KARŞI KIYI’DAN TÜRKİYE’YE BAKMAK-1: SAKIZ ADASI
Dört gün süren Yunan Adaları gezisi. Kültürel ortak özelliklerin hüküm sürdüğü iki ülke arasındaki fark ne? Yunanistan nüfusundan bile fazla turist ağırlarken, Türk turizmi neden kan ağlıyor? Yunan Adaları’nın büyüleyen özelliği ne? Genel Yayın Yönetmenizin Nurettin Soydan, gitti, gördü, gezdi ve yazdı. İşte bir solukta okuyacağınız Nurettin Soydan’ın, Yunan Adaları gezisiyle ilgili izlenimleri.
Ege’de vizesiz Yunan Adaları gemi turları düzenleyen Celestyal Curises ve Karavan Cruises işbirliğiyle, Engelsiz Yaşam Vakfı, Vizyon Production ve Bonart Ajans işbirliğiyle gerçekleşen “Engelsiz Tatil”in davetlilerinden biri olarak İzmir Limanı’ndan Yunan Adaları’na gitmek üzere toplandık...
Her işinde dakik olan Vakıf Başkanı Atilla Kaplakarslan’ı bu kez herkesten önce, sayın Aydan Gümügen ile birlikte biz karşıladık... Çünkü onlar uçakla İzmir’e yola çıkmışlardı.
Medya mensubu arkadaşlarımızın da yer aldığı gezide, yabancı mankenler ve Ece Gürsel olmak üzere toplam 40 kişilik bir ekiptik.
Firesiz gittik, firesiz döndük!
İzmir Limanı’ndan demir alan Celestyal Nefeli Gemisi’nin ilk durağı Sakız Adası oldu. Tam da Çeşme’nin bir adım ötesinde bulunan Sakız Adası yani...
Gün batmak üzereyken adım attığımız Sakız Adası’nda gece olduğu için ancak iki köy gezebildik.
Tarihi sadece anlatmayan ve yaşayan bilge rehberimiz Çağatay’ın anlatımları eşliğinde, Sakız Adası’nın medeniyetler arasındaki stratejik önemini daha iyi kavradık.
Gemi rehberimiz Çağatay anlatırken yaptığı özel vurgular, herkesi bir an öğrencilik yıllarına götürdü. Bir tek yazılı kağıdı çıkarmadığımız kaldı diyenlerimiz olduysa da, Çağatay’ın anlattıklarının önemini ertesi gün daha iyi kavrar olduk.
Sakız Adası dönüşü tam da istenilen saatte toplanma alanında buluşarak Gemi’mizde buluştuk.
Gemi, 8 katlı, içinde restoranları, barları, Casino’su, eğlence alanları, Havuz (gibi dursada) serinleme alanı, jukuzileri, spor alanları ve FreeShop olmak üzere her türlü donanıma sahip. İsteyene geceleri yol boyunca uyku. İsteyene “sabaha kadar” eğlence!
Gemide ilk kez yolculuk ve tur deneyimi yaşayan benim gibiler için ilk altın kural: Anonsları takip etmek. İkinci en önemli kural ise rehberinizin tur dışında size tanıdığı “serbest zaman” diliminden sonra, vaktinden önce “toplanma alanı”nda bulunmak.
Geç kalmak hem guruba saygısızlık, hem geminin seyahat programını aksatmaya neden olabilir.
En önemlisi ise Gemiyi kaçırdığınız zaman pasaportsuz-vizesiz yolcu olduğunuz için, Çağatay Rehber’in deyimiyle “Angarya” tabir edilen “Mülteci Kampları”na gönderilme riskiniz cok yüksek!
O nedenle siz siz olun, mutlaka söylenen buluşma saatinden yarım saat önce araçlarınızın yanında olun...
Geminin işletmeciliğini yapan Karavan Cruises turizm firmanını sahibi Bay Luigi Baltazzi, gemideki etkinlikler ve bazı turlarda yanımızda olması ise ekip için ayrı bir jestti.
Bay Luigi Baltazzi, iletişimi iyi bilen biri. Gemi’de yaşanan etkinlikleri, organizasyonları da “çaktırmadan” denetlediğine bizzat tanık olduk. Zaten, Gemi yolculuğu sonunda “müşteri memnuniyeti”, yolcularla gemi-tur personeli arasında kurulan diyaloğlarla doğrudan orantılı...
Çoğunluğu Türk, ama Japon, İranlı, Ortadoğu ve Uzakdoğu ülke vatandaşlarının rağbet ettiği, İzmir’den gerçekleşen 4 gün 4 gece süren “Yunan Adaları Gezisi”ne her geçen gün duyulan ilgi, geminin işletmeciliğini üstlenen Karavan Cruises’un bu başarısının göstergesiydi.
İlk gün ve gece, gerek tur gerekse gemi de yaşamın kurallarına çabup adapte olmayı öğrenince, gezimizin ikinci gününün daha da kolay geçeceğini hissseder gibiydik...
Gece geç saatlerde hiç durmadan Rodos’a doğru hareket eden gemimizin sessizliğine uyarak kamarama çekildim... Rodos Adası’nda bizleri kimbilir neler bekleyecekti!
YARIN: “KORSANLAR” ETRAFIMIZI SARDI!