Hiç kimse ona sormadı;

Neden içiyorsun, niye?

Sadece dağıttıkları gösterildi.

Neden dağıttığı sorulmadı.

Hatta ihbar edildi.

Polisler yakaladı haber yapıldı.

Perişan, ezik hali, bağırması isyanı küfrü anlatıldı, gösterildi.

Çalıştığı zamanlar güçlü ayaktaydı. Hem de dimdik.

Onunla bir hafta çalıştım.

İşine sadık, öğrenmeye açık.

Magazinde Son Nokta’yı Kanal D’ye yaptık.

Çok beğenildi.

Abdullah Oğuz çekti. Ben müdürlüğünü yaptım Deniz sundu.

Olmadı...

Yapanlar tonla para götürdü.

Kanal haklı olarak programı masraflı bularak yayından kaldırdı.

Veya Ali Cengiz oyunu oynandı.

Dünya tatlısı, akıllısı.

Geçenlerde gazetelerde gördüm Sezen Aksu konserinde masum yalnız.

Bir tişört giymiş içim acıdı.

"I need your help for love and Money"

"Aşk ya da para için yardımına ihtiyacım var"

Yani hem aşksız hem de parasız.

Bir bakıma. "Dağ başındasın, içmeyip de ne yapacaksın"

Deniz Akkaya’nın da yaşamı aynen böyle..

Çok içti. İçti, içti.

Sendelendi yalvardı kimseye dinletemedi.

Tişörtler giydi kimseye anlatamadı.

Veya anlayan çıkmadı.

Bir resim yine bir konser bu kez Ajda Pekkan sahnede

Deniz Akaya dudak dudağa..

Buz Barın sahibi Ender Sanal ile sarmaş dolaş.

Bu hale Deniz Akkaya’yı kim getirdi dersiniz?

Çok zor bir soru değil mi?

Sorumluluğu olanlar için zor.

Ama işi reytinge vurmayanlar için çok kolay.

Türkiye’nin en güzel kızı nasıl yenir gözler önünde oynanıyor ve herkes sorumluluktan kaçıyor.

Deniz’e ne diyecekler biliyor musunuz;

Ne zamandır çıkıyorsunuz. Evlilik var mı?

Neden çıkıyorsunuz diyen olacak mı?

Niçin Ender Sanal denilecek mi?

Kendinizi yalnız ne kadar idare ediyorsunuz diye sorulacak mı?

Yoksa hiçbir şey sorulmadan karalanacak mı?

Bu sadece Deniz için geçerli değil ki;

Ama gözler önünde bir güzel eriyor içim ona yanıyor….

ondercorlu@gmail.com