KARDEŞİM; NAMIK ÇORLU...
Sessizdi.
Konuşmayı pek sevmezdi.
Önünde 4 tane abisi vardı.
Biraz da mecburdu.
Saygılıydı...
İsyan etmez, sırasını beklerdi.
Bir göz evde büyüdük.
Bazen sevdik...
...bazen dövdük, dövüldük.
Okumayı sevmezdi.
Erken yaşta çalışmaya başladı. Bildim bileli çalıştı.
Çalıştıklarını kumbaraya attı.
Evlendi. iki çocuğunun babası oldu.
Ev aldı.
Çocuklarını evlendirdi...
Yorulmuştu. "ama değdi" demişti.
Yeni evinin yeni hayatın tadı yeni başlıyor...
... derken ...'Azrail'e ' yakalandı.
ufak tefek öksürükleri umursamadı...
oysa içindeki sinsi yara büyümüş,.
Akciğerinin tamamını ele geçirmişti.
Nefes almakta zorlanıyordu.
Apar topar yoğun bakıma alındı.
Telefonum çaldı. 'gel' dediler.
Zaman durdu.
Bedenimi tarif edilmez bir acı kapladı.
' hakkınızı helal ediyor musunuz' diyen İmamın sözleriyle uyandım.
Artık bundan sonrasında kardeşim Namık Çorlu yoktu.
Artık yaşanmışlarda yaşayacak...
... yine güleceğiz , yine koşacağız yeşilliklerde