ALINGANLAR ,HAYATI ÇOK CİDDİYE ALANLAR, SİNİR HASTALARI
Lütfen www.magazinci.com ’daki yazılarımı okumasınlar.
Sayfamın başlığı "Yaşamdan Melodramlar"
Yazılarımın içeriği, gerçeklerle, nükte karışımıdır.
Amacım kimseyi üzmek veya aşağılamak değildir.
Yazılarımı sitede yayımladıktan sonra, whatsapp’dan dost ve arkadaşlarıma yollarım. Herkeslerin yaptığı gibi.
Açıkçası çok samimi olmadıklarıma, yollamamaya dikkat ederim.
Ne yazık ki son yazımı yollarken, samimi olmadığım ancak saygı duyduğum.
Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, eğitmen olan, Can Doğan'a yollamışım.
Şimdi sizlere, bana yazdıklarını ve cevaplarımı yazıyorum çünkü, kendi sosyal medya hesaplarında, paylaşacağını söyleyince, benimde paylaşmamda bir sakınca yoktur diye düşünüyorum.
C.D. - Sevgili Neşe Aksoy…
Bayram değil seyran değil, bir magazin sitesinde yazdığınız yazıyı benimle paylaşmışsınız… Zannımca Facebook’ta yazdığım yazıya gönderme yapıyorsunuz… Aldım, kabul ettim ve benim de affınıza sığınarak söyleyecek bir kaç sözüm var…
Bir kere yazınızın magazinci.com adlı internet sitesinde yayınlanmış olması manidar… Yani buradan görüyoruz ki insanın insana şiddet göstermesi olan biten magazin konusudur, çok da ciddiye alınır bir tarafı yoktur…
Allah’ın erkeklerin beyninden bir parçayı alıp kadınlara verdiğini yazmışsınız… Bunu neye dayanarak söylediğinizi çok merak ettim… Elinizde bu iddianızı kanıtlayacak bir bilgi belge varsa sözüm yok, ama bunu uydurduysanız ayıp ettiğinizi tebarüz ettirmek zorundayım… Ayıptan da öte bu günahtır, Allah adına yalan söylemek günahtır…
Erkeklerin kaslarının fazla olduğu da doğru değil… Tamamen aynıdır…
Yazdığınız üzre “bütün sorun burada başlıyor” çünkü yazınız Allah’ı da içine katarak yalan yanlış bir bilgiyle başlıyor…
Lûtfedip parantez açmışsınız “Bütün erkekler öyle değil tabii.” Bu da yalan, Allah erkekleri yaratırken aralarında beyin kapasitesi ve kas yoğunluğu üzerine bir farklılık meydana getirmemiştir… Farklılıklar sonradan gelişmiştir...
“Bazı şaşkaloz kadınlar sevdi mi, tüm yaşam haklarını erkeğin avcuna koyuverir.” buyurmuşsunuz… İnsanları nitelerken “şaşkaloz” denmesini her ne kadar “şaşkalozca” bulsam da erkekler için de durum farklı değildir…
Kadın da gözlerinin güzelliğine meftun olan bir adamın üzerinde her hakka sahip olduğunu sanmak konusunda karşı cinsten farklı davranmaz…
“Ve sonuç, darp, cinayet, rezillik…” buyurmuşsunuz..
Zannımca akranız… Ve bunca hayatım boyunca üç farklı kadına toplam altı kere tokat attım ve bu altı tokatın beşinden sonra ciddi ciddi dayak yedim… Ve birinde de dayak yedikten sonra karakola götürülüp saatlerce tutuldum, sonrasında Kartal Adliyesi’nde el pençe divan 5000 TL para cezasına çarptırıldım…
Bir konuda size katılıyorum o da kasları daha gelişkin türün “darp raporu alması” mevzuunda edepsizlenmesi… Ben de altı tokatın ardından beş kere dayak yedim ama kendimi savunamadığımdan değil, savunmamayı seçtiğimden… Elime hakim olmalı ve o bir tek tokatı atmamalıydım ve attığıma göre de sille, tokat ve tekmeleri haketmiştim…
Magazin sitesinde yazmadan evvel İnternet üzerinde araştırma yapmışsınız ve muhtemelen benim yazdıklarımı da okumuşsunuz…
56 yıllık hayatım boyunca kimseye örnek olmayı seçmedim, üniversitede hoca olarak görev yaptığım dönemlerde de öğrencilerime hiç kimseyi örnek almamaları, gözlemleri doğrultusunda kendilerince bir yol bulmaları gerektiğini anlattım durdum…
“Bir kadını hoş tutmayı becermek” mevzuunda ahkam kesmek haddim değilse de “bir adamı hoş tutmayı becermek” mevzuunda kadınların da çok yetenekli olmadığını gözlemlediğimi söyleyebilirim…
Yazdığım yazıda “eline, diline, beline hakim olmak”tan sözetmiştim… Erkeklerin eline ve beline hakim olmak konusunda zaaf içinde oldukları bir hakikat, lakin kadınların da dillerini elden ve belden daha aktif kullandığını inkar ederseniz şaşarım…
Sayın Bülent Ersoy’un kocasını dövmesini Yaşasınnnnn diye karşılamanız da manidar… Farkında mısınız tam 5 kere “n” harfini kullanmışsınız… Oysa bir magazin sitesinde bile olsa insanın insana şiddet göstermesini bu kadar coşkuyla karşılamanız sıkıntılı…
Kız çocuklarına karate eğitimi verilmesi ile ilgili fikriyatınız da bir akranınız olarak içimi sızlattı… Bunca yaşınızla bulabildiğiniz tek çözüm kadının erkek’ini dövmesi mi?
