ADLARIMIZI SİLMİŞLER...
Sanatçı ile gazeteci dost olmaz derlerdi.
Biz olduk. (sanmıştım)
Ya da ben buna kendimi inandırdım.
Meğerse olmuyormuş.
Çalışmayınca anladım.
İşsiz kalınca yüzleştim.
"Benim haberi mi Önder yapsın" diyenleri de unutmadım.
Aramasınlar, sormasınlar..
Sonuçta babaların oğlu değilim.
Ne demiş Demirel baba;
Dün dündür, bugün bugündür.
Çocuğunun doğumundan sonra beni evine davet edeni..
Çok özel insanların girdiği evde bana canından bir parça gibi davrananı,
Çocuğunun anı defterinden o kadar değerli insan arasından bana bir yaprak ayıranı..
Kanal D'den ayrıldıktan sonra benim yerime röportaja giden arkadaşa "Önder yoksa röportaj da yok" diyeni.
Daha dün gibi hatırlarım.
Hemen hemen her gece arayanları..
Her haber sonrası çiçek gönderenleri..
"En kötü günümde yanımda oldun" diyenleri...
Ben unutmadım.
Ama onlar unutmuşlar...
Çizgiyi çekmişler, adlarımızı silmişler.
Oysa arasalar hal hatır sorsalar ne olur?
Hoş olmaz mı?
Bir gün bir cafe de buluşsalar bir kahve içseler eskiyi yad etseler kötü mü olur?
Para isterler mi? diye korkuyorlar..
Ya da yardım ..
Ki aramızdan böyle birilerinin çıkacağını sanmıyorum.
Velev ki çıkanlar oldu... Velev ki isteyenler oldu.
El uzatsan..
Dil uzatsan..
Neyin eksilir?
Unutma sen de düşmüştün yerlere..
Sende bu insanlardan yardım istemiştin.
Sorsan hatırlamazlar.
Yere düştüklerini kabul etmezler.
Kendilerine toz kondurmazlar.
Ve maaledef hayatın sadece düğün olduğunu bilirler.
"düğüm" de yaşayanları görmezler...