Hayvanlar soğuktan, açlıktan ölmemek için savaşırken stres bozuklukları yaşıyor ve küçük, büyük demeden önüne geleni parçalayabiliyor.

Canı yanan insanlar da kinlenip hayvanları öldürüyor.

Sonra da hayvan hakları, savunucuları isyan ediyor.

Birkaç tv programına çıkıp boy gösteriyorlar, sonuç?  Aynı.

Bir de arada kapınıza bir tas su ve yemek koyun önerileri var.

Yok öyle şey.

Deyim yerindeyse ”Taşıma suyuyla değirmen dönmez.”

Sokakta hayvan yaşamamalı.

Sorumlular buna bir çare bulmalı.

Bırakın Yıldız Tilbe ne demiş.

Siz, açlıktan, soğuktan agresifleşmiş, o zavallı kimsesizlere sahip çıkın.

 Çoook sinirliyim…

Yazlık evimdeyim. Yazın gelirken çocukları oyalansın diye getirdikleri hayvanları dönerlerken sokağa bırakan vicdansızlara ve yetkililere sesleniyorum.

Yeter artık. Kendinizi düşünmeyi bırakın da, yaşam savaşı veren şu canlılara bakın.

Dün gece dondurucu soğukta, kapının önüne çıktım ve her yanımı kedi, köpek sardı.

Hepsi saldıracak gibi üzerime yürüdüler.

İlk defa bu derece vahşileşmiş hayvanlar gördüm.

Belli ki açlar. Bir şey yemezlerse o soğukta birkaç saate kadar ölecekler.

Şimdi… bu hayvanlar bana saldırsa, canımı yaksa,

ben de o sinirle ve korkuyla, bir daha bu saldırıyı yaşamamak için onları zehirlesem (asla yapmam da)

burada kim suçlu bilin bakalım ???...

Neyse… Bu gün içime, Camdaki Kız dizisindeki Feride kaçtı galiba.

Selam olsun Nur Sürer’e…

İnsanlar pahalı aldıkları şeylerin değerini bilirler.

Çiftlikler kurup orada ciddi rakamlara satılırsa, alanlar sokağa atmaya kıyamaz. 

Bu çiftliklerde doğumlar da kontrollü olursa sokak hayvanları diye bir şey kalmaz.

Ama desenize biz göçmenlerin doğumlarını kontrol edemiyoruz hayvanları mı edeceğiz diye.

İşte o da ayrı bir konu. Feride olsa bunu da hallederdi 

Sevgiyle kalın…