TORTUSUZ GEÇMİŞLER, KORKUSUZ GELECEKLER
Sadece istediğimiz için mi olmalı yoksa gerçekten olması gerektiği için mi? Birini hayatımızda istediğimizde, bunun gerçekleşmesi için harcadığımız her çaba, attığımız her adım bu amaç içinse neden hala dünyada istedikleri olmadığı için şikâyet eden bu kadar insan var? Yeterince istemedikleri için mi yoksa olmaması gerektiği için mi?
Birine ya da bir şeye değer vermek için illa o kişiden bir beklentimiz bir çıkarımız olmak zorunda mı? Biz yalnızca değer versek, hak edip etmediğiyle çok fazla ilgilenmeyip yalnızca kendi değerimizden bir şey kaybetmemek için bile olsa varlığına saygı duysak olmaz mı? Bıraksak da herkes kendi mutlu olacağına inandığı kişiyle olsa? Geçmişte ısrar etmesek ama gelecek için de çok fazla bir beklenti içine girmesek mesela? Doya doya bencillik yapsak bile bundan da eninde sonunda sıkılmayacak mıyız nasılsa? Ortalama bir insan olmak yerine hayatı ortalamak en doğrusu aslında. Çok severseniz çok kırılmazsınız aksine daha çok dolar hayatınız ve daha büyük anlamlar kazanır her anınız. Sevebilmenin gücü başka hiçbir şeyde yoktur çünkü. Ne para da, ne istediğinizi herhangi bir şekilde elde edebiliyor olmakta ne de sahip olduğuzu zannettiklerinizde... Baktın sevmiyor daha çok seveceksin mesela. Artık mesele onu aşacak ve tamamen sana kavuşacak. Sevmeyi sevecek hayatına daha çok bağlanacaksın. Acını çekersin, illaki bir yerde biter gider ama bir zamanlar da olsa sevebilmiş olmanın haklı gururu sana bir ömür boyunca yeter. Çok sıkılırsın hani her şeyden, bir başlarsın sıkılmaya bir yerlerden ucu muhakkak kendine değer.
Hayatınıza kabul ettiğiniz her beklenti sizden bir parça alır götürür. Ve beklentileriniz yalnızca sizinle ilgilidir, onlarla değil. Siz onlardan ne kadar ne istediğinize değil, onların size ne kadar ne verdiğiyle ilgilenin. Ne kadar yırtınsanız kendinizi ne kadar parçalasanız da sevdiğiniz kadardır ki dünya. Ne kadar çok severseniz o kadarsınız aslında... Her hareketten, her bakıştan gülüşten bir anlam çıkarmak yerine; kendi hayatınızın anlamını tadına varın. Karşı cinsle bir "ilişki" değil "iletişim" kurmayı koyun önceliğinize. Derdiniz elde etmek değil, o bağımlısı olduğunuz acıları çekmeye değer birilerinin yanında olmak olsun. Boş ümitlerle değil dolu dolu anlarla, "çokucuk", çok "uçuk" biraz da çocuk kalan yanlarınızla kaplayın zamanınızı.
Ne yapın ne edin "canın sağ olsun"un büyüsüne kaptırın kendinizi yol yakınken. Herkesin canı sağ olsun da gerisi bir şekilde gelir nasıl olsa. Hem bir bıraksanız, her zamankinden daha çok seversiniz hayatı, içindekilere ve içindekilerin içindekilere inat!
Ferhan PETEK
Köşem Sultan ®