KİMSENİN CİNSEL TERCİHİNİ SORGULAMAM
Kimsenin cinsel tercihini sorgulamam, yadırgamam, ayıplamam.
Herkes bildiği gibi yaşar.
İnsan ayırmamayı küçük yaşlarda öğrettiler bize.
Zengin ya da fakir, güzel ya da çirkin, eksik ya da engelli, kadın, erkek ya da eşcinsel hiç fark etmez.
Toplumun kurallarına aykırı olmayacak şekilde yaşıyorlarsa problem yok.
Ama ben burada farklı bir konudan bahsedeceğim.
Kim olursa olsun, mutlu olmak için eril ve dişil dengesini kurabilmeli insan.
Her insanın içinde bu iki enerji vardır.
Enerjinin bir tarafı, daha baskın olursa, mutsuzluk, sinirlilik, öfke, içine kapanma, kendimizi değersiz ve yetersiz hissetme gibi duygular yaşarız.
Sonrasında bu durumu çevremizdeki tüm insanlara yansıtırız.
Hani “dengesiz” derler ya, öyle bir duruma düşeriz.
Kadın, zariftir, hassastır, estetiktir, sevgi öğreten ve aileyi toparlayandır.
Doğurgandır, anadır ve bereket enerjisi üretir.
Eskiler, “bir ülkede topluca kadınlar mutsuzsa o ülkede kıtlık, felaketler olur” derlermiş.
Erkek, gücü temsil eder. Sonuç odaklıdır, güdümlüdür.
Kadın ayrıntıcı, erkek bütüne bakar.
Kadın çok boyutlu düşünür, erkek düz düşünür.
Kadın parlaklık verir, neşe verir.
Erkek de kadında, kendi ışığını, kadına yansıttığı enerjisini görür.
Yani bu durum, dişil ve eril enerjilerinin dengede olduğunu gösterir.
Kadın ve erkek zıt kutuplar olsa da, bir araya gelince bir birlerini tamamlarlar.
Son yıllarda ne yazık ki, kadınlar erkek, erkekler de biraz kadınsı.
Eril ve dişil dengeleri iyice bozuldu.
İç dünyaları görünmese de, görünen kısımları dengeleri belli ediyor.
Kadınlar etek giymeği unuttular, saçlar kısa, tırnaklar bakımlı bile olsa dipten kesilmiş ojesiz, dişiliği yansıtmıyor.
Tavırlar, yürüyüşler, ayaklarında bir eşofman ve spor ayakkabı, sanki Mahmut abi maça çıkıyor :)
Magazin programlarında sanatçıların günlük hallerine dikkat edin.
Net göreceksiniz dengeli ve dengesizleri.
( Enerjilerden bahsediyorum yanlış anlaşılmasın.)
Erkeklerde, saçlar uzun, kaşlar alınmış, kulakta küpeler, ayakkabılar topuklu v.b…
Aman erkeklere daha fazla bulaşmayayım yoksa kavga çıkıyor :)
Yazacağım konuya karar verince, insanlar eril ve dişil hakkında ne düşünüyorlar diye internetten bir araştırayım dedim.
(Tabii, işin uzmanlarını kastetmiyorum)
Halkım ne demiş :) İnanılır gibi değil.
Kimi “Eril diyen godoştur” demiş.
Kimi “Erkek cinsini aşağılayan, cinsiyetçi feminist küfrü” demiş.
Kimi de “politik bir görüş demiş.” Bunun gibi şaşırtıcı bir sürü yorum var.
Şaşırdık mı? Hayır.
İnsanlarımız okumaktan çok, konuşmayı sevdikleri için…
Gerisini yazmasam iyi olur.
Bu kadar dedikodu yeter sanırım.
Aslında aldığım eğitimde dedikodu yapmak yasak.
Dilerim hocalarım okumaz yoksa, Taaaa oralardan terlik fırlatırlar.
Aslında hepimiz mutluluğu hak ediyoruz.
Bu konuda ne yapmalı diye sorarsanız.
İlk olarak dış görünüşümüzden başlayalım diyorum.
Kafanın dışı düzelirse içi de kendiliğinden düzelir demiş biri, kim demiş bilmiyorum :))
Dengelerimizin bozulmaması dileği ile sevgiyle kalın.