EUROVİSİON VE ?YÜKSEK? PERDE?DEN ELEŞTİRİLERE DAİR...
Yüksek Sadakat?in 14 Mayıs Cumartesi akşamı yapılacak 56. Eurovision Şarkı Yarışması finaline katılamadan yarı finalde elenmesi herkesin diline düştü.
Konuşan konuşana... Yazan yazana...
Sosyal paylaşım sitelerinin ise önü açık ?salla? gitsin!
Eurovision Şarkı yarışmasında finale kalamadan elenerek şok yaratan Yüksek Sadakat Grubu?nun ?Bu yarışmayı müziğin yarıştırıldığı platforma bir türlü çeviremiyoruz. 19 ülkeden 17?si tarihinde bize oy vermemiş ülkeler.? şeklindeki açıklaması eleştiri konusu oldu.
Radyo Klas'ın Genel Yayın Yönetmeni Michael Kuyucu olaya daha derinlemesine bakıyor. Çünkü kendisi yıllardır Eurovision'u yakından takip eden hatta bu uzun yolculuğu 'Türkiye'nin Eurovision Serüveni' adıyla kitaplaştıran da bir isim.
Kuyucu, Yüksek Sadakat'in elendikten sonra yaptığı '19 ülkeden 17'si tarihinde bize oy vermemiş ülkeler' sözüne fena takılmış. Haksız değil yani. Verilere dayanarak konuşuyor.
Michael Kuyucu diyor ki;
'Söz konusu yarışmada yarışmanın birinci yarı finalinde oy veren ülkelerin Türkiye'nin Eurovision Şarkı Yarışmasında bugüne kadar verdiği oyların ortalaması yaklaşık olarak 110 Puan etmektedir. Söz konusu ülkelerden 17'sinin tarihinde bize hiç puan vermediği gibi istatistiki bir bilgi doğru değil. Merak edenlerin tarafımdan yayınlanan 'Türkiye'nin Eurovision Serüveni' adlı kitabını inceleyerek bu ülkelerin hangi yıl Türkiye'ye kaç puan verdiğini görebilirler.'
Yüksek Sadakat'in 'şok elenmesine' neredeyse 'zil takıp' oynayanlar bile var, Demet Akalın gibi. Yüksek Sadakat'in 'popçulara laf atmasını' fırsat bilen Akalın, 'Allah'ın sopası yok ki' diyerek manşetlere çıktı.
Yarın kendisi veya bir başka popçu gitse yine hayal kırıklığı yaşatsa Türkiye'ye...
Rock'çıların aynı türden açıklamalar yapacağını hiç sanmıyorum...
Türkiye'de her fırsatta 'birbirini yemek için' fırsat kollayan bazı ünlülerimizin, uluslar arası platformlardaki bu 'yarış'lara katılanların etrafında 'kenetlenmeyi' becerebilseler bari.
Ama, Demet Akalın dışındaki bir çok sanatçının yorumlarına haksızlık etmemek lazım.
Hemen hepsi Yüksek Sadakat'a moral veren ve bazı hususları eleştiren yorumlarda bulundular.
Şarkının 70'lerin Rock şarkısı olduğu, bugünlere aranje edilemediği... Grubun şovunun silik kaldığı türünde uzayıp giden bir çok yorum yapıldı.
Bu eleştirilerden Yüksek Sadakat ders çıkarmalı. TRT' de kuşkusuz.
Yarışmanın uzun yıllara dayanan geleneğine bakıldığında, ülkelerini temsil eden şarkıcılar, ya gençlere hitap eden isimler, ya da ülkelerinin 'en iyileri', veya 'Diva'ları oldu.
Faransa'nın, Patricia Kaas'i gibi...
Diyeceksiniz ki, Türkiye'de geçmiş yıllarda Ajda Pekkan'ı 'Petrol' ile yarıştırdı, ne oldu!
Ajda Pekkan tamam da, 'şarkı faktörü' unutuldu bu kez...
Ülkemizin en iyi kadın seslerinden biri olan Sertab Erener'in Türkiye'ye tarihinde 'ilk kez' birincilik getirmesi, bu yorumları pekiştirmiyor mu!
Tesadüf diyenlerin 'balık hafızalarını' tazeleyelim öyleyse.
Eurovision'da Athena'nın 4.ncü, Kenan Doğulu'nun 4.ncü, Mor ve Ötesi'nin 7.nci, Manga'nın 2.nci ve Hadise'nin ise 4.ncü olarak zirvenin 'içinde' yer alıp iyi dereceler getirmeleri 'tesadüf' olabilir mi?
Son on yıl içinde Türkiye'ye en başarısız sonuçları 'Süper Star' ile 11.nci olan Sibel Tüzün ile 7.nci olan Mor ve Ötesi ve son olarak bu yıl 'finale bile kalamadan' elenen Yüksek Sadakat getirdi.
Yıllar yılı, 'sonuncu basamaklara' demir atan Türkiye'nin, Sertab Erener ile 'şampiyon' olup, şeytanın bacağını kırması, 2 ile 9'ncu arasındaki dereceleri 'küçümseyip' yetinmemesi, aslında müzikte vardığımız başarılı noktanın en iyi anlatımı olsa gerek.
Rock'çılar, rockçı Yüksek Sadakat'a toz kondurmayabilir.
'Bazı popçular'da fırsat bu fırsat diyerek göbek bile atabilir.
Yüksek Sadakat'i acımasızca eleştirmeyi marifet saymaktansa, TRT'nin de 'şapkasını önüne' koyup iyi bir kamuoyu anketi sonucu, 'finalde' ülkemizi temsil edecek şarkıcıyı seçmesinde de sonsuz yarar var.