KEŞKE YAZILMASAYDI O GÜN
Seymen Ağa rolünden beri hiç sıradan bir insanı oynamadı. Her zaman zengin ve yakışıklı paylaşılamayan bir rol üstleniyor belki de yapımcılar böyle tercih ediyor o sadece kabul ediyor. Bir günde bir balıkçı rolünde ya da bir memur rolünde hatta bir eşcinsel rolünde çıksa karşımıza fark yaratmaz mı ?
Diziler diziler …Bağımlısı olduğumuz ah şu haftalık diziler … Senaryolar benzerlik gösterdikçe izleyici olarak kaçmaya çalıştığımız fakat ne yazık ki yine denk geldiğimiz star odaklı diziler.
Star odaklı diyorum çünkü hikayeler çok fena. Salı günü yayınlanan başrollerini Özcan Deniz, Hatice Şendil, Begüm Kütük’ün paylaştığı “Kaderimin Yazıldığı Gün” isimli diziyi bugün mercek altına aldım.
Geçen dönemden bu yana yayınlanan entrika dolu bir dizi. İzlemeyenler için küçük bir özet geçecek olursam : Kahraman Yörükhan ve Defne Yörükhan oldukça varlıklı bir ailenin evli çiftidir. Denemeler sonucunda bir çocuk sahibi olamayıp, Defne’nin kaynanasının da teşviki ile taşıyıcı anne olan Elif’in hayatlarına girmesi ve işlerin basit bir taşıyıcı anne olayından çıkıp Kahraman karakterinin Elif ile olan aşkının ve doğacak bebeğin hayatlarını nasıl değiştirdiğini anlatan bir dram.
Başlangıçta konusu ilgimi çektiyse de gidişat ve yaşanan onca entrikayı pekte hoş karşılamadım. Öncelikle Elif karakterinin para için taşıyıcı anne olarak işi kabul etmesi ve çocuğunu satacak olması gayet huzursuz ediciydi ama dizi bu ya bu konu için yeterli ve merak ettirici idi. Sonrasında gelişen olaylarda Kahraman karakterinin aslında kendinden de fedakarlık yapan eşi Defne için olan tutumu bir kadın olarak beni mutsuz etti. Eşi ile mutlu olabilmek için başka bir kadından olacak çocuğu kendi çocuğu gibi kabul eden bir kadın, kocası tarafından ihanete uğrayan Defne bana göre hak etmeyeceği bir tutumla karşılaştı… Daha samimi olursak, kocanız taşıyıcı anne olarak evinize aldığınız genç kadına aşık oluyor ve sizi terk edip onunla evlenmeye kadar işi götürüyor. Şimdi burada kim madur ?
Başrolde iyi, masum zorunda olduğu için çocuğunu satacak gibi görünen Elif aslında bana göre hiçte doğru bir mesaj veren karakter değil. Evli bir adamın yuvasını yıkan bir kadın misyonunda. Defne dizi boyunca kötülüklerle çıkıyor karşımıza fakat çaresiz hissettiği ve sevdiği adamı kaybetmemek için direndiğini düşünerek bakarsak aslında kurban olan kişi Defne. İşte ekrana bunun tam tersi yansıtılınca burada bir haksızlık olduğunu düşündüm ve yazmak istedim. Bunun bir örnek olarak algılanmaması gerekir. Dizi ile yatıp kalkan bir toplum olarak, ölen karaktere mezar yaptıran bir toplum olarak bu yanlış örneğinde doğruymuş gibi aşkın üzerinden normalleştirilmemesi gerekiyor.
Hikayenin yanı sıra Özcan Deniz’in daha farklı rollerde izleyici karşısına geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Seymen Ağa rolünden beri hiç sıradan bir insanı oynamadı. Her zaman zengin ve yakışıklı paylaşılamayan bir rol üstleniyor belki de yapımcılar böyle tercih ediyor o sadece kabul ediyor. Bir günde bir balıkçı rolünde ya da bir memur rolünde hatta bir eşcinsel rolünde çıksa karşımıza fark yaratmaz mı ?
Dizi cast ekibi seçiminde de çok başarılı değil. Lale devrinde anne rolünde oynayan Gül Onat usta oyunculuğu ile yine anne rolünde hem de ortalığı karıştıran bir anne fakat kullandıkları o peruk beni benden alıyor eminim sizinde dikkatinizi oldukça çekiyordur. Bence yapım küçük ayrıntılara dikkat etmeli. İzleyicilerle yaptığım söyleşilerden çıkardığım bir diğer sonuçta yeğen rolünde oynayan Gürbey İleri’nin Elif’e olan aşkını ekranın diğer tarafına geçirememesi ve tabi ki erken vedası.
Anne olamayan izleyicilerin bu diziyi izlerken etkilendiklerini düşünüyorum ve verdiği mesajları doğru bulmuyorum. Umarım uzadıkça uzayan işlerden olmaz .