ŞAHMARAN VE FAZIL SAY
Dün gece Netflix de Şahmaran dizisini seyrettim. Mitoloji de başı insan, gövdesi yılan ve doğa üstü yetenekleri olan, yerin yedi kat altında yılanlarla yaşadığı, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan, yılan gövdeli kadın. Anadolu’nun farklı yerlerinde yaşadığı düşünülen Şahmaran’ın hikayesi bundan daha güzel çekilemezdi.
Serenay Sarıkaya, bu hikayeye, oyunu ve fiziği ile tam oturmuş.
Okul sahnelerinde az da olsa talebelere anlattığı doğru bilgiler çok hoşuma gitti.
Burak Deniz, Mert Ramazan Demir, Mustafa Uğurlu ve birçok değerli oyuncularımızı,
Tims&Productions’nı, dizinin yönetmeni sayın Umur Turagay’ı, ve ekibini tebrik etmeli diye düşünürken…
Bu sabah Fazıl Say’ın dizi hakkında yaptığı yorumu okudum.
Demiş ki: “Şahmaran dizisini denedim.
Daha ikinci bölümde oğlan kızı nasıl götürür’e bağladı.
Bıraktım. Bıktım. Böyle Şahmaran mı olur ulan.
Bıktık felsefesizlikten, klişelerden, kısıtlılıktan, aşamamaktan, uçamamaktan.
On üzerinden bir!
Hadi öptüm bye!”
Şimdi buna gülermisin, ağlarmısın?
Ben üzüldüm.
Fazıl Say, böyle bir gaf yapmaz diye düşündüm. Birileri onun adına fake hesap mı açtı dedim.
Soruşturdum hesap ve yazının kendisine ait olduğunu öğrendim ve şaşırdım.
Çok büyük bir üzüntüyle, Fazıl Say’ın bakış açısını da öğrenmiş olduk.
E şimdi sormazlar mı Fazıl Say’a.
Bu kadar güzel bir hikaye, usta oyuncular ve oyunculuk, harika mekanlar, özenle çekilmiş planları görme de, git “oğlan kızı nasıl götürür’ü” gör.
Sayın Fazıl Say sizin Şahmaranınız nasıldı acaba? :))
Diziyi seyretmeden nasıl yorum yapabildiniz?
Uçamamaktan şikayet ediyorsunuz. Bence siz uçmuşsunuz :))
Bu neye benziyor biliyor musunuz?
Sizi dinlemeye gelen birinin, yüzünüzü görünce, bu benim hayalimdeki Fazıl Say değil diyerek dinlemeden salondan çıkması gibi bir şey.
Bir sanatçı, beğense de beğenmese de sanata verilen emeğe saygı duymalı.
Saygı duymazsa tam da sizin söylediğiniz gibi “ UCUZ”luk olur.
Böyle “ulan”lar falan hiç yakışmadı size.
Benden de size 10 üzerinden 0 !
Hadi öptüm bye ! :))