KADINLAR JÜRİSİ DAHA ADALETLİ ÇIKTI!
Eğrisiyle, doğrusuyla ve eksikleriyle bir Altın Portakal Film Festivali daha geride kaldı. Festival ?sonuçları? itibariyle ?en az tartışılan? festivallerden biri oldu. Neden mi? Çünkü, 48. Antalya Altın Portakal Film Festivali?nin ulusal uzun metraj yarışma jürisi ?kadın? teması nedeniyle bu yıl sadece kadınlardan oluşmuştu.
Müjde Ar'ın başkanlığındaki jüride Handan İpekçi, Bergüzar Korel, Ayşe Kulin, Yaşar Seyman, Anne Geelmuyden Pertan, Şevval Sam, Melis Behlil, Serpil Kırel ve Çiğdem Anad yer aldı.
Festivaldeki “tartışılan” iki olayda “sonuçlara” ilgili değil, Müjde Ar başkanlığındaki jürinin “istek ve uygulamaları” oldu.
Birinde bizzat benim de içinde olduğum ve yönetmen Şerif Gören ile 2 altın portakal ödüllü oyuncu Meral Orhonsay’a karşı görevlilerin yaptığı kocaman ayıptı.
Ünlü yönetmen ve oyuncuyu “burada oturamazsınız” diyerek kaldırdığı olaya, iki gün sonra Selda Alkor maruz kaldı. Gerçi Selda Alkor, yaptığı açıklamada “böyle bir olay yaşamadığını, Müjde Ar ile aralarının açılmadığını” bizzat dile getirdi.
Küçükte olsa “ayıplara” neden uygulamayı Müjde Ar “sağımızda, solumuzda kimse oturmasın. Aramızda tartışıyoruz, notlar alıyoruz. Bu medyaya yansımasın” diyerek bizzat istemiş.
Bir hafta süren Altın Portakal Film Festivali’ndeki sonuçlar çok merak ediliyordu. Final gecesi sahneye çıkan Jüri Başkanı Müjde Ar’ın “Herkes bu kadınlar ne yapacak. Saç saça, baş başa kavga ederler beklentisi içindeydi. Gördüğünüz gibi sapa sağlam buradayız” sözleri, “uyumlu” çalışmanın son noktasıydı.
13 filmin yarıştığı ama 4 bilemediniz 5 filmin favori olduğu festivalde sonuçların oldukça “adil olması” dikkatlerden kaçmadı. İlk filmiyle festivalde yarışan “tek kadın yönetmen” olan Çiğdem Vitrinel’in ödül alması da kimseyi şaşırtmadı.
Zira, filmi izleyen sinema otoriteleri de Vitrinel’i başarılı bulmuştu. Zaten “Geriye Kalan”ın dört ödül birden kazanması bu ödülü de havada bırakmadı.
Beklentiler doğrultusunda hayal kırıklığı yaşayanlardan biri de Uğur Polat oldu. En İyi Film seçilen “Güzel Günler Göreceğiz” de “Müthiş bir oyun çıkaran” Uğur Polat, kanımca Behzat Ç.’nin popüler kimliği altında jüriden ödül çıkaramadı.
“Zenne”nin aldığı ödüllerle damgasını vurduğu Altın Portakal’da “hayal kırıklığı” yaşayan filmlerden biri “Nar”dı. Ödülün yapıldığı gün medyaya demeç üstüne demeç veren Jale Arıkan ne yazık ki hemcinsleri olan kadınlar jürisinden ödül alamadı. Ama genç oyuncu Devin Özgür Çınar “sürpriz” yaparak “En İyi Kadın Oyuncu” olmayı başardı.
Devin Özgür Çınar’ın ödül kürsüsündeki “Bütün öteki rollere talibim” sözleri ve oyunculuktaki heyecanı, genç yönetmenlere çıkardığı davetiyeydi sanki.
“Güzel Günler Göreceğiz” filmdeki rolüyle “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülünü alan Nesrin Cavadzade “Yediğim tokatlar gerçekti” diyordu.
Ama ilk kez aldığı bu ödül onun bütün “acılarını” unutturmaya yetmişti.
Sonuçları itibariyle kadınlar jürisinin daha adaletli davrandığı, son Altın Portakal’da çok net görüldü. Üstelik, kavgasız ve patırtısız bir şekilde işin üstesinden kalktılar.
Festival etkinliklerinde bizzat yer alan Levent İnanır en anlamlı ziyareti yapan oyuncu oldu. Eşi Neslihan Acar ile Antalya’ya gelen İnanır, “Yetim çocukları” ziyaret eden tek ünlü olarak, çocukların gönlünde çok hoş ve anlamlı bir iz bıraktı.
Altın Portakal’ın “gizli başrol”lerden birini de Papağan Cabbar üstlendi.
Gala’dan galaya koşan, kortejde hatta kırmızı halıda “ünlülerin omzunda” katılan ve paylaşılamayan Papağan Cabbar, az daha Sevtap Parman ile Ahu Tuğba arasında krize neden olacaktı.
Neyse ki Cabbar iki oyuncuya da “eşit” davranarak olası krizin önüne geçti.