Günaydın muhteşem ülkemin muhteşem insanları.  Karanlığın içinden geçerek yüzünü aydınlığa çeviren, enfes  tarhana kokulu kozmopolit halkım.  Muhteşem olmak isteyen bir dil, ırk, devlet, hükümet… Ancak kolay değil öyle bir anda ağa, paşa olmak. Bastığın yerden ses gelmesi, yüksek sesle naralar atarken duyanın yerinden hop hop etmesi… Hayallerde yaşatılan onca şeyin gerçek olmasını istemesi.  Ya da mucize sayılabilecek değerleri ufacık anlamlarla ortadan yok etmesi… Günaydın muhteşem insanlar, günaydın sevgi ile uyanan bir Cumhuriyet.

 Bu şekilde bir girizgah ile başlamak istedim. Umarım anlaşılmışımdır. ‘Muhteşem’ diyerek konuyu “Muhteşem Yüzyıl Kösem” e getireceğim de belli olmuştur. Kesinlikle bu diziyi yazmak istiyorum. Çünkü gerçekten çok emek verilen bir yapım. Hangi iş olursa olsun emeğin bol olduğu her şeye saygı duyarım. Duymak da gerekir.  Muhteşem Yüzyıl’ın devamı olarak yeniden başlayan ‘Kösem’  ilk bölümü ile geçtiğimiz hafta  Star tv ekranlarında yayınlandı. İzleyicilerden, çevremden aldığım tepkiler sonucunda hem iyi hem de kötü sayılabilecek(bence değil) yorumlarla karşılaştım. Oldum olası devam dizilerini sevmeyen ben bu devam dizisini sevdim! Neden sevdim diye sordum kendime ?

Cast çok genç, çok başarılı. Padişahtan tutun yeniçerilere kadar herkes son derece titizlikle seçilmiş ve rol için epey hazırlanılmış.  Ustalarla gençler kaynaşmış. Genç oyuncularında yararına olmuş bu durum. Tarihi bir dizi çekiyorsanız o dönemi en iyi şekilde yansıtmanız gerekmektedir. Cast olarak yerli yerinde.  Yurt dışında izlediğimiz yabancı dizilerde de gördüğümüz gibi. 

Hikaye unsuru. Beni en çok etkileyen, bu defa başka hisler sunması. Sultan Ahmet’in sultan olmak için yanıp tutuşmuyor olması, geldiği ilk günden kardeş ölümlerini kaldırması, çocukluğu, deneyimsizliği, heyecanı… Ekin Koç bu rolde beni aydınlattı. Köşeli yüz hatları ile yaptığı mimikleri net görmemizi sağlarken her duygusunu bana  geçirebilmeyi başardı. Gerçekten Sultan Ahmet’in hissettiklerini bende modern 2015 konforumdaki evimde yaşadım. Işıklar kapalı iken izlediğim o gergin anlarda birebir hallenmeler içine girdiğim oldu. Güzeller güzeli Anastasia için duyduğu masum sevgi masum sevgileri… Bunların dışında Giray kardeşler. Hem Kadir Doğulu hem de Erkan Kolçak Köstendil  Kırım hanları rolünde deyim yerinde ise cuk oturmuşlar. Gözlerime inanamadım. Kadir Doğulu bu nasıl bir yakışıklılık,  nasıl sakin oynamak. Günden güne yükselen bir yıldız grafiğin var. Tırnaklarınla kazıyarak geldin. Tebrik ederim. Ve Erkan, muhteşemsin. Rol yeteneğini zaten tüm Türkiye oynadığın dizide Carlos olarak anlamıştı hatta bayılmıştık sana. Bir insana kötülük bu kadar mı yakışır?  Aslında kötü değil bu karakterler çünkü hikayeye göre Giray kardeşler Sultan Ahmet’in sonunu hazırlamaya ve Osmanlının kökünü kurutmaya çalışıyorlar… Böyle bir şans olsa ve taht Giray kardeşlere kalacaksa o dönemde yapılan bu planlar ve oyunlar gayet yerinde. Çünkü hükmettiğiniz topraklar ve o duygu tartışılmaz.  Neticede tahtın başına gelen sultan sırf taht elden gitmesin diye haince kardeşlerini katletmemiş mi onca sene?

