İMÇ PLAKÇILAR ÇARŞISI, BAYRAM YERİ GİBİYDİ!!! ŞİMDİ BİR ÇÖKÜŞÜN FOTOGRAFINI OLUŞTURUYOR... BİRİLERİ BU GİDİŞE HEMEN DUR DEMELİ...NURETTİN SOYDAN YAZDI...
Müzik yapımcıları yıllarca korsana karşı mücadele etti, olmadı... Yasaların çıkması için çabaladı, kanunlar çıktı, yine olmadı... Ankara?lara, Devletin Zirvesi?ne yürüdüler, ?yine olmadı?... Ve, hayatın rengini, yaşamın kendisini oluşturan şarkılarımız artık olamayacak gibi? Neden mi? Korsana, ?daha da korsan olarak gelen ve dev gibi büyüyen MP3 korsanı yüzünden... Ankara?da, ülkeyi yönetenler... Müzik sektörünün ölmesine, asla izin vermeyin... Elinizi çabuk tutun... Bu sese kulak verin... Çözüm, ilk etapta çok basit. İşte, o fotografı yeniden renklendirecek formüller... Genel Yayın Yönetmenimiz Nurettin Soydan Yazdı... Mutlaka okuyunuz...
MÜZİK DÜNYASI KAN AĞLIYOR! SAYIN BAŞBAKAN; BU UMUT KIVILCIMINI ATEŞLEMEK, SİZİN ELİNİZDE
Müzik dünyası kan ağlıyor... Her gün yine onlarca yeni albüm çıkıyor ama bunların çoğunluğu yeni umut peşinde olanların albümü... Yıllardır korsanla mücadele eden sektörün, bu kez MP3 ve yine korsanla karşı karyışa kalması, yapımları durma noktasına getirdi...
Son bir kaç yıldır İ.M.Ç'de yaprak oynamıyor desek yerinde...
Ama, İbrahim Tatlıses'in albümünn Pazartesi günü çıkması, üstelik yıllar sonra yine Çarşıda kuyrukların oluşması, yapımcıların da sektöre hizmet verenlerin yüreğine su serpti...
BU FOTOGRAFIN SOLMASINA İZİN VERMEYİN!
Çarşı'da müthiş bir hareketlenme var... Alt ve üst katlardaki restorantlar bile tıklım tıklım dolu...
Acılı Kebapların, Şalgam'ların, dürümlerin arasına "aslan sütü" ile parlatılan umut ışıltıları karışmış...
Bir de "İbo'nun, yürekleri" dağlayan sesiyle yorumladığı şarkıların tınısı...
İ.M.Ç, devasa bıloklarıyla, "Açık Hilton" sanki... Kovsanız kimsenin bir yere gideceği de yok...
Anadolunun her yöresinden, her bölgesinden insanlar akın akın gelmiş...
Sanki, düğün-dernek, sanki tören varmış gibi...
Çek'ler alınıyor... Tirajlardan "kırpmaların" hesabı yapılıyor, "bana da kalsın" hesapları içinde herkes...
Sabah, şirketin önüne ilk giden...
Bankaya parasını ilk yatıran...
"EFT'yi ilk yaptıran", "Kasetleri, CD'leri", sağlama alıp, memleketinin yolunu, tuttu, tutacak...
Albümü İ"lk kim çalarsa.."
İlk kim istersenin umutlanmış çabaları bunlar...
Çarşı, fiil iş işgali altında... Ama, mutluluk işgalinden dolayı, herkes mutlu, memnun!
Kurtarıcı olarak Amerika'yı çağıran, düşünen yok!!!
Eee, kolay mı?, İbrahim Tatlıses'in kabeti çıkacak yarın!
Haydi hayırlısı diyor herkes, gözü açık yarını bekliyor...
Erken kalkan, şanslı hissedecek kendisini...
En iyi, "iki tek" atıp, sabaha kadar Çarşı'da laflamak..
Çağıran olmadı ama Davul zurna ile uyanıyor yeni güne Unkapanı...
Kurbanlar kesiliyor peşi sıra...
Koli koli kasetler, dışarı saçmış... Mal ambarları, fazla mesai peşinde ama nafile!
Siparişleri yetiştirmek ne mümkün!
Biri geliyor, biri gidiyor, "umut sırtlayan" hamalların sırtında...
Şikayet eden yok ya, herkes ekmeğinin derdinde..
Bayram dedikleri bu olsa gerek!!!...
"Dom Dom kurşunu?" karışıyor, davul ile Zurna'nın yüksek ritmine...
Unkapanının büyük satış kurmayları, fabrikayı fazla mesaiye zorlamanın peşinde!
"Ne olacak 400-500 bin kaset! Kime, yetiştireceğiz ki!"
Perakendeci, toptancı "Aslan'ın ağzından" kopardığı "Onluk"ların mutluluğu içinde...
Ve bunları bir çırpıda dükkanına zıplamanın binbir türlü uyanıklığında...
Gözüne uyku girmemiş, hiç uyumamış, kimin umurunda ki... Akşama eve ekmek gidecek!
Yüzbinlerce kaset bir çırpıda tükeniveriyor...
Sanırsınız, "Afrika Çekirgeleri", Unkapanında, İbo'yu bir anda "iç edip, kemirivermiş!"
Fotografı daha da netleştirmeye gerek var mı?
Talıses'in; "Mavi Mavi"siyle sallandı Çarşı..
"Hülya" albümüyle yaktı yine ortalığı...
