Yer, Star TV?nin  hangar stüdyoları... Stüdyolarda hummalı bir kalabalık var. Ama, kimsede en ufak bir telaş yok...
Sanki, yıllardır devam eden bir programın  aşina bir çalışması var...
Sessizliği Ahmet Çelenk?in bağırtıları bozuyor... ?Olur mu kardeşim, hostes böyle kıyafet mi giyermiş. Hemen değiştirin. Yayına iki dakika var!?
Yönetmen  Yardımcısı kızcağız, abandone oluyor bu ?azar?la... Ama, iki dakika  sonra istenilen her şey hazır...
Stüdyo?da... Konuklarda, Seyircilerde...
Güner Ümit, kızların danslarının hemen ardından yerini alıyor...
Ekran?dan herkesi selamlıyor tüm sıcaklığı... Tüm bilgeliğiyle...
Sanki hiç gitmemiş gibi...
Telefona bağlananlar özlemle karşık, sitem ediyor kendisine...
Güneri Ümit ise o anda kafasında ?kırk tilki? dolaştırıyor konuşurken...
Sorusuyla konukların incitmeden ?turnike?nin içine almaya çalışırken, bir Kemal Özkan?ın, bir Kenan Pars?ın yanında...
Güner Ümit, ilk programında 3.5 saat ekranda kaldı...
İlk gecesinde sürpriz yaparak bir de araba vermeyi unutmadı..
Yılların pop sanatçılarını, Berkant, Yeşim, Tülay Özer, Ersan Erdura, İskender Doğan, Ayten Alpman, Atilla Atasoy ve Salim Dündar?ı yarıştırarak, hem gerçek sanatçıları onere etti. Hem de  özlenen şarkıları ekrana taşıyarak gerçek yorumcu kimliğinin nesal olması gerektiğini, onlar sayesinde ders verir gibi izleyiciye sundu...
Arada iki kez çılgınlar gibi dans eden, koşan ve madonnavari hareketleriyle parmak ısırtan kişinin, 60?ın üzerindeki Nurhan Damcıoğlu olduğunu söylesem haksızlık etmiş olur muyum!
Yok yok, o olsa olsa, içimizdeki ?kanto yangınını? hala körükleyen Nurhan Damcıoğlu?dur...

Turnike?ye dair çok şey yazılabilir...
Çok şey de anlatılabilir..
Stüdyo görevlilerinin, ?altyazı mantığı? gibi, Güner Ümit?e ?slogan, talimat? yetiştirmeye çalışması da görülmeyen, ekrana yansımayan rekabet hareketleri arasındaydı...
?İki kanal aynı anda reklamda!?
?Araba?yı hemen vermeyelim!?
?Salim Dündar, şarkı!
?Kanallar reklamda, hediye puanlaması!, gibi... gibi..
Yılların Güner Ümit?i, kısmen bunlara uysa da, çoğunu, ?dakik akış?a göre görmemezlikten geldi...
O, tempoyu da rating?i de hep önsezileriyle ayarladı...
Seyirci?nin ?siz gerçekten kalplerin, birincisi, ekranların en kültürlü programısınız!? övgülerini bile...
Yarı, mutluluk, yarı sevecenlikle alıp cebine koydu...
O?na kalsa (bize de kalsa) ratingRden kime neydi!
Ama, profesyonel yöneticiler, medya sermayesi bunu isteyince...
Güner Ümit?in cebabı: ?Bakalım, göreceğiz!? oldu...

Gördü de...
Özlenen Güner Ümit ve Turnike, rating maratonu kulvarına, 15.nci sıradan girdi....
Bu iyi bir başlangıç...
Seyirciyi avucunun içinde tutan, eğlendiren Güner Ümit?in aklını karıştırmazlarda...
Bu maraton, daha iyi derecelerle devam edip gider...
1992?lerde, ekrana bambaşka bir yarışma fırmatı olarak gelmişti Turnike ve Güner Ümit...
2000?lere ramak kala, Star ekranındaki bir sözüyle, ?kendi kendini cezalandırdı? ve cezasını yatıp geldi...
Hem de aynı ekrandan ve daha da gençleşmiş olarak...
Göz göze geldiğimizde,Ali Eyüboğlu ve beni göstererek ?bunlar her şeyi dakika dakika kafasına kaydedip, yazarlar? dedi usta sunucu...
Hepsini kaydedemesek de...
Görünen ve görünmeyen Güner Ümit?in dönüşünü anlamaya çalıştık. Sonuç mu:bildiğiniz gibi yani... Zıpkın gibi Güner Ümit yine...
Hoş geldin Güner Ümit...
Süpersin Turnike...

Yazı ile ilgili diğer fotoğraflar