Erkeklik nasıl oluyormuş görecekmişsiniz…
Kadın adamın ağzını burnunu kıracak, sille tokat dövecek ve siz de darmadağın olmuş adamın yerde yatan ve henüz nefes alan cesetine bakıp erkeklik ölçüsü mü tespit edeceksiniz…
Sevgili Neşe Aksoy,
Facebook’ta yazdığım yazı tam da sizin de (maalesef) aralarında bulunduğunuz, kadınların dayak yemesinden beslenerek yazılar yazıp bağıran çağıran şiddet bezirganlarına yönelen bir eleştiriydi…
Kendinden 17 yaş büyük Ozan Güven’le eski sevgilisinden ayrılmak zahmetinde bile bulunmadan aynı yatağa girmekten çekinmeyen ve anlaşılabildiği kadarıyla oyuncu olmak heveslisi bir hanımefendi sırf dayak yiyip adını her bir tarafta duyurabilsin diye diline hakim olmamayı seçip ortalık yerde eski sevgilisinin yataktaki verimliliği üzerine konuşurken Ozan Güven’in uğradığı şiddet hakkında bir fikriniz var mı?
Bülent Ersoy kocasını döverken neredeydiniz mesela? Suçu övmek de suçtur, Yaşasınnnnn diye dört “n” ile bağırmak için Belgrad Ormanı’na mı gittiniz?
Sizin magazinci.com’da yazmak için dayak yiyen kadınlara ihtiyacınız var, kadının şiddet görmesinden nemalanıyorsunuz… Hatta biraz daha ilerisi, kadın son soluğunu verdiğinde altına imza atacağınız daha reytingli yazlar da yazabilirsiniz…
Yazdığınız da nedir? Allah’ı bile ortaya koyup, Allah’ın insanı yaratma biçimiyle ilgili zırvalarla insanları kandırmak… İnsanları Allah ile kandırmak!
Kadınlar dayak yesin, hatta ölsün ki yazılar daha kapsamlı olsun… Burnu kırılmış, ağzı burnu birbirine girmiş bir kadının hikayesini okuyacak çok insan vardır ve bunu yazarak magazin yapan insanlara ihtiyaç var…
Baktın olmuyor, askerliğini bahriyeli olarak yapmış sonradan kadın olmuş birinin kocasını dövdüğünü yazarsın… Okunur… Geçirdiği ameliyat neticesinde bacaklarının arası hariç tam bir erkek olan, kasları ve gücü o yönde gelişmiş bir magazin figürünün kocasını dövmesi de okunur…
Ben içtenlikle 6 kere kadına el kaldırdığımı yazdım çizdim, kadınların hırpalanmasını bunca ballandıra ballandıra anlatan, o kadınların acısını magazin sayfalarına taşıyan ve klavyeniz yettiğince yazar olan siz, benden bir yıl daha uzun süren ömrünüz boyunca 15-20 metrekare odada çırılçıplakken şiddetin ne tarafındaydınız tasvir edebiliyor musunuz? Hiç dayak yediniz mi? Kim dövdü? Yazabiliyor musunuz? Eli yanağınıza değen adamı deşifre edebiliyor musunuz? Ya da hiçbir adamı dövmediniz mi? Bülent Ersoy kadar da mı olamadınız?
Edep ya hû…
5 n… nnnnn…
Adını sizin yazınızı referans göstermek zorunda kaldığım için andığım Bülent Ersoy Hanımefendi’den özür diliyorum…
İzniniz olursa sizin yazınızla benim cevabımı kendi sosyal medya hesaplarında paylaşmak isterim… Teknik olarak sizin “ortalıkta yazdığınız” yazıya tepkimi belirten yazımı paylaşmak için izne ihtiyacım yok, lâkin yine de sizin aykırı bir fikriniz olabilir diye 24 saat bekleyeceğim…
Haaa, Hiç tanımadığım Ozan Güven'in de 56 yılda 6 kere tokat atan benim de Allah belamızı versin o başka....
