EVET DEMEYE BİR ADIM, HAYIRLARA VESİLE BEKLEYEN KADIN
Ben bilmem öyle ?ayna ol, aynısını yap, taktik uygula, tek tip olma? falan. Anlamam bu acayip nasihatımsı çığırışlardan. Neysem oyum. Olduğum gibiyim belki birçoğunun olamadığı gibi. Bakarım, görürüm, tanırım, duygularımı yaşarım, illaki kırılan kalbimi teselliye başlarım, kırılırım ama bozulmam. Alışkanlık kırılganlığın önüne geçer çünkü zamanla. Aynı şeyleri yaşadıkça, kendini tamamlar ve her seferinde yine de aynı haltı yer insan. Aynen öyle.
İsyan etmeyi bilir insan, “hep mi benim başıma gelecek, hep mi aynı şeyler olacak?” diye. Peki şu ihtimal daha polyannavari değil mi; henüz tanışmadığın ve tanıştırılamadığın DOĞRU’NUN laneti olmasın bunlar? Ben gelene kadar kimse kalamasın yanında laneti. Hayırlısı olsun ve biri artık evet dedirttirsin sana. Ve mümkânsız ötesine geçsin artık bildiğin şeyler.
Her adam yeni bir kırık kalp hikâyesi daha veriyor sana. Her hikâye biraz daha inancını alıp götürüyor belki. Ama her seferinde biraz daha güçlendiğini hissetmiyor musun? İçine bakar doğru yerde ararsan kendini, bu gerçeği fark etmek o kadar da zor olmayacak. İnsan sever acı çekmeyi içten içe. Özellikle de biz kadınlar. Melankoliye karşı tarif edilemez bir tutkumuz vardır. Hatta çoğu zaman, beğendiğimiz adama duyduğumuz platonik duygular bitmesin isteriz. Kavuşmaktan korkarız ama bunu bile itiraf edemeyiz kendimize. Hayalimizde yarattığımız adamlar olmama ihtimali vardır çünkü her zaman. Tanışırsak gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacağız diye. Kaçarız hem ondan hem kendimizden hem gerçeklerden hem bir ilişki ihtimalinden bazen. Bir adam gerçekleştiğinde etiyle kemiğiyle karşımızda durduğunda korkarız. Bilirsin ki; bir erkek tartışılmaz bir şekilde, ağzını açtığında her şeyin içine edebilme yeteneğine sahiptir. Gelmesin, gerçek olmasın, hayalimde mutlu mesut kalayım, acısının da aşkının da tadını çıkarayım istersin. Evet dedirtecek adamın, önce neye evet istediğini anlamak lazım. Eskiden, kadınlar ömürlük erkekler bir günlükmüş. Şimdi kadınlar da günün anın gecenin kurtarılması niyetinde. Bu durumlar da bir beyaz kemiğin işini daha da zorlaştırıyor. Hiçbir kadın diğerleriyle bir tutulmak istemez. Ama cinsiyetin bir erkek için seni diğer insanlardan ayıran tek özelliktir. Durumu, seni diğer kadınlardan ayırabileceği hale getirmekse senin elindedir. En delirtici durumsa, bunu yapman gerektiğini anlayana kadar geçen süreç ve sonrasındaki “ iyi de nasıl yapacağım?” aşamasıdır. Eğer gerçek bir beyaz kemik olmayı başarmışsan özel bir şey yapmana gerek kalmayacak, her şey kendiliğinden hallolacaktır.