SESSİZ PORTAKAL!
Antalya Altın Portakal başladı. 49. Yılına giren Türkiye?nin en uzun soluklu Festivalini 33 yıldır aralılıksız izliyorum. Festival, gelen başkanların yönetim biçimiyle yıllar içinde ?olumlu? ya da ?olumsuz? izler bıraktı. Hülya Avşar?ın jüri başkanlığı ilan edildiğinde aylar önceden fırtınalar kopmuştu. Aynı Altın Portakal nedense bu kez sessiz başladı.
Tartışmaların odağındaki Hülya Avşar, haliyle festivalde “yüzünü” göstermekten kaçınıyor.
Çünkü biliyor ki onlarca gazetecinin izlediği festivalde kullanacağı bir cümle yeni polemiklere neden olabilir. Bunu düşünmüş olmalı.
Avşar zaten “polemikler kraliçesi”... O, kendisine bazı çevreler tarafından yöneltilen “sinema birikimi eksik” suçlamalarından etkilenmiş olacak ki, bu kez jürideki arkadaşlarıyla kenetlenip, sadece “işini” yapmaya odaklanmış.
Ancak Jüri Başkanları her yıl mutlaka basın toplantılarıyla medyanın karşısına çıkardı Altın Portakal’da... Hülya Avşar’ın festivalin ikinci günü yapılması planlanan basın toplantısını “ileri bir tarihe” ertelenmesine bir anlam veremedim.
Festivalin son yıllardaki en büyük kan kaybı önemli yıldızlarından yoksun olması. Yıllardır festivallerde 20-25 sıtarı bir arada görmek mümkün olmadı. Herkes kendine göre bir “mazeretle” gelmedi Altın Portakala...
Türkan Şoray’ın 14 yıl sonra Antalya Altın Portakal’a katıldığını söylersem, tablo net bir şekilde anlaşılacaktır.
Türkan Şoray, geleneksel kortej yürüyüşünde yine binlerce kişiyi peşinden sürükledi götürdü. Sultan, Başkan Mustafa Akaydın ile kortejin en önünde Antalyalıları selamlarken, duygu selini yıllar sonra bir kez daha tatmanın mutluluğunu yaşadı.
Ama, “Tek başına bir Sultan” Altın Portakal’ı kurtarmaya yetmez. . Halkda Festivalde daha fazla sanatçıyı görmeyi hakediyor. Sinema oyuncularının kendilerine 49 yıldır destek olan Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne etkin bir şekilde katılmamakla, sinemaya gönül verenlere haksızlık yapıyor. Bu arada Altın Portakal Film Festivali’ne yıllardır hiç aksatmadan katılan, Yusuf Sezgin, Engin Çağlar, Nuri Alço, Altan Günbay, Eşref Kolçak, Selma Güneri, Mine Soley ve Süleyman Turan’ı, AKSAV “Festivale katılma, sanata bağlılık ve vafa ödülü” vermeli.
Festivalin “en ağır” filmlerinden biri Kadir İnanır’ın başrolünü oynadığı “Elveda Katya”. Film izleyiciden olumlu eleştiriler aldı.
Hülya Avşar başkanlığındaki Altın Portakal jürisinden Kadir İnanır’ın filmine ödül veya ödüller çıkması “sürpriz sayılmaz”.
Antalya’da “kendini fark ettiren” isimlerinden biri de Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinin yıldızı Wilma Elles. Çanakkale Çocukları filminin oyuncusu olarak Antalya’ya gelen Carolin, boyuyla, posuyla, yanındaki aşkıyla mekan zaman dinlemeden kumrular gibi öpüşüp koklaştılar.
ÜNYE İLE FATSA ARASI
Altın Portakal’da genelde hep uzun metrajlı ulusal filmler konuşulur. Festival bünyesinde o kadar çok etkinlik var ki. Belgesel filmler de bunlardan biri. Festivalin ilk günü AKM’nin bir salonunda kahkaha seslerinin yükseldiğini görünce merakımdan izleyici koltuğunu oturdum. Esra Akkaya’nın yönettiği “Ünye ile Fatsa arası” belgeselinden yükseliyormuş kahkaha sesleri.
Esra Akkaya, yıllardır Ünye ile Fatsa arasında yaşanan bu tatlı rekabeti öylesine güzel işlemişki, “Kemal Sunal filmleri kadar güldürdü” desem abartı olmaz.
Fatsa ile Ünye arasındaki rekabet efsane değil gerçek. Kadir İnanır bile arada kalmamak için “Türkiyelim dedim kurtuldum” dedi bu belgeselde. Rekabetin boyutunu varın siz anlayın artık.
Akkaya, olgunluk yaşından sonra başladığı Belgesel filmlerle Türkiye’yi karış karış dolaşıyor. Sanatsal kaygıdan uzak, insan unsurunun “tüm doğallığıyla” iç içe olduğu bu belgeselle Antalyalıların yüzünü güldürdü. Esra Akkaya, gazetecilik, yönetmenlik, yazarlık gibi bir kaç karpuzu koltuğunda başarıyla taşıyor. Aldığı alkışlar, kendisine yöneltilen onlarca soru ödülü oldu sanki. Ünye ile Fatsa arası belgesilini edinip mutlaka izlemelisiniz. Bol kahkaha garanti.