KADINCA DİLEKLER
Küçüktüm. Pazar günleri evde beyaz düğmeli kara radyo bangır bangır bağırırdı, Göztepe atağa geçti, gole koşuyor...
Küçük beynimde yankı bulan
" Tüh!" ler " Yav!"lar " Offf!" lar...
Her pazar. Anneme kavuştuğum tek günün lekesi olmuştur maçlar.
O günlerden bir gündü. Babam "Sen Galatasaraylısın" Dedi.
-Niye? Eniştem gibi Ankaragücülü olsam...
-Olmaz.
- O zaman annem gibi Beşiktaş’ı tutsam.
- Olmaz.
-Niyee?
- Çünkü baba hangi takımı tutarsa çocuk onu tutar.
Bunun üzerine anneme müracaat ettim, annem de ses etmedi...Artık Galatasaraylıydım. Yıllar sonra anneme sordum” Neden Beşiktaş’ı tut demedin? “ Verdiği yanıt, belleğimde yer eden ilk kadın fedakarlığı oldu.
“ Oğlu yok ya babanın, hadi şimdi karışmayayım da baba kız aynı takımı tutsun dedim.”
Peki babamın oğlu olsaydı , “ Ses etmeyeyim şimdi ana oğul aynı takımı tutsunlar , evde birlik olsun der miydi acaba?”
Sizce?
Hayatıma gürültülü kara radyo ile giren futbol hala evdeki gerilimin adı olmayı sürdürüyor benim için. Doğuştan Galatasaraylı, kalpten Beşiktaşlı, dipten Ankaragüçlü bir kadın olarak yıllardır hayatımın ortasında futbol.
Deşarj olma adı altında çoğu zaman insanları kavgaya, tartışmaya, küfüre, hararete sevkeden ama alışmak zorunda kaldığım, zevk almaya çalıştığım bir spor. Başka türlüsüne katlanmak daha zor olurdu zaten.
Kadınları etrafında toplayacak yaşlısı genci , İngiliz’i Brezilyalı’sının bir arada seyredeceği ,dil,din, ırk tüm engelleri aşıp bizi birleştirecek, erkeklerin oyunumuza sabretmesini ve hatta alışmasını öğretecek bir kadın oyunu henüz bulunamadı .
Kadın Futbol takımları kuruldu.
Yetmedi. yetmez ... Başka bir oyun bulmalı! Özgün bir oyun...Bize özgü.
İşte o oyun bulunursa belki bir şeyler değişir...
O oyunla birlik olmayı, ayrı durmayı, kızmayı, tartışmayı, birlikte saatlerce oyun üzerinde konuşmayı, taraftar olmayı, avazımız çıktığı kadar hep birlikte bağırmayı öğreniriz. Aidiyet duygumuzu beslenmeli, kadın olduğumuzu hissettirmeli...
Belki o zaman, ev işlerinde erkekten yardım aldığımız zaman yaya geçisinde duran arabaya minnet duyduğumuz gibi minnet duymayız.
Bu oyun işini hep birlikte bir düşünelim...
Oyunumuzu bulup geliştirmeye daha var ama şimdilik en azından bizim olan bir günümüz var , “
Kadın olarak ve bir anlamda aile önderi olarak toplumsal kalkınmadaki yerimizin sembolü mutlu bir günümüz.Yılda bir gün!
Biliyoruz ki haksızca kadına kalkan o el, aslında yoksulluğa, cahilliğe, ezilmişliğe, değersizleştirilmişliğe, iletişimsizliğe kalkan el. Kadına kalkan o elin bütün bunlardan güç bulamadığı mutlu bir toplum diliyorum.
YEKÜV olarak yıllardır bu amaca sarılarak çalışıyoruz. Kız çocuklarının eğitimine öncelik veriyoruz.
Fedakarlığın sadece bizim sırtımıza yüklenmediği, kadınıyla erkeğiyle saygı, sevgi, hoşgörüyle yaşadığı mutlu toplum...
Hepinizin “Kadınlar Günü”
kutlu olsun değerli okurlar...
Değerli olduğumuzu hissedeceğimiz, dünyanın dörtbir köşesinde ve her alanda sesimizin daha gür çıkacağı nice güzel günlere...