ATİYE
Atiye dizisinin 2. Sezonunu, yayımlandığı ilk sabah hiç kalkmadan sonuna kadar seyrettim.
Birinci sezonundan da bildiğimiz gibi, dünyanın ilk tapınağının, yani Göbekli tepenin tarihiyle, fantastiği birleştirerek güzel bir hikaye çıkartmışlar.
Göbekli tepe dünyadaki ilk inancın merkezidir ve
Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde yerini almıştır.
12.000 yıl önce, Neolitik (cilalı taş devrinde.) Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölgede, insanoğlu sandığımız gibi basit bir yaşam tarzıyla yetinmemiş ve görkemli bir evre yaşadıklarını, bize bıraktıkları kalıntılarla görebiliyoruz.
Mısır piramitlerinden 7500 yıl daha eski,
buğday bitkisine de ilk, eteklerinde rastlanmış.
Bu bölgede yaklaşık 20 tapınak tespit edilmiş ancak, 6 tanesi gün ışığına çıkartılabilmiş.
Buraların dizide tam olarak gösterilememiş olması üzücü.
Kazı alanı olduğu için izin verilmemiş olabilir.
Dizide, son bölümlere doğru, insanların ölmesinin çok önemli olmadığı hissine kapılıyorsunuz.
Başka boyutta, önceki yaşamlar hatırlanmasa da, tekrar bir araya gelmek, bu dünyadan göç edenlerin yakınları için iyi bir teselli. Ölümün bir son olmadığını düşündürüyor.
Ancak, kimin fikri ise bütün oyuncuları makyajsız oynatmak, cilt lekeleri, göz altı morluklarıyla, kötü görünmeleri dikkati dağıtmış.
Doğallık, gizli makyajla da verilebilirdi.
Kostüm seçimleri basit ve kötü.
Yönetmen konuyu iyi işlemek dışında hiç bir şeyi önemsememiş.
Ayrıntılardaki hatalar göz ardı edilip geçiştirilmiş.
Beren Saat oynamamış.
Özellikle sahne geçişlerindeki oyunlarının, devamlılığı çok düşük.
Her şeye rağmen sürükleyici, heyecanlandıran sahneleri ile alışılmışın dışında ve düşündürücü.
Hikayenin geneli çok iyi.
Hatalara rağmen 2. Sezonu da severek izledim.
Tavsiye ederim.