BUZ MÜZESİ?NDE VİKİNGLERİ DÜŞÜNMEK
Müzedeki her şey şaşırtıyor insanı. Dokunmamak elde değil. Pınar Hanım, ?dokunabilirisiniz? diyor? En ufak bir terleme yok? Nasıl olsun ki, -5 derecedeki ortamda ?buz gibi? hissediyoruz kendimizi?
Nerede kaldı bu sıcaklar derken, Yaz geçte olsa yüzünü gösterdi. İstanbul’da geceleri bile hava neredeyse 20 derece. Gündüzleri ise kavuruyor, kavuracak gibi… Akdeniz sahillerinde “Su ile temas” sağlayanlar biraz şanlı. Ya, karadakiler! Sokakta çalışmak zorunda kalanların halini düşünmek bile istemiyor insan…
Pazar günü binlerce, onbinlerce kişi Sayfiye yerlerine attı kendisini.
“Bizim için her yer piknik” diyenler de sahil şeridi dahil, otoban kenarlarında “yeşili kendisine yastık” yaptı.
Gazetede sayfalar içinde haberlerle boğuşurken şimdi bir şey olsada “buz gibi serinlesem” diye düşündüm…
Gazetede mesaime ortaklık yapan Atilla Kırcalı imdadıma yetişti.
“Haydi o zaman gidiyoruz” diyerek sokağa attık kendimizi.
Arabaların klimalarının bile yetersiz kaldığı “nemli havayı” solurken, buram buram terlerken İstanbul Forum’da bulduk kendimizi.
Açıkçası ne yapacağımızı ben de bilmiyordum. Tam bir sürpriz oldu benim içinde.
İstanbul Forum’da “Magic Ice” kapısından içeri süzüldük. Kapıdaki kuyruğu aşarak içeri atıyoruz kendimizi…
“Buz Müzesi”, bizim gibi “serinden oh çekmek isteyenlerin” akınına uğramış sanki.
Eskimoların, Viking’lerin diyarındayız sanki…
Mavi,uzun ve içi sağlam donanımlı kıyafetlerimiz giyiyoruz.
Buz Müzesi’nin görevlisi Pınar Şahin bizlere rehberlik yapacak.
Merak ettiğimiz “Buz dünyasının” kapılarını açmadan “burada 20 saniye beklememiz gerekecek” diyerek uyarıyor bizi. Soğuk hava kendisini gösterdi bile. Vücut ısımızın “şoka girmemesi için” 20 saniye bekliyoruz…
Kapılar açılınca, İstanbul’un göbeğindeki bir başka dünyada buluyoruz Atilla ile kendimizi.
Buzdan heykeller… Oturma grupları, Viking’lerin İstanbul’a gelişlerini resmeden buzdan tasarımlarını görünce etkilenmemek imkansız gibi…
Norveçli Lotofen Trading AS tarafından gerçekleştirilen “Ilıman iklimde kurulan ilk Buz Müzesi, Magic Ice iki yıldan 400 bini aşkın kişi tarafından ziyaret edilmiş.
Müzedeki her şey şaşırtıyor insanı. Dokunmamak elde değil. Pınar Hanım, “dokunabilirisiniz” diyor… En ufak bir terleme yok… Nasıl olsun ki, -5 derecedeki ortamda “buz gibi” hissediyoruz kendimizi…
Müzenin içinde ilginç köşeler var. İsteyenler “Buzdan heykeller” bile yapabiliyor.
Öğrenciler bu konuda biraz şanslı. Yapılan anlaşma ile İstanbul’da 100 bin öğrencinin müzeyi ücretsiz gezmesi ve buzdan örnekler yapması hedeflenmiş.
Aklınızda “şimdi dışarıda olmak” geçmiyor Buz Müzesi’ni gezerken…
Buz Bar’da buzdan bardaklar arasında meyve suyumuzu yudumluyoruz.
Aman dikkat, eldiven kullanmak şart! Yapışık kalmakta var buz bardaklara.
Mekandaki ilginç köşelerden biride konaklama odası.
Öğrendim ki taliplisi şimdiden oldukça fazlaymış.
Eskimoları, Vikingleri düşünürken, “Buz’dan hayallerimizin” sonuna geldik.
Kısa, ferah ve serinletici ilginç bir deneyimdi Magic Ice…