BURHAN ÇAÇAN...
’Önder gardaş’ derdi bana?
İlk karşılaştığımızda
Sonra..
Önder’ime dönüştü.
Kolay kolay içine kimseyi almazdı.
Onun kendince sınavları vardı..
O sınavı geçmek onun deyimiyle her baba yiğidin harcı değildi.
Ben geçmiştim.
Hafta da bir olmazsa ayda bir ya da iki ayda bir mutlaka görüşür haberleşirdik.
Az lahmacunlarını kebaplarını yemedim.
Çok ayranını, çayını içtim.
Sevdiğini ağırlamayı severdi.
Bir gün aradı.
Yeni albümünü dinletti.
Haberini yaptım.
Ceketimi aldım vedalaşacağız.
Cebimde hafif bir ağırlık.
Bir tomar lastiğe sarılmış dolar.
Bu ne abim der gibi şaşkın şaşkın baktım.
Gözlerini kaçırarak ‘tamam tamam’ dedi.
Kabul etmedim. ısrar etti.
Direttim.
Ben aylığımı zaten bu işleri yapayım diye alıyorum.
Lütfen ısrar etme sonra yüzüne, yüzüme bakamam.
Mahcup olmuştu. Özür diledi.
O günden sonra görüşmelerimizin arası uzadı.
Bazen yılları buluyordu.
Ne bileyim gitmek görmek içimden gelmedi.
Sonra ben bu işleri bıraktım..
Elimi ayağımı çektim.
Sevmedim ısınamadım yapamadım.
Dediler ki burhan çaçan 62 yaşında kalp krizi sonucu vefat etti.
Yüreğim acıdı.
Koştum Fatih Camii’ye..
Çok az sanatçı arkadaşları vardı.
Çok az da gazeteci..
Yaşarken yanında olanların…
Giderken olmaması acıydı ..