İŞTE GERÇEK YEŞİLÇAM AİLESİ
Nurettin SOYDAN Yazdı...Ekrem Bora?ya bir sinema izleyicisi, onu yıllardır tanıyan medya mensubu olarak son defa veda etmek istedim. Etiler Akatlar Kültür Merkezi?ndeki kalabalık kapılara kadar taşmıştı. Sinemaya 150 film ve bir ömür adayan Ekrem Bora?ya bir sevgi vedasıydı bu kalabalık. Birkaç denemeden sonra kendimi salona güçlükle atabildim. Merdiven ucunda durduğum noktada sinemanın üç unutulmazı Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik var. Hemen önlerinde ise Kadir İnanır ve Fikret Hakan. Ekrem Bora?nın sanata adanmış yaşamındaki çok önemli bir ?tutkal? görevi yaptığını herkes bir kez daha görmüş oldu.
Salonu göz ucuyla dolaştım.
Bütün ama bütün sinema ailesi, Yeşilçam’ın yaşayan her emekçisi oradaydı.
Yani milyonların kalbine taht kurmuş Türk Sineması’nın “Bütün Ailesi”, önemli bir ferdi olan Ekrem Bora’ya karşı görevlerini eksiksiz yerine getirmişti.
Herkesin mutlaka bir anısı vardı, bir film ya da dizide.
Sahnedeki katafalka konulan cenazesinin etrafında Ekrem Bora konuştu önce hazırlanan kısa belgeselde.
“Ben sinemaya ömrümü verdim. Ama sinemadan bana bir isim dışında bir şey kalmadı. Onu da ömrümün sonuna kadar layıkıyla taşımaya çalıştım” diyordu koca usta.
Ekrem Bora’nın bir o kadar gerçek ama acı olan bu sözlerinden sonra bir çok sanatçının o an gözyaşlarını sessizce içine akıttıklarına tanık oldum.
Eski dostları onunla aynı filmlerde oynadıkları için şanslı hissediyordu kendini. Çünkü gelecek kuşaklara bırakacak yüzlerce filmleri vardı.
Genç kuşak oyuncular içinde bu fırsatı yakalamış Kıvanç Tatlıtuğ, Ali Sunal, Songül Öden ve Kerem Alışık şanslıydı.
Demet Akbağ’ın “Çocukken ona aşıktım. Keşke bir filmde onunla oynayabilseydim. Ve esas kızla evlenseydi” itirafı, Bora’nın karizmatik olduğu kadar güçlü kişiliğine duyulan bir saygıydı. Sevgi sözcükleri taşıyordu salondan.
Kıvanç Tatlıtuğ bir anısıyla “Gümüş” adlı ilk dizisiyle gerçeğe dönüşen Ekrem Bora ile şöhret yolculuğunu anlatırken kelimeler boğazında düğümleniyordu.
Tabutun başında gözyaşı döken Fatma Girik “Bak bütün dostların burada. Sen çok iyi bir dost, çok iyi bir oyuncuydun” sözleriyle herkesi de ağlattı.
Hülya Koçyiğit “Seni seven ailen dostların sana veda etmeye geldik. Bizler seni sıcak dostluğunla, Türk Sineması eserleriyle hatırlayacak. Hoşçakal Ekrem” derken, alkışlar arasında sessiz çığlıklar yükseliyordu.
Hülya Koçyiğit’i, Fatma Girik ve Türkan Şoray’ın ellerinden tutarak sahneye inmelerine yardımcı oldum.
En çok üzülenlerin başında geliyordu Türkan Şoray. Tir tir titriyordu üzüntüsünden.
“Bu öyle bir acı ki. Çok değerli bir dostumu ve yol arkadaşımı kaybettim. Her zaman kalbimde yaşayacaksın” sözleriyle veda busesi gönderdi Sevgili Ekrem Bora’ya.
Yeşilçam’ın “yapışık ikizleri” gibi olan İzzet Günay-Ekrem Bora ikilisi dağıldı. Bu ölüm, bu acı ailesi kadar İzzet Günay’ı da sarmıştı.
Ekrem Bora’yı en iyi anlatan sözü, kadim dostu Fikret Hakan söyledi. “Ben Ekrem'de hem nasıl iyi bir insan hem nasıl çok iyi bir oyuncu olabileceğini gördüm.”
Tüm Yeşilçam, tam kadro olarak iyi insan, iyi sanatçı Ekrem Bora’ya vedanın en vefalısını yerine getirdi. Tek kelime ile görülmesi gereken bir vedaydı.
Hatıraların, sanatın filmlerin ve geriye bıraktıklarınla yaşayacak.
Güle güle büyük usta.