Safiye Sultan rolünde karşımıza çıkan Hülya Avşar.  Dünyaya oyuncu olmak için gelmişisiniz. Derin mavi gözlerinde taşıdığı anlamlara bakmak ve onu izlemek inanılmaz keyif verici. Genç neslin  Hülya ablalarından öğreneceği çok şey var. Hülya Avşar yurt dışında mesela Hollywood’ da doğmuş olsaydı ve ünlü olmayı başarsaydı tüm dünyanın tanıdığı önemli bir aktris olabilirdi. Ama bizim ülkenin genel şanssızlığı… Zaten pr anlamında da çok feciyiz.

 Tek Tek kadroyu saymak istemiyorum çok uzun sürecektir.  Başka bir konuya geçmek  istiyorum üstelik uzman olduğum bir konuya. O da animasyon ve görsel efekt konusu. Türkiye’nin en iyi, dünyanın sayılı animasyon şirketlerinden birinde görev yapmaktayım. Bu işin nasıl yapıldığını çok iyi bilirim.  Hollywood’a iş yapan bir dünyadayım. Şimdi gelelim dizi de izlediğimiz animasyon sahnelerine. Bana göre enfes olmasa da Türkiye için çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Çok samimi söylüyorum. Mutu oldum. Çok ufak hatalar olmasına rağmen gerçekten inanılmaz hoşuma gitti. Timur Savcı ve ekibini kutluyorum. Bu tarz işlerde mutlaka animasyon kullanmak hatta bir adım yükseltip ciddi görsel efektler kullanmak zorundasınız. Bakın ‘Game of Thrones’ a bir gün boşa geçen bir sahnesi var mı ? Kalite tesadüf değildir. Kesenin ağzını açan bir şirketsiniz ama televizyon tarihine de damganızı vurmak en iyi olmak zorunlu. Tabi bana göre. Ucuz etin yahnisi durumu olmasın. Zorlandığınız sahnelerde de sizinle iş birliği yapabiliriz. 

Şaka bir yana ben ‘ Muhteşem Yüzyıl Kösem’ dizisini çok beğendim. Şimdilik!  ‘Hürrem’ den daha çok. Dizi de görmeyi beklediklerimi de belirteyim.  Çok iyi savaş sahneleri görmek istiyorum, sanat gibi yapılması şart. Bruce Lee gibi sanat yapmalısınız.  Bunun için görsel yönetmen ve animasyon efekt şart. Neden dünyanın en iyileri arasına girmeyesiniz? Yapın bu halk da her şeyin iyisini hak ediyor. Harcadığınızı maliyetleri arap ülkelerine sattığınız ile  kat kat çıkartıyorsunuz.  Savaş sahneleri çok önemli. Ben içinde kadın olmasın, seks olmasın demiyorum. Neticede hayatın akışı bu.  Kimse leyleklere inanmıyor artık. Hatta kadının olmadığı hiçbir şey de güzel değildir. Şuan verdiğiniz dozaj çok yerinde. Abartılmasın. Harem olayından fenalık gelmesin. Çünkü Türkiye’deki erkekler sultanın her gece canın çektiği ile beraber olabilmesi fikrini bir de izleyince acayip gaza geliyorlar. Bunu kendilerine hak görüyorlar. ‘Padişahım Çok Yaşa’ diyerek ortalarda gezecekler diye korkuyorum.  O yüzden algılara dikkat.

Bugünlük benden bu kadar özel sorularınız için sayfanın sonundaki adresimden bana ulaşabilirsiniz.  Sevgiyle kalın.

gozde@opusmediaent.ca