Ben -Merhaba sizin yazınızı görmedim. Hatta hiç bir yazınızı okumadım. Yazımın sizinle ilgisi yok. Ama siz öyle düşünüyorsanız öyle olsun. Hiç utanmadan 3 kadını dövdüğünü söyleyen, (ki tokatın biri de, bini de bir.)
Size söyleyecek sözüm yok canınız ne istiyorsa öyle yapın.
Madem yaşıt olduğumuzu düşünüyorsunuz. Ona dayanarak dostca bir tavsiyem var.
Lütfen hayatı bu kadar ciddiye almayın. Biraz daha rahat ve nüktedan olun. Ben öyle yapıyorum yoksa bu hayat çekilmez.
Sevgiyler.
C.D - bayram değil seyran değil yazınızı niye bana gönderdiniz bilemedim... yazımın hiç bir satırında kadın dövdüğümü bulamazsınız... tokat attığım doğrudur... utanmadığım da doğrudur... hiç değilse Allah adına yalan söylemek gibi kötü bir alışkanlığım yok... yaşıt olduğumuzu düşünmek benim vehmim... öyledir de değildir de... siz de kadınlara yapılan eziyet üzerine yazın çizin... Yalancı şahit olarak gösterdiğiniz Allah yardımcınız olsun..,.
Yazdığınız yazıyı bayram değil seyran değil bana gönderdiğiniz için yazdığınız yazıyı ve benim bu yazı üzerine cevabımı sosyal medyada paylaşmak için 24 saat beklememe gerek kalmadı...
Ben - Sevgili Can Doğan ;
Telefon listemde olduğunuzdan dolayı, dostlarıma ve listemdekilere yollarken., sizede gelmiş. Ama hemen numaranızı sileceğim ki bir daha yazılarımı okumak zorunda kalmayın.
Benim yazılarımın altında yatan melodramı ve nükteyi anlamayanlar. Sizin gibi yanlış yorumlar. Sevgiler.
C.D - doğru... listenizdeki dostlarınıza gönderirken iki gün evvel bu konuyla ilgili yazan bendenize hayatınızda ilk defa bir yazınızı gönderiyorsunuz ve benim cevabım canınızı sıkıyor ve Allah'ı şahit gösterdiğiniz yazınızı inkar edemediğiniz için benim numaramı siliyorsunuz... Allah'ı yalancı şahit gösterdiğiniz yazınızı savunmuyor, beni siliyorsunuz.... Hadi canım, kendinizi inkar ediyorsunuz ve bu çok ayıp... gönderdiğiniz yalan dolu yazınızı okuyup utanacağımı sandınız ama galiba siz utandınız... utanmanız da normal... cevabınız varsa yazın... ama siz yazmayı değil silmeyi seçiyorsunuz.... Yalancı şahit gösterdiğiniz Allah'a sığının...
Ben - Sizinle didişmek ve polemiye girmek istemiyorum. Allahla benim arama kimse giremez ancak unutmayın ki, her kes mezarına tek başına girecek. Benim dini inancımı sorgulamak kimsenin haddi değil. Ayrıca bu yazdıklarınıza hiç sinirlenmedim. Sadece sizin adınıza üzüldüm. Önceki yazımda dediğim gibi. Hayatı bu derece ciddi ve mutsuz yaşadığınız için.
Keşke sizin için yapabileceğim birşey olsa.
C. D - Hanımefendi, Allah'la sizin aranıza kimse giremez... Lakin siz Allah ile kulları arasına yalan sokuyorsunuz, Allah'ın yapmadığı bir şeyi ona izafe ediyorsunuz.... Allah nasıl olup da erkeklerin aklını alıp kadınlara vermiş? Ben de sizin adınıza üzüldüm... yazdıklarınız okunsun diye yalan dolan çırpınıyorsunuz... Keşke benim için yapabilecek bir şeyiniz olsa demişsiniz ya... rica ederim ilk yazımdaki sorularıma cevap verin, verin ki ben de sizin kadına şiddetten beslenen bir klavye şarlatanı olmadığınıza inanayım.... hiç bir tokat kadınların canını bu anlamsız yazılar kadar yakmıyor...
Ben - İş hakaretlere gidiyor. Siz evde karınızla yada sevgilinizle kavga edin. Dışarıda kurban aramayın. Nasılsa alışkınsınız vurmaya. Ben uğraşamam sizin gibilerle. Bence profesyonel yardıma ihtiyacınız var.
Dedim ve blokladım. Yoksa bu yazıların sonu gelmeyecekti. Beni sinirlendirmek için çok uğraştı. Ama başaramadı. :)
Sevgiyle kalın.