BU TUHAF İNSANLARA ’HAYIR’ DİYELİM
Eyyy benim güzel vatandaşlarım. Size seslenmek istedim. 16 Nisan’daki referandumda belki de birlik oluruz, bu siyasilere inat millet oluruz diye.
Nasıl bir siyasi hırs, nasıl bir siyaset ki bu, bize ‘EVET’ veya ‘HAYIR’ dedirtiyor. Sadece buna zorlandığımız için bile bu siyaseti protesto etmeliyiz. İptal etmeliyiz. Olur mu böyle şey?
Halkın mutlu yaşamasının kuralları olan bir ANAYASA nasıl bir ‘EVET’ ve ‘HAYIR’ ın içine sokulabilir ki…
İsyan edelim ‘HAYIR’ diyelim. Ayırt etmeden bütün siyasetçilere ‘HAYIR’ diyelim. Onlara bir ülkede insanların mutlu yaşayabilmesini organize eden yasanın 7’den 70’e herkesin hayran olacağı bir kurallar bütünü olduğunu hatırlatalım. Ne bugün ne yarın, ne ANAYASA ile ne de başka bir yasa ile yetkilerimizi sakın, sakın siyasetçilere devretmeyelim.
Onlar hırslı, onların tuzu kuru, onlar hesap, kitapçı, onlar kendilerinden başkasını düşünmeyen, ayakları hiçbir zaman yere basmayan tuhaf insanlar olmuşlar. Gözleri kör olmuş. Bakıyorlar ama görmüyorlar.
Siz bir çimende oturup zeytin, peynir, çay içerek ailenizle mutlu olabiliyorsunuz. Onlar olmuyor. Bunu unutmuşlar. Siz ailenizle güldüğünüzde içiniz titriyor, huzur doluyorsunuz. Onlar bunu bilmiyor. Bir yerinize, bir yakınınızın kılına zarar gelse içiniz acıyor, kahroluyorsunuz onlar ağlayamıyorlar bile… Gerçekten bir tuhaf olmuşlar…
Öyle olmasa on yıllardır aynı kişiler milletvekili, aynı kişiler belediye başkanı, aynı kişiler Cumhurbaşkanı, başbakan olurlar mıydı hiç?
Hiç duydunuz mu? Kadir Topbaş mesela… ‘Ben artık bırakıyorum. Ben mimarım. Belediye başkanı doğmadım. Bu kadar yeter. Benim eşim, çocuklarım, ailem, torunlarım var. Onlara zaman ayırmak istiyorum. Biraz da onlarla olmak istiyorum.’ Dediğini.
Ya da bir milletvekili adayının, ‘Artık yeter, bu dönem çekilmek istiyorum. İşimi özledim. Eşimi, çocuklarımı özledim.’ Dediğini…
Hiçbir siyasetçi çıkıp da, ‘Ben kendimle kalmayı istiyorum.’ Der mi hiç.
Bunlar nasıl insanlar böyle. Nasıl bu kadar hırs olabilir, nasıl bir insan mesleği olmayan bir alanı bu kadar meslek edinebilir. Bunları sadece iktidar içinde söylemiyorum. Muhalefettekiler de aynı. Bıkmıyorlar, usanmıyorlar. Bir kaynak bulmuşlar oradan yürüyorlar…
Bütün bu insanlar kendilerini akıllı, kurnaz, iş bilir sanıyorlar. Ayaklarının altından koca bir hayatın gelip geçtiğini hep unutuyorlar. Şapka takamıyorlar mesela, Şortta giyemiyorlar, denize girdiklerini görmedim hiç. Çocukları kucağında bir oyuncakcıda da dolaşamıyorlar. Hayat arkadaşlarının, sevdiklerinin elini bile tutamıyorlar. Mehtaba karşı kumsalda şarkı bile söyleyemiyorlar. Bunlar mı akıllı, kurnaz. Güldürmeyin beni.
On beş yıldır, dile kolay, ONBEŞ yıldır, hatta hatta 25 yıldır bu işi yapanlar var. Vah vah vah…
Bize bizden fayda var. Bunlar biz olmaktan çıkmışlar. Başka, tuhaf insanlar olmuşlar. Sakın sakın bunlara bütün yetkileri vermeyelim. Ne birine, ne ötekine. ‘HAYIR’ diyelim. Bunları zorlayalım. Baskı yapalım. Gücümüzü gösterelim ve hepimizin ama hepimizin ortak yaşamını belirleyecek ANAYASA’yı birlik içinde yaptıralım. O ANAYASA ki bizim mutlu yaşama hakkımızı korusun. İşte o zaman ‘EVET’ deriz. Şimdi 16 Nisan’da parti, kişi, siyaset gözetmeyelim. Hepimiz birlik olalım. Bu tuzu kuru, hırslı, kendileri olmaktan çıkmış, bizi unutmuş tuhaf insanların hazırladığı bu saçmalığa ‘HAYIR’ diyelim.