TARİHE YAZDIR ADINI KADİR TOPBAŞ..İSTANBUL’UN MEYDANI AKSARAY OLSUN...
İstanbul’un en dikkat çeken semti neresidir. Toplandığımız, alışveriş yaptığımız, yürüyüş yaptığımız, hayran kaldığımız, anlattığımız, anlatılanlardan dinlediğimiz...
Neresidir? Taksim mi? Taksim bence İstanbul’un merkezi olamayacak kadar kötü bir yer. Beton bir düzlük. Etrafında binlerce otel. Sağa doğru gitseniz oteller, sola doğru gitseniz oteller… Ya meydanı.. Taksim Meydanı… Değiştirip, değiştirip önümüze getiriyorlar. Betonun her türünü gördük Taksim’de…
İstiklal’e doğru uzandığınızda iş değişiyor tabii ki. İstiklal Caddesi her zaman cazibesini koruyacak bir yer. Başka bir yer İstiklal caddesi. Ama bir cadde sadece. Başı var sonu var. 1.5 km yürüyüp döndüğümüz.
Bundan başka da sizi İstanbul’a aşık edecek bir yer var mı?
Elbette var, yüzlerce yer var burası İstanbul dünyanın gözbebeği. Bana göre dünyanın en güzel şehri… Ama dünyada anılan bir meydanı var mı? Soru bu. Taksim Meydanı demeyin şimdi!
Roma’da Aziz Peter Meydanı, NewYork’da Times Meydanı, Venedik’te San Marco Meydanı, Paris’te Şanzelize’ye uzanan Concorde Meydanı, Londra’da Trafalgar Meydanı, Moskova’da Kızıl Meydan gibi…
Ben şimdi İstanbul’da bir düzenleme öneriyorum. Dikkatle okuyun lütfen! Özellikle Kadir Topbaş’ın okumasını istiyorum. Topbaş ile görüşlerimiz uyuşmasa da çok eskiye dayanan bir dostluğumuz var. Aday olup seçildiği değil, küçük ilçelere aday olup seçilmediği zamanlardan… kötü gün dostluğu yani… Bazen ‘Dost acı söyler’ deyişine uygun acımasızca eleştirsem de böyledir. Benim fikirlerimi çok önemsediğini de bilirim.
Ben İstanbul’a bir meydan istiyorum. Bu Meydan tüm büyükşehirlerdeki meydanlara meydan okusun istiyorum. İstanbul gibi… En güzeli en ihtişamlısı olsun. İstanbul olsun.
Yeni meydanımız; AKSARAY olsun. Zaten İstanbul’un meydanı Aksaray olmalıydı. Başka bir yerde olamaz zaten. İstanbul’un meydanı hep Aksaraymış zaten. Bunu neden yapamadılar, neden yapmıyorlar anlamıyorum.
Yenikapı’dan başlayan ve Unkapanı’na kadar uzanan bir bulvar. Sağlı sollu. Saraçhane Su kemerlerinin yeni bir anlam kazandığı harika bir bulvar… Hadi bir hayal edin.
Deniz kıyısında yüzlerce kafeler restoranlar.
Solda Eminönü’ne kadar uzanıyor, sağda Sultanahmet’e, Fatih’e kadar… Yenikapı’dan yürüyorsunuz şu anda üst geçit ve köprü olan yeri dev bir meydan olarak düşünün, ki eskiden öyleymiş. Sağ doğru döndüğünüzde Çemberlitaş,
Sultanahmet, Sirkeci yönüne… Sola dönün Topkapı’ya, Fatih’e…Düz gittiğinizde Unkapanı, Taksim, Eminönü..
Muhteşem bir güzergah..
İstanbul’u hissedebileceğiniz, koklayabileceğiniz bir güzergah. Hafızalarınıza kazınacak, sizi büyüleyecek bir atmosfer…
Geç kalmadan bunu yapalım. İstanbul, İstanbul olsun. Şu yandaki resme bakarmısınız… 1970’lerdeki Aksaray. Nasıl yakışır, nasıl oturur İstanbul’a…
Bu söylediklerimi bir oturtun hayalinizde.. bir bir yerleştirin yerli yerine… Biliyorum siz de tamam
İşte budur diyeceksiniz.
Bir yandan karşıdan gelecekler için, Marmaray ile ulaşımı diğer yanda Metro’su, her yerden sağlanan kolay ulaşımı ile İstanbul’un kalbi olmayı çoktan hak ediyor Aksaray.
Sadece büyük bir değişime ihtiyacı var. ‘Beni Baştan Yarat’ magazin programlarındaki gibi
Kadir Topbaş’ın Aksaray’ı baştan yaratması gerekiyor. Aksaray’ın yerleşik misafirleri olan Afrikalıların, Kenyalıların, Suriyeli, Iraklıların çekim merkezlerinin değiştirilmesi gerekiyor. Yeni bir tasarım yeni bir konsept yaratılması gerekiyor.
Yenikapı’dan Unkapanı, Eminönü’ne kadar uzanan tarihi dokunun yeniden canlandırılması gerekiyor. Çünkü İstanbul bunu hak ediyor.
Bazen önünüze fırsatlar çıkar. Görür değerlendirirsiniz. Bazen hiç farkında bile olmaz geçer gidersiniz. Neyi kaybettiğinizi bile bilemezsiniz.
Bu bir İstanbul belediye başkanının karşısında duran dev bir fırsat. O’nu tarihe yazacak yüzyıllarca adından söz ettirecek, adını tarihe altın harflerle yazdıracak bir fırsat. Umarım görür. Umarım değerlendirir.
Hem Aksaray’ı kurtarır. Hem de tüm dünyaya İstanbul’u yeniden yaşama fırsatı verir.