BİR DERGİ OKUDUM, BENLİĞİM DEĞİŞTİ!
Ahır?dan bozma bir Kır Kahvesi?ndeyim... Bir tek ağaç, hayrı kendine dokunmayan gölgesi, bir de ben... Müthiş bir yanlızlık çekiyorum! Kahveci bile çay getirmemek için uyuma numarasında... Son geldiğinde, masanın üzerine rengarenk bir dergi getirdi, "al da oyalan" dercesine...
Diyarbakır?ın bozkırlarından, Bozcaada?nın ıssız sahillerine... Başka kim olacaktı ki!
Zaman durmuş! Kahveci?nin bana yaptığı iyiliği sonradan farkediyorum.
Yeni bir şey keşfetmek için, zorunlu hizmet gibi, derginin sayfalarını karıştırmaya başlıyorum...
Nişantaşı ben olmadan mı bu kadar değişti!
İstanbul "bensiz" yapamaz diyordum, giderken... Yanılmışım, hem de çok!
Bu insanlar da kim?..
Trend?ler nasıl da değişmiş!
Nişantaşı?na gideceğim gitmesine ama... İyi ki arabam yok diye düşünüyorum...
*Bir kitap okudum hayatım değişti
**Bir kitap okumakla hayat mayat değişmez kızım. Değişse değişse benliğin değişir, sen değişirsin. Hayata bakışın değişir.
Biz genciz kızım, çoook genciz. Biz şehir yaramazıyız, gezeriz, tozarız, kimle istiyorsak tanışırız.
Hayatı doya doya yaşarız...
İstanbul gibisi var mı beee!
Bu şehri bu kadar güzel yapan daracık sokakları, boğazı, trafiği, geceleri, bitmek bilmeyen enerjisi.
Tıpkı bize benziyor Şimdi sen nasıl bana ?biraz yavaşla dersin. Sana inanmıyorum ya! Tabi ki yavaşlamıyacağım.
Ay sana ne ayol benim yaşantımdan. Gezerim de tozarım da. Konsere de giderim, partiye de... Beğendiğim ayakkabıyı da alırım. Sen alamıyorsun diye ben de mi almayayım.
Nişantaşı, Rumeli caddesi, Layla, Reyna ohhh. Gezerim de gezerim. Ben şehir yaramazıyım.
*Kızım sen beni yanlış anladın.
Sana gezme diyen mi var. Ay sanki ben evde oturalım diyorum.
Metropolün kokusunu ben senden daha iyi alırım bi kerem.
Ben bu kokuyu, kiri, dolu dizgin aşkları, kitabı, filmi, konseri itiş kakışı yaşamadan nasıl dururum ayol.
Sana diyorum ki biraz akdenizli olalım. Biraz Fransız takılalım! Yani Fransız sokağına gidelim. Cemil ipekçinin mekanında Fransız şarabı içelim, kitap okuyalım, hayatımızı değiştirelim kız biraz.
N?olursun.
Ne gördük ki şu dünyada? Geldik yirmialtı küsur yaşımıza. Şurda otuza ne kaldı.
***Can Yücel?in bu şiirini okuyunca ne kadar çok şeyi aynı anda hissediyor insan değil mi kızlar...
Siz de hissettiniz mi?
Umut, sevgi, yalnızlık, hüzün... Belki biraz sessizlik.
Biraz sessiz olun kızlar. Konsantrem bozuluyor!
Şiirin devamı var.
Ama buralara sığmaz. Okumak istiyorsanız alın okuyun. Bir yerlerden bulun canım bana ne! Her şeyi de ben mi söyliyeyim.
Nişantaşı?nda kesin bulursunuz. Bakın işte sağa sola..
Yazı böyle bir şey işte, söz böyle bir şey.
Yazarsan yazı olur. Söylersen söz olur. Söylemezsen hiçbir şey olmaz.
İnsanı bir yerlere götürüyor. Sonra kalıyorsun oralarda tek başına.
Bekle ki gelip alsınlar.
Ay delirecem valla. Kim getirdi beni buraya?
Neler yazıyorum bakar mısınız.
Sevgili okurcularım. Ekibimize yeni arkadaşlarımız katıldı. Kalemleri bir başka yazıyor. Okunmuyor doğru düzgün. Sanki yazmıyor yaşıyorlar...
Ay nasılda döküyorlar yaşadıklarını kağıda. Okurken öyle donup kalıyorum. Hayatımı değiştirecek bu kızlar benim.
Ay yoksa benliğim mi değişiyor.
Gencecik pırıl pırıl iki insan... Birinin adı İdil birinin adı da Aylin.
Gazetecilikle, yani benimle daha yeni tanıştılar. Ben öğle paydosunda yemeğe çıkmıştım. Bir de ne göreyim. İdil?le Aylin.
?Abla seninle tanışabilir miyiz. Biz seni çok beğeniyoruz.Programlarını sürekli izliyoruz.?
?Ay tamam tamam? dedim. Çağırdım ofisime.
Kızlar rahat durmuyorlar ki.
Abla bu ne, abla o ne. Abla şu ne...
Ay siz ne yaramaz şeysiniz dedim. Kafamda bir şimşek çaktı. Size bundan sonra şehir yaramazları diyelim? dedim.
İşte bu şehir yaramazları daha ilk günden farklılığın peşine düştüler.
Farklılık kaçıyor, onlar kovalıyor.
Baktılar olacak gibi değil. En iyisi biz dergiye yakın yerlerde dolaşalım dediler. Şimdi verdim ikisine yan yana iki sayfaya.
Sayfalarına, yazdıklarına dikkatlice bakın. Bakın bakın nasıl da farklılar diğerlerinden.
Evet ne zamandır size ekibimden söz etmemiştim. Kısmet bugüneymiş. Başka hayatlardan, başka gezegenlerden geldik burada buluştuk.
Bizi buluşturan o kadar çok şey var ki. Ama en önemlisi dışardan bakıldığında hayatlarımızdan çalınmış zamanlar gibi görünse de, o zamanların herkesten çok bize ait olduğunu bilmemiz.
Bize ait zamanlar kimseye ait değildir ki biz kimsenin hayatından zaman çalmıyoruz neden çalalım ki zaten çoğu bize ait. Bize ait zamanları başkalarının zamanlarıymış gibi kullanıyor olamayız değil mi. İşte İdil ve Aylin de kendilerine ait gibi görünen zamanları yavaşlatmak istiyorlar ama çok yaramazlar. Bıktım artık sizin yaramazlıklarınızdan.
* Şamdan dergisi yazarlarından şehir yaramazı Aylin Varon...
**Şamdan dergisi yazarlarından şehir yaramazı İdil Çetin...
***Şamdan dergisi başyazarı...