BİR BÜYÜK TEHLİKE!
Üniversitelerimizin açacakları animasyon bölümleri ile sektöre katkı sağlamaları gerekiyor. Eğitimlerini ingilizce yapmalarında da çok fayda var. Çünkü tüm sektör İngilizce konuşuyor. Bilgisayarlar, kullanılan programlar, kitaplar, terimler ve yeni gelişmeler. Üniversitelerin de hocalarını, en azından bir kısmını Kanada ve Amerika’dan seçmeleri sektörün gelişmesinde çok önemli rol oynayacaktır.
Görsel efekt, animasyon, modelleme, kaplama, render yeni yeni aşina olduğumuz sözcükler. Özellikle bilgisayara yatkın gençler modellemeyle başladıkları maceralarına kısa sürede görsel efekt uzmanı olarak devam ediyorlar.
Sinema ve dizilerde de artık görsel efektler kullanılmaya başladı. Bu konuda çalışan çok profesyonel şirketler ne yazık ki yok. Böyle yazınca bazı şirketler bana kızacaklar ancak gerçekten bu işi tam anlamıyla yapan kişiler olsada kurumlar yok da biz var diyelim biraz yumuşatmış olalım.
Sektörün gelişememesinin en önemli nedeni elbette eğitim. Bu konuda eğitim veren kurumlarımız bir elin parmak sayısını geçmiyor. Onlar da eğiticilerinden kaynaklanan zafiyetlerini öğrencilerine aynı düzeyde aktarınca olan yine sektöre oluyor…
Animasyonun kalbi olan Kanada’da Görsel Efekt ve Animasyon şirketimin olması bunları bana söyletiyor. Belki katkım olur, belki bir anlam üretilir yazdıklarımdan diye…
Meraklı ve yeni nesil gençler meslek merakıyla bu konularda açılan üç beş aylık kurslara giderek veya kendi becerileriyle bir şeyler öğrenerek kendilerin geliştirmeye çalışıyorlar. Tabii herkes farklı düzeyde ve bilgide olunca da inanılmaz karmaşık bir insan yeteneği çıkıyor ortaya. Bu topluluğa doğru ‘Animasyon işim var’ diye bir genelleme yaparak istekte bulunsanız, inanın hepsi birden üzerinize üşüşüp ‘Ben yaparım’ diyecektir. Halbuki bunların bazıları modellemede kendini geliştirmiş, bu geliştirenlerinde her birinin düzeyi ve yeteneği birbirinden farklı düzeyde… bazıları az da olsan animasyon biliyor, bazıları için ‘Cem Yılmaz’ın dediği gibi ortaya karışık…
Sektör çok hızlı gelişiyor ve yenileniyor. Üniversitelerimizin bu konuyu ele alması ve öncelikle animasyon alanında yeni bölümler açarak gençleri geleceğe hazırlamaları gerekiyor.
Üniversitelerimizin açacakları animasyon bölümleri ile sektöre katkı sağlamaları gerekiyor. Eğitimlerini ingilizce yapmalarında da çok fayda var. Çünkü tüm sektör İngilizce konuşuyor. Bilgisayarlar, kullanılan programlar, kitaplar, terimler ve yeni gelişmeler. Üniversitelerin de hocalarını, en azından bir kısmını Kanada ve Amerika’dan seçmeleri sektörün gelişmesinde çok önemli rol oynayacaktır.
Geçtiğimiz günlerde genç ama yetenekli bir kardeşimle sohbet ettim. Bana anlattıkları beni hem şaşırttı hem de üzdü doğrusu. Bu genç kardeşimiz Kanada’da olsa bizim profesyonel şirketimizde Junior olarak işe başlayabilir. Kendini de geliştirip ilerde çok iyi bir Supervisor olabilirmiş…
Henüz 23 yaşında 20 yaşından beri bu işi yapıyor. Ve inanırmısınız şu andaki dizi ve film sektörünün birçok işini bu genç arkadaş yapıyor.
Bu yıldız olmaya aday bir futbolcuyu erken yaşta sahaya sürüp heba etmeye benziyor. Maalesef sektörümüz de ucuz ve çok ortalama işlerle tatmin olunca ortaya böyle tablolar çıkıyor.
İşin yine eni sonu eğitime ve doğru bilgiye kadar gitmesi kaçınılmaz oluyor. Yetenekle kişilerin bu kadar büyük bir karmaşa içinde olması, bilgi kirliliğinden kendilerinin boğulması, fiyat rekabetinin inanılmaz düzeyde, artık birbirlerinin yerden yere vuracak seviyelerde olması gerçekten buyük bir tehlikeye de işaret ediyor.
Eğer bir ürünü olması gerektiği fiyatın çok çok altına üretirseniz ve satarsanız istediğiniz kadar kenidinizi zorlayın aynı ürünü çok kaliteli de üretseniz gerçek değerine satamazsız.
İşte bizi bekleyen büyük tehlike bu maalesef…