’YENİ NORMAL YAŞAMA’’ GEÇERKEN, YAŞANANLARDAN DERS ALMAK... ÇÜNKÜ COVİD19’UN ’’ŞAKASI YOK!’’
Kötü haberler geliyordu Çin’den...
Dünyayı kasıp kavuracak "Yeni nesil bir salgının" ayak izleriydi.
Vuhan’dan başlayarak 50 milyon insanın yaşadığı kentler karantinaya alınarak "kapısına kilit" vuruluyordu.
Bir çok Dünya ülkesi Şubat’ta Çin’de alınan bu önlemleri sadece "izlemekle" yetiniyordu.
Trump “demokratların işidir” diyerek, ABD’ye ayak basan Corona (Covid-19) virisüyle dalga geçiyordu. Ama tehlikenin en büyüğü, onunla dalga geçen Amerika ve Brezilya’yı vurdu. Amerika’daki ölüm sayısı 100 binin üzerine çıktı. Brezilya ise üç ay sonra salgının en çok yayıldığı ülkeler sıralamasında 3.ncü sıraya yerleşti..
Tehlikenin boyutunu önemseyen Güney Kore gibi bazı ülkeler ise önlemleri daha işin başından alarak “Küresel Salgın” karşısında dünyaya örnek ülke olmayı başarıyordu.
Türkiye ise “ilk önlem olarak”, Çin’e yapılan uçak seferlerini durduruyordu.
Karasal sınır kapılarını, diğer ülke ile olan hava yolu trafiğini ise açık tutarak.
Çin’den sonra Ortadoğu ve Avrupa’ya giriş yapan Corona virüsü, ülkeleri daha ilk günden itibaren “allak-bullak” etmişti.
Borsalar çökmüş! Para birimleri Dolar ve Euro karşısında hızla erimişti. Ekonomi adeta durma noktasına geldi, durmuştu.
Komşumuz İran’ın bir kaç günde Corona’ya teslim olması, “Acaba bizi teğet geçer mi” beklentisine giren Türkiye’nin, başta İran olmakla birlikte komşularımızla karasal sınır kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Ancak sonradan doğru önlemler alarak, bu salgınla mücadele konusunda en etkin çalışan ülkelerden biri oldu Türkiye…
İtalya’da küresel virüsün yaptığı hasarın boyutu çok daha yüksekti. Onu İspanya ve İngiltere takip etti. Covid19’un ülkelere verdiği zararın boyutları tahmin edilen hesapların da üzerindeydi. Durumun ciddiyetini kavrayan tüm Avrupa ülkeleri birbirleriyle olan iletişimi kesmek için kapılarına kapatmak zorunda kaldı.
İtalya örneğinde olduğu gibi, hastanelerin yetersizliği, sağlık sisteminin aşırı yüklenme karşısında çökmesi, “tüm ülkelerin aldığı kararları yeniden test etmesine” neden oldu. İtalya’da Ordunun devreye girmesi bile Korona Virüse çare olamadı. Binlerce kişinin öldüğü İtalya, çaresizliğini bu acı tablo ile tüm dünyaya haykırdı.
“Bırakın istediği kadar yayılsın” diyerek “sürü bağışıklığı” yolunu izlemek isteyen İngiltere Başbakanı bile ülkede “sokağa çıkma yasağı” ilan etmek zorunda kaldı. İngiltere Başbakanının Covid19’a yakalanıp 14 gün boyunca tedavi görmesi ise tarihin sayfaları arasındaki yerini aldı.
Almanya, Hollanda, Fransa ve İspanya gibi tüm Avrupa ülkeleri bu küresel salgının önüne geçmek için sıkı tedbirleri peş peşe hayata geçirdi.
Hayatı önemse, Evde kal!
Bu, dünyadaki tüm ülkelerin ortak düşman için kullandığı ortak slogandı artık.
Tüm Dünya ülkeleri gibi Türkiye’de bizler de yaklaşık 80 gün Korona’ya karşı önlem amacıyla tavsiye edilene uyduk ve “evde kaldık!.”
1 Haziran’dan sonra da “büyük çoğunluk”, 65 Yaşüstü ve 20 Yaşaltını nedense “evde bırakarak”, normalleşmeye doğru adımımızı attık.
Dünyada 7 milyon kişiyi hasta eden, 300 binin üzerinde can alan, psikolojileri ve ekonomileri çökerten Covid19’dan gerekli dersleri alırsak ne ala! Alamaz da gevşersek “vay halimize” dememek için…
Öncelikle gevşememek, önlemlerimizi almak, kurallara uygun yaşamak en iyisi…