfkeyi aynı zamanda da muhtaç olduğu sevgiyi bir arada görebiliyoryuz. Evet Sarp iki duyguyu da kesinlikle izleyiciye geçiriyor.
Bu iki karakterin buluştuğu ortak nokta aşk dedik ya hani işte tam burada aslında fedakarlıklar da devreye giriyor. Son birkaç bölümde Sarp sırf Maral için bir çok şeyden fedakarlık etmeye başlamış hatta babasından alacağı intikamı bile bir kenara bırakıp sevdiği aşık olduğu kadına bağlanmayı tercih etmişti. Fakat dizi bu ya işler yolunda giderse sonuca kolay ulaşılacağından hikaye giderek karışmaya bir nevi güç savaşlarına, ego tatminlerine ve yan karakterlerin sürekli entrika çevirmelerden doğan karmaşadan çıkamıyor.
Aşk …Üç harfte açıklanamayacak kadar karmaşık bir his. Her kötülüğü yenecek kadar yeterli mi? Var mı yok mu? Tekil mi yoksa çoğul mu? Sevdiğin adamı ikinci sıraya koyabilecek kadar güçsüz mü? İntikam için yemin ettiğin bir yoldan seni çevirecek kadar sevdiğin kadını özel yapan güçlü bir olgu mu? İhanet ve nefreti içinde bulundurur mu? Mücadeleci mi? Yok edici mi? Peki aşk yaptıklarına rağmen ikinci bir şansı hak eder mi? Aşk her şeyi affeder mi?
Sezon finali için hazırlanan bölümde birbirine aşık iki genç gördüm. Hayalini kurduğu işten feragat etmek zorunda kalan, tercih yapmaya zorlanan ve sevdiği adamı kaybetmemek için hayalinden vazgeçen bir kadın… Sevdiği kadın canını çok yakınca ona karşı umudu yıkılan, ne inanacağını bilemeyen hırsından kendini spora verirken karşısına ona sevgi ile bakan iki çift göze razı olup, belki de teselli arayan kalbi kırık bir genç adam..
Önümüzdeki sezonu heyecanla bekliyor olacağım. Bana güzel duygular vermeyi başarabilen dizilerden biri oldu Maral. Umarım kötülükler kaybeder ve kazanan aşk olur.