YA AMELİE?SİN YA DA AMELE?
Ferhan PETEK Yazdı...Bu hayatta ya Amelie?sin ya da amele. Öyle ya, aklını, kalbini, hafızanı, ruhunu abu sabuk bir sürü şeyle doldurursan boşuna amelelikle geçer hayatın.
Oysa Polyanna’dan sonra en büyük idolümüz Amelie Bacı’nın yolundan gider de, tek yükümüz sevgimiz olursa kuş gibi hafifler rahat rahat doldururuz yaşam süremizi. Sevgi, diğer bütün yüklere karşı bizi koruyan bir kalkan gibi. Tuhaf bir büyüsü, tarif edilemez bir etkisi var. Her şey ve herkes üzerinde. Hepsinden önce de kendi üzerimizde. Neyi sevdiğimiz, kimi sevdiğimiz ya da neden ve nasıl sevdiğimizin hiçbir önemi yok. Öyle insan sevgisi, hayvan sevgisi, ot kök, çiçek böcek sevgisi, aile, kardeş yaşlı genç sevgili sevgisi falan diye bir ayrıma da gerek yok. Zaten ayrımın her türlüsüne karşıyım. Nasıl insanın, insanlığın rengi, ırkı, boyu, posu, şekli cinsi yoksa sevginin de yok. Hem sınırsız hem de bedava. Yeter ki azıcık vakit ayırıp fırsat verin kendinize sevebilmek için. Herhangi bir şeyi, herhangi bir zamanda, herhangi bir şekilde sevin. Ben zaten seviyorum deyip de sadece kendinizin bildiği sevgilerle etrafınızdakileri görmezden gelmeye devam etmeyin yeter. Çevrenizdeki insanlara yapabileceğiniz en büyük kötülüğün, onları gülümsemenizden mahrum bırakmak olduğunu unutmayın mesela. Yoksa bir sebze bile olamazsınız çünkü enginarın bile bir kalbi var.
Ne diyordu filmde:
Hayat çok tuhaf. Çocukken zaman çok yavaş geçer. Sonra bir de bakmışsın 50 yaşına gelmişsin ve çocukluğundan ne kaldıysa geriye bir kutuya sığmıştır tozlu bir kutuya.
Ne de olsa çoğumuz yeterince büyüdük artık yaşlanıyoruz. Geçen zamanın şu ana kadar ki kısmı geçti gitti zaten. Ve madem hiçbir şey için hiçbir zaman geç değil bir yerden dönelim biz de o halde. Parmak gökyüzünü gösterirken, yalnızca parmağa bakan aptallardan olmayalım mesela. Sevelim be işte! Aklımızın, kalbimizin, cesaretimizin, son nefesimizin yettiği yere kadar sevelim. Neydi hayat; hiç sahnelenmeyecek bir oyunun tekrarlanan provası…
Kendi mutluluğu ve geleceği için endişelenmekten vazgeçip, başka insanlara yapabileceği her şeyi yapan, başkalarının mutluluğuyla kendi mutluluğunu besleyen, dokunduğu hayatları değiştiren Amelie, iki insana birbirlerine âşık olduklarını söylersen olacaklarını biliyordu. İyilik yapmak için iyilik yapılmasını beklememesi gerektiğini de. Filmi mükemmelden öteye kusursuzluğa taşıyan, belki doğru oyuncu kadrosu belki doğru müzikler ama kesin olan şey hikâyenin aslında hayatın ta kendi olması gerektiği gerçeği.
Siz sevin hep, önce kendinizi daha sonra önünüze ne gelirse onu. Ama doya doya, tadına vara vara… Kucaklayın, öpün, sevdiğinizi söyleyin ama hem sözlerinizle, hem kalbinizle hem de gözlerinizle… Güzel gülenin güzel sevdiğini unutmayın…
Ve doğru zaman gelince tereddüt etmeden çitin üzerinden atlamayı da…
Ferhan PETEK
Köşem Sultan ®
http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931
twitter: @Fername