FARKINDA MISINIZ?
Uygulanamayan planlar uygulamaya alınamayan hayaller. Mesela ben Cem Yılmaz ile evlenecektim, kısmet olmadı. O artık ellerin yâri. Ama her ne durumda olursa olsun takıntı yapmadan ikinci olana geçebilmek bir b planı bulundurmak gerek.
Hayalin büyüklüğüne göre daha çok sayıda b planları. Planlarken geçen zaman yaşlandığın zaman olmamalıdır. Eğer dank sesini duyduğunda aynaya koşup gördüğün manzarada kırışıklık sayısı fazlaysa işin zor demektir. Çünkü bazı şeyleri düzeltmek için arkana bakman baksan da geri dönmen imkânsızdır. Hayallerimiz vardır küçükken. Biz küçüğüzdür ama hayallerimiz boyumuzu aşmıştır bile. Zamanında zırlak bir filmde de geçen insan büyüyünce hayalleri küçülür mü? Sorusunun cevabı aslında hayır değildir. Küçülen daralan insanların cesaretleri ve bakış açılarıdır aslında.
Küçüklükten beri kurulan hayaller belli bir yaştan sonra okul denen o aşmamız gereken zoraki zaman dilimlerine, size hiçbir şey katmayacak ve asla kim olduğunuzu bulmanız ile ilgisi olmayan sınav maratonu hazırlıklarına düştüğünüz dönemde plana dönüşmeye çalışıyordur. Ama nafile. Mezuniyet yanılgısından sonra artık yapmak zorunda olduğunuz tek şey diğerlerinin yaptığıdır. İnsanı bir girdap gibi ama tek farkı sonu, nereye varacağınız belli olan ve maalesef yine insan tarafından uydurulmuş olan o sistemin bir parçası olmaktan başka çareniz yoktur.
Sonunda siz de tıpkı diğerleri gibi olur, sigortanızı yapan size düzenli maaş veren her yeri herkesi garanti zannedersiniz. Peki ya yıllarca bir şekilde uydurulmuş ve bugüne kadar geldiği gibi bundan sonra da yolunda hayatlarımızı çürütmeye devam etmek zorunda bırakıldığımız bu garanticilik doğru yol değilse de işin aslı ya tam tersi ise?
Sistemin dayanmak zorunda bırakıldığımız her ağırlığına kendi kendimizi mecbur bırakmışız. Farkında mıyız? Hayır. Umurumuzda mı? Evet, ama yapacak bir şey var mı? Tabi ki artık yok. Çünkü artık insanın insanlık özüne dönebilmesi bu yolu bulabilmesi adına pek bir ümit kalmadı. Öyle bir gömülmüşüz ki bu sistemin içine, külahtaki dondurma topları gibiyiz. En üstteki güneşten etkilenip daha çabuk eriyor en alttaki sıkışıyor falan. Öyle de olmuyor böyle de.
Kimileri diğerlerini kendinde olmayanlara sahip olduğu için şanslı görüyor öyle zannediyor aslında. Çünkü şanslı insan yoktur farkında insan vardır. Kendine verileni farkında olan insan.
Ne zaman bu kadar uzaklaştık hayallerimizden diyenler için durum böyle. Demeyenler için ise zaten umut yok onlar eğreti dünya zengini demektir. Ölmekten mi korkuyoruz kötü ölmekten mi? Arkamızda bırakacaklarımızı mı düşünüyoruz yoksa sadece emekliliği dert edecek kadar sığ mıyız?
Her şey bir yana, emekli olabilmek artık o mecbur olduğunuz işlere her gün gidip sevdiklerinize zaman ayıramadan yaşadığınız bu yıllara karşılık olarak bedenen harcadığınız bu yıllarda yapabilecekleriniz yapamayacağınız yeterli enerjinizin kalmayacağı zamanlarda gelen bir şey olduğuna göre, yoksa siz hala sistemi mi savunuyorsunuz?
Daha iyisi olabilseydi zaten yapılırdı belki de. Çok da kurcalamadan yaşayıp gitmek lazım sadece, tıpkı bize öğretildiği gibi. Ne kadar neyi değiştirebiliriz ki artık?
Belki son ve tek ümit, birazcık FARKINDALIK…
Ferhan PETEK
Köşem Sultan ®