DEPREM KADAR ?ACITAN SÖZLER?
Van?da yer kabuğunun altından kopan o korkunç çatırtı, yüz binlerce insanı bir yaprak misali sağa-sola savurdu. Gün ortasında yaşanan bu korkunç depremin akıllardaki ilk ?teselli? düşüncesi, herkesin ?ayakta olduğu? bir saatte yaşanması oldu.
Gözler Van’a, yürekler Doğu’nun bu en hareketli ve modern şehrine çevrildi.
Haber kanalları, NTV, CNN Türk, SKY Türk, Haber Türk anında yayınlarını yaşanan bu büyük felakete odakladılar.
Diğer “büyük” ulusal kanallar ise gün boyu “sağı sultan”ı oynayarak, böyle bir acı karşısında “duyarsız” kalarak, ne yazık ki “insanlık sınavı”nda sınıfta kaldılar.
TV’lerin “yayın akışının değişmesi için”, böylesine büyük bir deprem felaketinin İstanbul’da mı yaşanması mı gerekir?
Doğu’da ölenler, aç ve açıkta kalanlar bu ülkenin insanı değil mi?
İsteyen üstüne alınsın. Bu ayıp onlara yeter.
Van’daki ilk görüntüler, yaşanan panik ve çaresizlik yükselen toz bulutu arkasına saklanan acı tablonun ne olacağını anlamamızı zorlaştırıyordu.
Saatler sonra çöken binaların ortaya çıkardığı o korkunç endişe sardı herkesi.
Van merkez böyleyse diğer ilçelerin hali kim bilir nasıldı?
7.2 büyüklüğündeki depremin ortaya çıkardığı bu tablo Türkiye’yi elbette derinden sarstı.
Hükümetin “anında” gösterdiği refleksi kutlamak gerekir. En azından, 17 Ağustos 1999 Marmara depremindeki yönetim beceriksizliğinden bir ders çıkarmışız.
Türkiye’nin 28’nci büyük depreme olarak tarihe geçen Van depremi geride onarılması gereken büyük bir tablo bırakacak gibi.
Ancak, deprem haberlerinin duyulduğu ilk saatlerde, sosyal paylaşım sitelerinde yazılan mesajlar “şaka” değil, ürperticiydi.
Van’da yaşanan bu doğal felaketi “Allah tokadını vurdu” diye dile getirenlerin, “insanlıktan nasibini aldığını” kim düşünebilir ki!
Şimdi birileri “birkaç kendini bilmez”in bunu yazdığını düşünebilir.
Bunu toplumun büyük kesimine mal etmek elbette doğru değil.
Bu sözleri Twitter’da, Facebook’da hadi diyelim ki yüzlerce kişi yazsın, “paylaşın”, ne olacak ki..
Bir avuç insanın düşüncesi sonuçta!
Peki, milyonların ekran başında olduğu bir saatte, ATV’de program sunucusu Müge Anlı’nın bu sözlerine ne demek lazım!
Uzman konuklarıyla Van’daki depremi anlatan programcı Müge Anlı, “Depremin bilançosu ağır. Kızılay bölgeye yardım gönderiyor ama diğer kurumların da yetişmesi lazım. Dün deprem yaşanırken yardıma ilk koşan polislerimiz, askerlerimiz oldu. Polisler enkazın altında kalan o minik ellerin yardımına koştu. Yani kendilerine taş atan o çocukların ellerine. Felaket olduğunda polisimizden askerimizden yardım bekleyeceksin, düğer zamanlarda taş atıp, onları kuş gibi avlayacaksın. Bu olmaz!” diyordu…
Ekrandaki bir başka “kırılması zor” bir başka potta, Habertürk TV spikeri Duygu Canbaş’tan geldi.
Canbaş’ın “Tüm Türkiye acı haberle sarsıldı her ne kadar da Türkiye’nin doğusundan da gelse de bu haber” sözleri, sanki “akıl tutulmasıydı”.
Canbaş bu sözlerinden dolayı protesto mailerine tutuldu.
Bu sözlerden sonra hangi işadamı çadırını yollar, kepçesini hareket geçirir. Battaniyesini paylaşma gereği duyar Van’daki depremzede ile…
Hangi duygular fışkırır “yardım” çığlıklarıyla…
İnternette, sosyal paylaşım sitelerinde “bazı kendini bilmezlerin” yazdığı ve “Allah tokadını vurdu” gibi sözleri “şaka gibi” algılamış ve üzülmüştü bir çok insan.
Yayın sorumluluğunu unutan o sabah programcısının milyonların gözünün içine baka baka söylediği o sözler, aslında Twitter’ta, Facebook’da yazılan düşüncelerin birer yansımasıydı.
Deprem kadar acı olan da, “kendi insanımıza karşı” bile duyduğumuz bu acımasız düşünceydi.
Deprem gibi bir büyük felaket karşısında hala böyle düşünen “bir tek Türk vatandaşı” varsa bile…
Van’daki bütün binalar üstümüze yıkılsa da “canınız” yanmaz.
Sahi, Doğu’suyla, Batı’sıyla, Kuzeyi ve Güneyi ile birbirimizi ne çok seviyorduk yıllar önce.
Neler oluyor bize… Neler oluyor Türkiye!
OLMASI GEREKEN BU!
Türkiye, Van’da yaşanan depremden sonra adeta ayağa kalktı. Sanatçısı, işadamı, sporcusu yardım için kolları sıvadı.
Herkes “ne yapabilirim”in sorumluluğu içinde kıvrandı.
Depremde hayatını kaybedenlerin sayısının her geçen saat artması, elbette bu üzüntülerimizi de katlıyor.
Ama, dayanışma konusunda büyük bir sınavı daha başarıyla atlatmaya hazır olduğumuzu gördük.
İnsanlarımızın sağduyulu çıkışları yaralarımızı sarıp-sarmalayan en güzel “merhem”…
Olması gereken de bu…
Büyük geçmiş olsun Van’lı kardeşlerimiz…
Başımız sağ olsun Türkiye…