SABA TÜMER'İN "UYUDUĞU" GECE!
-Geometal manyetik alanların iyi analiz edilmesi lazım. Kanser vakalarının artış gösterdiği bu bölgelerin iyi analiz edilmesi lazım?

-Bahsettiğimiz manyetik alan zararsız bir alan!

-Geometal, metal yoğunluğu insanların buralardan taşınması anlamına gelmez!

-Aslında bu söylediklerim kanıtlanmış bir şey değil, henüz teori aşamasında, ama isterseniz burada bir deney yapalım!

-Kuran-ı Kerim'i çözen özel yazılımı benden istiyorlar ama paylaşamam, çünkü yasal değil!

-Dünyanın yarıçapı? (Sahi kaçtı sevgili Saba!)

-Ben doktorum, onkolog değilim. Boşuna bana mesaj atmasınlar! Sağlık Bakanlığı'na yazsınlar ama onlar da bu saat'te uyuyorlardır.

-Ben bir fikir ortaya atıyorum, bunların araştırılması lazım?

-Öne sürdüğüm bu teoriler hakkında başka ülkelerde konuşsaydım yer yerinden oynardı!

-Bakın dünyanın yarıçapı Kuran'da şu ayet ve sürelerde yazıyor...

-Çok ülkeden teklif aldım, ama İngilizce dışında başka dil öğrenmeyi kabul etmediğim için kabul etmedim!

-Cennet ve cehennem dediğimiz, aslında bir bakıma "gökyüzü" olarak tasvir edilmiş!

-Bu konulardan bahsetmekten sıkıldım ama elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
(Hakkını yemeyelim, Saba'ya rağmen elinden geleni yaptı, tek kale top oynadı doktor)

-Bazı arkadaşlarım evlerini taşıdıkdan sonra rüya bile göremediklerinden yakınıyorlar!
Bununda Geometal manyetik alanlarla da bağlantısı var...

-Size de bazı tavsiyelerde bulunmuştum!


Yukarıda belirttiğim satırbaşları, Saba Tümer'in Cuma gecesi programına konuk ettiği Dr. Ömer Çalakıl'a ait? Yaklaşık bir saat boyunca Saba Tümer'in karşısında hiç durmadan konuşan ünlü "Kuran-ı Kerim Şifreleri Çözücüsü" Dr. Ömer Çalakıl'ın konuşmasının sadece bir bölümü.
Doktor çok şey söyledi de, asıl vahim olan, Saba Tümer'in durumu!

Konuklarından zekası ve sempatikliğiyle, çakı gibi sorular sormakla tanınan ünlü TV programcısı Saba Tümer'den "O gece" sıkı halinden hiç eser kalmamıştı?

Saba'nın medya içindeki bir diğer adı da "Dişi Reha Muhtar"dır?
Aslında kat ettiği mesafeyle onu çoktan geçen Saba Tümer, o gece sanki, ay-güneş tutulması gibi, tutulmuştu!
Konuğuna karşı hakimiyetini, konuya olan hakimiyetini ilk kez böylesine kaybetmişti!

Saba! Saba!
Uyan! Uyan! Doktor aldı başını gidiyor!
Program elden gidiyor!

NE OLDU SANA SABA!
Bir saat boyunca konuşan Dr. Ömer Çalakıl karşısında sedece "Hıı, hıı" ve birkaç kısa soruyla yetinen Saba Tümer, adeta akşam "uykusundaydı"!
Konuğunun Dr Dr. Ömer Çalakıl değil de "hipnoz konusunda" uzmanlaşmış biri olup olmadığını merak ettim herkes gibi!
Şimdi "sıkı bir soru gelecek", "Saba bileniyor, soruya hazırlanıyor" diye beklerken herkes gibi, Saba Tümer, yine ve sadece "Hıı, hıı" demekle yetiniyor! Arada bir-iki soru!

Doktor Dr. Ömer Çalakıl, bazen konuşurken gardını düşürüyor, sözü tekrara sokuyor, tempo düşürüyor ama, Saba'da yine "Tık" yok?

Yaklaşık 45 dakika sonra sanki "hipnotize" edilmiş Saba Tümer'den, "Biraz da bu uyku meselesinden söz edelim" yolunda "pas" soru geliyor?

Dr. Ömer Çalakıl, "uyku sorunu" yaşayan Tümer'e bazı tavsiyelerde bulunmuş meğer, Saba da "yatak altına koyduğu" o metal ve tabağı, doktorun tam tersi şekilde kullanmış!
Bir an düşündüm o an?
Ekranların "yırtıcı  dişi kaplanı, sıkı programcısı Saba Tümer"in masasının altında, "metal" bir şey var mıydı diye!
Saba Tümer'i kimse başka şekilde böyle "uyutamaz"dı zira!!!

Ya "uyusun diye" bir şey bıraktıysa yakışıklı, şifre çözücü doktorumuz!
O zaman tam isabet, Saba'nın da şifrelerini çözdü demektir!

Reji Haber saat'inin yaklaştığını ve programın bitmek üzere olduğunu uyarınca, Saba Tümer'in aklına mail yoluyla yağan sorulara takıldı!
"Aslında o kadar çok soru geldi ki, ama onları başka bir programa saklayacağız. İyi geceler sayın seyirciler!"

İyi uykular sevgili Saba Tümer!
Sahi, "Şifreci doktor" seni nasıl böyle uyuttu ama!
Olmadı, bu durum sana hiç yakışmadı!