ELÇİYE ZEVAL OLMAZ!
Yaz geldi böyle oldu! Herkes gibi ?Yıllık izin? bahanesiyle bir süre sizlerden uzak kaldık.Tatile çıkarken ?gündem dışı? kalıp zihnimizi de dinlendirme planları yaptık... Ama evdeki hesap her zaman olduğu gibi çarşıya uymuyor. Başta siyasi günden olmak üzere her şey o kadar çabuk değişiyordu ki, ?memleket meselesi? diyerek izlemede kalmaya devam ettik. Kıbrıs?ta Girne?de, Angelina Jolie?nin Suriyeli Mülteciler kampını ziyaret görüntülerini izlerken, aynı gece The Savoy?da, bir başka BM Mülteciler İyi Niyet Elçisi Muazzez Ersoy?u dinledik.
Savoy'un devasa suit'inde sahneye çıkmadan önce medya mensuplarıyla konuşan Ersoy, bütün kibarlığı ve saygısıyla 'Türkiye'ye gelişinin her anı naklen TV'den verilen' Angelina Jolie'ye 'toz kondurmadı'.
Polemiklerden uzak durduğu için bunu söylediğini hissettim.
Oysa içinin 'kan ağladığını' hissediyordum Muazzez Ersoy'un...
Kendisi BM Mülteciler İyi Niyet Elçisi olarak o kampa ziyarete gitse, medyanın bakışı ne olurdu?
Ne olacağı belliydi aslında.
Nasıl olsa bizim sanatçımız diyerek, her zaman 'dışarıdan geleni baş tacı' etmeye devam ederdik...
BM İyiniyet Elçisi, Nostalji Kraliçesi ve bir çok ünvanın sahibi Muazzez Ersoy'a ve onun gibi müziğin gerçek emekçilerine ne zaman haklarını teslim ettik ki!
Ama Ersoy yine de kibarlığı elden bırakmayıp, toz kondurmadı Angelina'ya...
Gözlerindeki o 'garip hüznü' anladığım için, duygularını tercüme etmeye çalıştım Muazzez Ersoy'un...
Ama, yarın ben de sorsam düşüncelerini, dudaklarından 'mikrofonlara' söyledikleri dökülecektir!
Yüreğinden hissettiklerini, 'Türkiye'mizin sanatçısı yabancılardan daha mı az değerli?' sorusunu sorarak ben imzamı atıyorum?
Elçi'ye zeval olmaz nasıl olsa!
Benim de görevim 'Yürekten geçenleri anlama elçisi' olsun...