NEFRET ÖLDÜRÜR!
17 Aralık 2010 Cuma | 19:43
Bir kaç gün önce Lütfü Kırdar Kongre Merkezi?nde yapılan Ahmet Kaya anna gecesinde bir pankart dikkatimi çekmişti. ?Nefret öldürür!?
"Öldükten sonra sevmenin" kime ne yararı olacaktı ki!
İnsanların zamanının büyük bir bölümünü TV başında geçirdiğini düşündüm.
Türk insanı tam bir dizikolik olduğundan "en nefret edilenler kim?" diye geçirdim aklımdan.
Güneş'te magazin sayfalarında ilk kez bunu dile getirmişti.
Teredütsüz Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisi ve oyuncuları geldi aklıma.
Adam olacak çocuk ağlamasından bellidir derler ya, dizi daha ilk bölümüyle, insanları alıp sürükleyeceğini göstermişti.
Erkan Petekkaya, Ayça Bingöl, Aras Bulut İynemli, Wilma Elles, Meral Çetinkaya dizide oyunculuklarıyla sürükleyen isimler...
Bir de küçük oyuncu Emir Berke Zincidi...
Önce o duygularıyla izleyiciyi ekra başına hapsetti!
Çok geçmeden "Kaptan Ali" ve ailesinin o çarpıcı, o dramatik hayatı herkesi için alıverdi.
Bu sıralar hep gündemde olan üniversite öğrenci olayları, sağ-sol çatışmaları...
Fakirlik, aşka dair her şey vardı dizide...
Önce Carolin girdi "nefret çemberimize"... Kadınların en tutmadığı kişi oldu.
Ardından "Kaptan Ali" aldı sazı eline...
Cemile, demirparmaklılar ardına girince yaptıklarıyla...
Çıktıktan sonra ailesine "yasak bir aşk uğruna" dağıtan bir koca olarak, "nefretin manşetlerine" çıktı...
Erkan Petekkaya, dizideki oyunuyla, yaşadıkları ve yaptıklarıyla izleyicinin en nefret ettiği ilk isim.
İkinci malum, Carolin...
Çoluk çocuğunu kış günü polis zoruyla sokağa attığında...
TV başındaki yaşlı kadınların "böyle baba, böyle koca olur mu" haykırışlarını duyuyorum.
Aşk insanın gözünü kör etsede bu kadar açımasız olunur muydu?
Hayatın içinde bunlar hep var.
Ama dizi olunca, abartısı dahada çok olunca...
Nefret, çıldırtmaya, gözü kapalı ölüme bile sürükleyebiliyor...
Sevdiği bile olsa...
Babası bile olsa!
Mete'nin, babası Kaptan Ali'ye isyan ettiği o sahneler, uzun yıllar hafızalardan çıkmayacak gibi...
Aras Bulut İynemli, Mete rolüyle inanılmaz bir oyun sergiliyor...
Dizide bile olsa "hayatın içinde var olanları" öylesine gerçek kılıyor ki!
Ağlamamak, bu "isyana" ortak olmamak mümkün değil.
Doğrusu, bir kolunda "fettan" Karolin olsa da, Erkan Petekkaya'nın yerinde olup sokağa çıkmak istemem!
Yumurta yağmuruna tutulursa şanslı hissetsin kendini.
Karolin'in aşk ateşiyle iyi bir omlet olur kendi kendine ziyafet çeker!
Şaka bir yana...
Erkan'ın "En nefret edilen adam" olmasıyla ilgili duygularını herkes gibi ben de merak ediyorum.
Ama, en kısa zamanda bu düşüncelerini öğrenip sizlerle paylaşacağım.
Azı karar... Çoğu yarar...
Nefretin çekim gücüne girmeyin sakın!
Yazara Ait Diğer Köşe Yazıları
Yukarı