YAZMAZSAM OLMAZ DI...
Başımdan neler geçtiyse, mutlaka bir nedeni var.
Üşütmemin nedeni;, soğuk içmem ya da ince giyinmemdir.
Evliliğimin nedeni; çok sevmem, istememdir.
Ayrılığımın ise gereken ilgiyi gösteremememdir.
Manisa’dan, İzmir’e...
İzmir’den İstanbul’a gitmemin nedenleri tercih etmemdir.
Yani iyi olanlar.
Kötü olanlar...
Nedenlerimle, sebeplerimle, tercihlerimle olmuştur.
Gece yastığa başımı koyduğumda
Film şeridi gibi akıyorsa yaşadıklarım,
olumlu ya da olumsuz,
sokağa çıktığımda yemek yediğimde
yediklerim, beklentilerim oluyorsa tatsız, tuzsuz..
Farkıma vardım..
Anadolu'da bir söz vardır silkin de kendine gel..
Sürekli kendime bu sözü söyledim.' silkin de kendine gel Önder'
Bundan altı yıl önce, ellerim gözlerim bağlanmış kör kuyuya atılmış gibiydim.
El uzatan, kanayan yaramı pansuman eden yoktu.
Tek başına yapa yalnızdım.
Çaresizdim..
Kurtulmaya ölü toprağı üstümden atmaya karar verdim.
Önce kör kuyudan çıktım..
Gücümü toparladım..
Kendimi , sonra da çevre mi...
Olmadı, çehre mi değiştirerek işe koyuldum.
women tv'de tgrt haber'de İşe girdim. Paralar kazandım.
saçımı kestirdim. uzattım. kısaltım., boyattım.
Spora gittim, güç kazandım..
Kitaplar al al aldım. oku oku okudum...
Tiyatro, konser mutlaka.. (pandemi izin verdiği sürece.)
Mutlaka sevgili yapmak istedim (beceremediğim tek alan)
ve ya gerçek bir dost..
beni dinleyen, benimle ağlayan gülen birini çok aradım,.
(hala arıyorum)
Gerçi bulsam ne değişecek ki..
içime birini nedense kolay kolay alamıyorum. mesafeli
ilişkilerdeyim! ne demekse.
ve ben hala kucağında kitap dolusu kadınla
çarpışacağım günü bekliyorum:)) şaka tabii ki.
Pisikologlara gittim.
Hemen hemen hepsi söz birliği etmişçesine ; sakın yanlız kalma..
Kendini sokağa at... sadece kendini düşün reçeteleri verdi.
Gezmekten İstanbul'u yordum.
Altı yıldır "sözde bilenlerin" isteklerini harfi harfine yerine getirdim.
Koştum, yordum, yoruldum, bittim.
Ne zaman soluk alsam, kendimle kalsam, kokusu burnuma geliyor,
işte o zaman içim ürperiyor, yüreğim acıyor.
Dayan, dayan nereye kadar?
Yapamadım beceremedim..
Sorarım;
Bir baba oğlunu unutabilir mi?
Ya da bir baba, babalığını yok sayabilir mi?
Şu an ne yapıyor ne yiyor ne içiyor gibi gibi..
Oğluş hep aklımda
hep yanımda..
İçimde, gözümde,damarımda...
Unut diyenlere umudum olduğunu söyledim.
Unutmak değil umutlanmak istiyorum. dedim.
Nazım Hikmet'in dediği gibi: şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
altını çizerek bir kez daha haykırıyorum..unutmak değil
umutlanmak istiyorum.
mümkün olsun istiyorum.
güneş doğsun istiyorum..
gülen gözler görmek ,
beni sevdiğini bilmek,
beni düşündüğünü öğrenmek
istiyorum.
İstiyorum özlemle hasretle ...
Ancak, ne kadar hızlı koşarsam koşayım, kendi mi asla ge çe me
ye ce ğimi de çok iyi biliyorum..
Denize düştüm umuduma sarıldım bekliyorum...