GÜLÜM?
Bu gün kendimden bir pencere açacağım hayata dair?Dileyen her eşe, isteyen her evlada, her anneye ve babaya gitsin bu satırlar.
Gülüm…
Ne 30 yılı aşmış yastığa baş koymuşluk!
Ne bin bir tülü sıkıntı ve sefahat günleri… Hayat tutunmadaki o kararlılığın…
Sevgiyle biriktirdiğin dostların, arkadaşlığın…
Hepsi birer birer seni anlatmaya yeter mi?
Aşka dair fırtınalara tutulsak da, ateş gibi kavrulsak da hiç bitmeyen sevgimizle…
Bunlar seni sana ve bize anlatmaya yeter mi?!..
Hep bir adım öndeydin, yine öndesin bizlerden…
Hiçbir rüzgar hızını kesmeye yetmedi, yine de yetmeyecek kesmeye…
Hiçbir yağmur senin kadar dolu ve duygulu yağmadı…
Hiçbir yürek senin kadar sevmedi…
Her gün yeniden doğan hiçbir güneş senin kadar parlamadı…
Hayatın dikenli gül bahçelerinde, "en güzel kokan, en renkli, en çok boy veren" çiçeğimiz oldun, büyüdün bir ömür boyu. Solmak nedir bilmedin yüreğimizde…
7 gün, 24 saat çekip çevirenimiz oldun…
Yuvanın, yuvamızın da en usta mimarı…
Hiç kimse sarsmaya yetmedi diktiğin o sağlam temelleri…
Yorulmadın, "Ben bilmem, yapmam, asla olmaz" diyemedin sana uzanan her ele!
Hayatın senin için hep bir anlamı var dı;
"Eşim, çocuklarım ve yuvam" diyerek harmanladın zamanı…
Bizim için de hayatımızın anlamı hep sen oldun…
Gülüm…
Gül bahçemin narin çiçeği… Kırılganım… Pes etmeyenim…
Pes etmeyeceksin biliyorum ya!
Göğsünün ta orta yerindeki o sızı!
Göğsümüzün ta orta yerinde parladı…
Geç, yaşanan 30 küsur yıllık hayat arkadaşlığımızı geç bir kalemde…
Gül'üm, narin çiçeğim… Pes etmeyenim…
Seninle birlikte yaşanacak, daha öğrenecek o kadar çok şey var ki!
Bizler, yani ailen, bugünden itibaren senin için doğduk!
Seninle sonsuza kadar uzanacak bu sevgi köprüsü…
Sonsuza kadar…