HİTAM...
Sen öldün? 10 gün oldu sen öleli.
Orada bana kızıcaksın belki ama düşünmüştüm ben bu anı.
Yani sen öldüğünde ne hissederim, ne yaparım diye kurcalamıştım.
Birkaç sahne çekmiştim kafamda.
(fonda bir türkü...
http://video.google.com/videoplay?docid=-3047130495573358849# )
Ne acaip şimdi sen öldün ve ben o sahnenin içindeyim!
Sen öldün?.içim acıyla dolu, gözlerim sürekli ıslak!
Öldüğünü gördüğümde kalakalmışlığımın yası yerini neye bırakacak kimbilir.
Sahi kimbilir?
Bana yanıklığını, sevdanı, özlemini, hayatındaki en önemli şeyliğimi?kimbilir
Telefonumdaki mesajlarınla bakıştık bugün.
Daha on gün önce, sen ölmeden tam on gün önce, hayatını benimle geçirir misin, benimle uyanır mısın her sabah demişsin...
Bekleyeceğim yazmışsın, seni herşekil de bekleyeceğim
...........................
Neden öldün? Geri alamaz mıyız?
Cenazeye gelemedim, kırılma? Yapamadım. Seni tahta bir kutuya koyduklarını kaydetmek istemedim beynime!
Öylece götürüldüğünü omuzlarda ve hatta alkış seslerini hatırlamamak için gelmedim.
Tamda isteyeceğin gibi bir mezar oldu. Köprüyü görüyorsun yine, boğaz ayaklarının altında.?
Bazan senin evi ben tutayım diyorum.
Köprünün ışıkları her değiştiğinde seni hatırlayayım, en sevdiğimiz müzikler çalsın, hep yaptığın gibi aromalı olsun kahve, ben camın kenarındaki masada elimde Mesnevi ile uyuyakalayım, sabaha karşı üşüyerek uyanıp son kez seviştiğimiz odaya atayım kendimi, bacağımı sana dolamaya çalışıp değemeyeyim ayağına, gözlerimi açıp yastığına bakayım ve birden, inceden bir ağlama gelsin, ?bana masal anlatır mısın- diye fısıldayayım herzamanki gibi anlatmanı umut ederek, büyük sessizlik içime dokunsun sonra,
hıçkıra hıçkıra, bağıra bağıra lanet edeyim ölmüşlüğüne!
Tırnaklarımı çarsafa geçirip avuçlarımı sıkayım ve kızayım sana öldüğün için!!!
Nefes alamayayım bir süre?tam da hissedeyim artık olmayacağını.
Bana su getirir misin?
Getiremezsin.:( Artik bana hiçbirsey getiremezsin. Sen öldün?10 gün oldu!
Eşyalarını kimlere dağıttılar acaba? Kitapların, cd lerin ne oldu?
Bence çoğunu kızın aldı?ne çok sevdiğini anladı seni.
Çiçeklerin için endişelendim bir süre, sonra vazgeçtim endişelenmekten, annen bırakmaz onları dedim içimden.
Pardüsen acaba kimin sırtında?
Sen öldün, eşyaların başkalarına ait artık, senin o eşyalara yüklediğin anlamlar seninle birlikte uçtu.
Çok değişik hissediyorum?bazan dayanılmaz bir sancı giriyo nefesime.
Evet nefesime sancı giriyor, tam anlatımı bu. Sonra unutuyorum.
Sen öldün?tek gerçek bu. Değişemeyecek somut tek gerçek.
Keşke arkadaşken olsaydı bu felaket.
Ölümün arkadaş kalmayı becerdiğimiz günlere rastlasaydı.
Bir gece tatlı tatlı dertleşirken uyuyakalsaydık koltukta, sabah arkadaşca yolcu etseydin beni ve ölseydin. Öyle ölseydin keşke. Öyle hatırlasaydım seni.
Son olanlar aramızda, tekrar hayatımı karıştıran sözlerin, sokak kapında daha, dakikalarca beni bırakmayan kolların, dudakların, aşık gözlerin?yeminlerin artık sadece bir anı şimdi.
Birlikte yaşlanamayacağız. Nerdeyse beni bile inandırdın öyle olacağına ama bak?birşeyin bedeli gibi bu hikayenin gidişati.
Bedeli sen mi ödüyorsun ben mi belli değil.
Gittin! Şaka gibi; öldün sen.
"Seni benim için yapmışlar" demiştin, "biz birbirimiz için yaratıldık" demiştin, "hoşgeldin" demiştin, "gitme" demiştin?.beni ikna etmiştin!
Üçüncü sayfa haberi gibi; "SEVGİLİSİNE GİDERKEN KAMYONUN ALTINDA KALDI!" ne bu şimdi!
Neden öldün? Neden oğrettin bana sen ölünce ne hissedeceğimi?
Kimseyle konuşmuyorum.
Hayat gidişine maalesef alıştı, senin işi hemen başkası devraldı ama bir hafta yasını tutup öyle başladılar çalışmaya, bir iki duygulu ölüm ilanı verdi patronun, eski karıların hatta eski sevgililerin çıktı televizyona, hayranların internette sayfalar açtı, birkaç üzgün hareket daha, hepsi bu.
Susuyorum, bizi bilenler de bahsini açmıyor zaten.
Öyle saçma sapan bir Türk filmi gibi uzaktan izliyorum senin için ağlayanları?.çok acaip hissediyorum.
On gün oldu.
On gündür hafızamı temizliyorum.
Sen öldün ya şimdi, yapacak birşey bırakmadın bana.
Ne acıdır ki bende zamanla, daha az hatırlıyor olacağım seni.