İŞTE BÜTÜN BURALAR HEP SEKSENDİSİTİ
İnsanoğlu kendini sorgular sürekli. Sorgulamalıdır daha doğrusu. Ben fark ettim ki kendime sorduğum sorularda genelde Ne zaman ? ve Nasıl??ı kullanır olmuşum. Ne zaman bu kadar kaybettik özümüzü? Ya da nasıl oldu da bulamadık hala bizi biz yapması gerekenleri?
Herhangi bir şeyi, insanı, diziyi, filmi sadece beğenmekle yetinmeden özenmeye, o olmaya ya da onlar gibi davranmaya başlamak ilk ne zaman kimin aklına nasıl gelmiş?
Sex And The City’nin boyalı bebekleri mi bize yol gösteriyor? Hafta sonunu değerlendirme fikrini hangi filmden diziden aldık? Hani bunu yaptık, Cuma ve cumartesi akşamlarını hangi mekânda içmeyi düşünecek kadar nasıl kısır kaldık?
O özendiklerimizin Pazar Brunchları,barbekü partileri bizim gibi özentilikten değil ki, sevdikleri ailesi ve dostlarıyla vakit geçirmek için bahane. Şimdi tutup da biz de aynı şeyleri yapmak zorunda olduğumuz için sırf medeniyetin gerektirdiğini zannettiğimiz için, sırf yapmış olmak için yapıp bir de facebook da twitter’da at’leye with’leye yaptıktan sonra ne anlamı kalıyor sanıyoruz?
Sadece göstermek için yaşadıktan sonra hiçbir anın kıymeti yok ki.
Filmlerde dizilerde onları yapanlarda oynayanlarda suç bulacak kadar cahil değilim çok şükür. Zaten sorun onlarda değil bizde. Gösterilen yapay hayatların yapay olduğunu üzerine basa basa belirtiyorlar ama biz gösterilenden ziyade gösterildiği şekliyle anlamayı tercih ediyoruz. İşimize böyle geldiğinden. Bizim algıdaki hata ısrarımız ticareti de bu yöne kaydırıyor. Yoksa neden Fatmagül etekleri, Hürrem yastıkları, bel altı edebiyatları türesin ki durduk yere?
Analar günü, babalar dünü, sevgililer yarını derken, sadece kendi uydurmamız olan saçmalıklara kapılıp gitmesi daha kolay geliyor olsa gerek.
Oysa bu gereksizliklerden bir sıyrılsak gerçekten gerekli olan sevdiklerimize ve bizi sevenlere vakit ayırmak daha keyif verecek herkese.
Hafta sonu planlarımızı sadece birlikte olmak istediğimiz yakınlarımız dostlarımızla geçirmekle kalmayıp, insan ihtiyaç duyan başka insanlar, yaşlılar çocuklarla geçirebilir başka canlara can katabiliriz.
Aman ben de konuşuyorum işte. Neden uğraşalım ki sanki? Böyle keyifli keyifli başkalarının hayatını zorla kendimizinkine uydurup, kendimize bir biz bulmaya çalışmadan yaşamak varken neden düşünelim ki??
Neyse çok yazıyor hep kapatıyorum ben. Başım da ağrıdı zaten Muhteşem Süleyman’ı izleyeceğim daha..
Ferhan PETEK
Köşem Sultan ®