"Dom Dom kurşunu" yürekleri paraladı, satış tirajıyla birlikte...
"Leylim Ley" ile horonlar teptirdi, Unkapanının hiç aşınmayan, çürümeyen zemininde...
Tamam...
Ama bütün bunlar...
YAPRAK MIMILDAMIYOR!
Şimdi yaprak kımıldamıyor o Unkapanında...
Balya balya müzik yapımcılarının kapısından çıkan Kolilerin yerinde yeller esiyor!
Mal ambarları, hamallar sanki "iş bırama" eyleminde!!!..
Çay söylemek, "lüks", yemek ısmarlamak bile "alakart" muamelesi görür olmuş, işsizliğin kol gezdiği Çarşı'da...
"Kim satar, ne çok satıyor?" sorularına, "Dün korsandı, bugün yine KORSAN"la afişe ediliyor sahipsizlik dolu sözcükler...
Korsan Balyozu, ekmek teknelerinin kapılarını tek tek kırıyor Unkapanında..
.
"Çare, bundaysa, biçare kim?" şarkıları çalınır olmuş, ama duyan yok bu sahipsizler diyarında...
Her yapımcı birer bilgisayar edinmiş, "Bu ne menen şeydir böyle?" diyerek, "korsanın şifrelerini" çözmek için!!
MP3 dedikleri, "Korsan'ı da yere mi sermiş?"
Yapımcıların da iki bileğini birden bükmüş?
Sırtı yerlerde!!!
Vay, şimdi yapım yapacak olanların Ağaların "ağa"lığına.. Eli pülesidirler artık onlar....
Satmayan bir devirde yatırım yaptıkları için...
Bu Fotografta yine dündü, yani bir bilemediniz bir kaç ay öncesine kadar..
Müzik sektörünün hali gerçekten "içler acısı"...
Politikacılar, yıllardır zaman dile gitirilen "kötü, çok kötü" feryatlarına alışık oldukları için, belki "Ölüyoruz, sesimizi duyan yok mu?" çığlıklarına sessiz kalmayı yeğliyor!
Oysa havada seçim havası var?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olmasa bile, seçimlerde, "Beraber Yürüdük Biz Bu yollarda" şarkılarıyla, konvoylarını bir yerden bir yere sürmeyecekler mi? sevgili politikacılarımız!
Şarkılarla, halaylarla oynamayacak mıyız? yine seçim meydanlarında...
Sevdiğimiz sanatçı ile "oy dilenciliğine" çıkmayacak mı bazı politikacılar!
"Ada Vapurları", anlı-şanlı partilerin "milli seçim marşı" olmayacak mı?
Yenisi olmazsa, eskiyen şarkıları, bulmakta güçlük çekmeyecek mi politikacılar?
Seçim meydanlarında 30 yıl aynı şarkılar çalındığında, halk, "Biz bu şarkıları daha öncede dinlemiştik!" demeyecekler mi, attıkları nutukların arasında!
Müzik Sektörü gerçekten can çekişiyor!
Bir çığlık yükseliyor ta derinden ama duyan yok...
Sağır ve dilsizlerin ülkesindeyiz sanki!
Hem de, İstanbul'u, kendisine yapışık olarak yöneten, bir süyük şehrin, bir büyük başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gözleri önünde...
Göz göre göre, eriyip gidiyor en son hücrelerine doğru...
İbo, korsana meydan okudu aylarca TV ekranında..
Bir gecede "paraladılar", "haddini bilmeyenlere"...
Neden, Korsancılara "yasal olarak haddi bildirilmediği için!
Metin Şentürk gibi, bütün sanatçıların albümleri satmıyor artık..
100 bin satan kahraman olacak!
Neden?
MP3 yüzünden... Uygulanmayan yasalar yüzünden?
Cezaların caydırıcı olmaması yüzünden?
Metin Şentürk, "Hız rekoru kırmak için, Başbakandan Ferrari istemedi!"
Sayın başbakanım!
Metin Şentürk, Ferrari'yi gerçekten niye istedi biliyor musunuz?
Görmeyen gözleriyle, İMÇ'ye karşı yaşanan duyarsızlıkları...
Belki de protesto etmek için...
Belki de "sanatçıların sesini daha iyi duyurmak için",
Sizce de o zeki mizahi anlayışıyla bunu deniyor olamaz mı?
350 Km hızla giderken, "Durduran dünyayı dünyayı, İMÇ'de, inecek var!" dediğinde örneğin...
Yapımların, yapımcıların, sanatçıların "Korsan Duvarı"na, toslayıp, birer birer öldüklerinde...
Çok geç olmayacak mı? müzik sektörünü yeniden hayata döndürmek için?
Bu kadar konuştun da ne öneriyorsun, bırak laf salatasını diyenlere:
Kısa vadeli, Tek pratik ve kısa vadeli çözüm var!
Korsan düşmansa! Korsanı kullanmak, içimizdeki neşeyi, şarkıları alıp götürüyorsa...
O'nu kendi silahıyla vuracaksın!
İnternet'le... Bilgisayarlarla.... Kullandığı teknolojiyle!
Çözüm Kolay: ADSL, faturasından "indir-bindir" yapanlardan, şarkı başına...
"1 YTL'yi faturaya yansıt!
Adil olarak, mesleki kuruluşları aracılığıyla da, yapımcılara, yorumculara, eser sahiplerine dağıt!
Her şey kontrol altında olsun... Devlette vergisini kazansın... Türk Telekom da, müzik yapımcıları da... Sanatçılar da...
Bu kadar zor mu?