GELİŞME BUNUN NERESİNDE!
Bir yanda gelişmiş ülkeler, diğer yanda bütün bu gelişmeye karşı üç maymunu oynayan ülkelerin zavallı politikacıları.
Gelişmiş dünyada insanların kendi özgür alanları var. Bu alanda kimse onlara karışamıyor. Bu alanlarda insanlar özgürce yaşayabiliyor. Yürüyor, düşünüyor, eğleniyor, içiyor, içmiyor, sarhoş oluyor, olmuyor, inanıyor, inanmıyor… Bir başka insanın alanına girmedikçe hiç kimse onlara karışamıyor. Bu özgürlük onlara anayasalarının armağanı.
Gelişmiş ülkelerde kavgalar da çok az oluyor. Herkes kendi alanında hak ve hukuk sahibi olduğunu bilince sinirler de gerilmiyor. Adaletli bir ücret alacağını, her türlü güvenlik ve saldırı tehdidine karşı adalete güvenebileceğini biliyorlar.
İnsanlar çoğu zaman evlerinin kapılarını, arabalarının kapılarını kilitlemiyor. Kadınlar günün her saatinde yalnız başlarına istedikleri yerlerde gezebiliyor, arkadaşları ile zaman geçirebiliyorlar..
Gelişmemiş ülkelerde çok amaçlı politikacılar sadece halklarını uyutmuyorlar, onların özgür alanlarında istedikleri gibi at koşturabiliyorlar… Gece insanları evinden almak gibi en uğursuz yollara bile başvurabiliyorlar.
Kadınlar göz göre göre katlediliyor… Evler, arabalar, dükkanlar soyuluyor… Yönetenler insanların dini duygularıyla oynuyor, ne yapıp ne yapmayacaklarına karışıyor.. Bir genç kız mini etekle dolaşamıyor, genç bir erkek kendini toplumun ahlak bekçisi sanabiliyor..
İnsanların işi, gücü, özgürlüğü, mutluluğu yokken bu ülkelerde politikacılar özgürce konuşabiliyorlar. Yorumlar yaparak, vaadler verebiliyorlar. Herkesin işsiz olduğu bir ortamda umut dağıtırken, baskı altındaki dövülen, ezilen kadınların yanlarında olduklarını söyleyebiliyorlar..
Üstelik politikacılar bu söylemleri için yüklü yüklü maaşlar alırken, ellerindeki imkanlardan yedi ced’leri faydalansın diye onlara da yağdırıyorlar…
Bir yanda ADALET’i, yani gerçek adaleti görme imkanı varken, öte yanda insanlara adil olmayan ADALET’i kakalamaya çalışıyorlar.. Eğitimsiz bilgisiz insanlar da bu laf kalabalığının altından kalkamayınca karşısındaki politikacının tipine, boyuna, posuna, konuşurken tonlamasına bakarak ‘haklı’ diyebiliyor..
Vatandaş hem az bilgili, hem de masum, çünkü koca koca insanların bu kadar yalan, dolan ve riya dolu bir dünyada yaşayabileceğini düşünmüyorlar..
Gelişmenin, büyümenin, mutlu yaşamanın böyle olduğunu sanıyorlar.
Gelişme böylesine ağırdan alınınca olan yüz milyonlarca insanın mutsuz yaşadığı anlarına oluyor…
İşte yine burda o meşhur politikacılar devreye giriyor ve gelecek için yine bildik vaadlerini anlatmaya başlıyorlar…
Siz siz olun, arabanızın, evinizin kapısını kilitlemeden uyumayın..
Sizin alanınınıza girmek için pusuda bekleyen politikacıların olduğunu unutmayın!