DERİN MEVZULAR...
Kimileri evlat istemez
Kimileri de olsun diye ne gerekirse yapar.
Evini, barkını, ömrünü satar..
Anne, baba hasretiyle yanmayan bunu anlamaz.
Evladına ’ anne, baba olunca anlarsın’ dememiz bundandır.
Gerçek anne, gerçek baba;
Uyurken evladının başında durandır.
Nefes alış verişini dinleyendir.
Öksürdüğünde "verem!" olandır.
Yemeyen yediren, giymeyen giydirendir.
Çocuk büyütmek öyle "mevlam kayıra, saldım çayıra" olmuyor.
Özen istiyor, sabır istiyor, sevgi istiyor.
Oğlumun ilk yıkanmasını hatırlarım, ecel terleri dökmüştüm.
Nasıl tutacağız suyu nasıl dökeceğiz bilmiyorduk...
Ya elimizden kayarsa ya bi şey olursa korkusu hiç bir korkuya benzemez.
Banyo sonrası cehennemden cennete geçişi yaşarsın.
Miss gibi kokardı..
Yok böyle bir koku..
Boşuna dememişler ; evlat kokusu hiç bir kokuya benzemez ve icat edilemez.
O koku anne, babaya özeldir.
Bebek büyür, kocaman olur..
Sorgulamaya başlar;
Neden annemi babamı ben seçmiyorum?
Neden annem başka bir koca buluyor, ya da babam başka bir kadın?
Onlar eşlerini değiştiriyorlar, ben neden annemi babamı değiştiremiyorum?
Kucağında bombayla sarı odalarda gezinip durursun.
İşte sevgi bitti aşk bitti falan filan dersin. Yemez.
Psikologlardan yardım istersin;
Onlarda önce kendini düşüneceksiniz diye başlarlar.
Sonra, sen iyi olursan sen güçlü olursan falan filan derler.
Bizcil değil bencil olamaya teşvik ederler.
Aile ne demek? Neden aile olunur? Nasıl korunur? yok.
Direk sen iyi ol herkes iyi olur düz mantığıyla gazı verirler...
Çıldırırsınız.
Kaş yapayım derken göz çıkarırsınız.
Farkında mıyız? kalabalık aile ortamı yok denecek kadar az.
Neden?
Herkese aynı cümleleri döken "çok bildim psikologları" yüzünden.
Çocuğa özgüven vereyim derken yanlızlaştırıyorlar.
Bu yüzden her psikolog psikolog değildir.
İçinde rahmetli Doğan Cüceloğlu gibilerini ayırıyorum.
Şimdikiler küçük küçük evlerde tek başına yaşamak istiyor.
Kime sorsanız evliliği düşünmüyor..
Mottoları; Birlikte yaşamaya 'evet' evliliğe 'hayır.'
Çocuklarımızı biz mi yetiştiremedik?
Bizi mi yetiştiremediler?
Derin mevzular...
Ne demek gidene dur dememek..
Bal gibi gidene "dur" diyeceksin.
Ardından koşacaksın.
Konuşacaksın, dinleyeceksin.
'Gittiğim yerde daha mutlu olacağım' diyorsa
Boynunu büküp, arkasından su dökeceksin.
Benim babam okulu kırdım diye, kahvede okey oynarken yakalamış,
Istakayı kafamda kırmıştı.
Asla babam gibi olmayacağım demiştim.
Olmamaya çalıştım.
Beceremedim.
Bazen kalp kırdım.
Bazen incittim.
Ben baba olmayı oğlumla öğrendim...
Hatalar yaptım. Özür diledim.
Bazen affedildim..
Bazen yerin dibine girdim....
Evden gittiğine değil, kalbinden gittiğine üzülüyorsun.
En acı veren de bu...
Ve bu acıyı iyileştiremiyorsun...