YEŞİM SALKIM?IN ÖNÜNE HANGİ GAZETECİLER ENGEL KOYDU?, AÇIKLASIN...
Gözlerinin derinliğindeki hüzün, içine gömdüğü ve kimselerle paylaşmadı acılarını, güçlü kadın imajına sarılarak dik duruşu ise, frenleyemediği hırsının göstergesiydi... Yarı medya patroniçeliğine soyunup, kocasının mührüne uzandığında... Bir dediğini iki eden olmadı... Şimdi başka şarkılar mırıldanıyor Yeşim Salkım... ?Bazı Gazetecilere boyun eğmemenin bedelini ağır ödedim? diyor Yeşim Salkım... Neydi bu bedeller? Kimlerdi iktidar günlerinin akıl hocaları? Kül Kedisi Yeşim?in önüne engel koyanlar, kim veya kimlerdi? Kendisi lütfedip açıklarmıydı yine o koca koca harflerle... Söylese de, çarkın içinde dönen ÇARK?ları öğrensek, herkes öğrense...? TV programında Hande Ataizi açıklıyor... Festivale gitmek için özel jet istedi, gelmeyince gitmedi!Bir film çek, starlığa oyna, 1 özel jet iste sanata katkıda bulunmak için... Sonra da gitme! Antalya?ya gelmek için özel jet isteyen Morgam Freeman?ı ayıplamak, sorgulamak haksızlık değil mi? Kırk tane jet karşılasa bile az...
Genel Yayın Yönetmenimiz Nurettin Soydan, Yeşim Salkım?ın hayat hikayesini analiz etti. Mutlaka okuyunuz.
Müzisyen bir ailenin kızı... 80'li yılların ortalarından, 90'lı yılların başına doğru yıldızı parlamaya başladı... Önce aşklarıyla, ardından yorumcu kimliğiyle öne çıktı..
Sanat hayatıyla, yaptığı evliklerin atbaşı gittmesi, engel olamadığı Bumerang'ıydı...
Kah, Kral TV'nin, Rumelihisarı'ın "patroniçesi" olarak, kah sanat hayatındaki acımasız rekabeti sırasında, katettiği yolda kendisine engel çıkaranlardan, intikamını çatır çatır alan, Zeyna'ydı! O...
Gözlerinin derinliğindeki hüzün, içine gömdüğü ve kimselerle paylaşmadı acılarını, güçlü kadın imajına sarılarak sergilediği dik duruşu ise, frenleyemediği hırsının göstergesiydi...
Zengin ve yoksul gibi...
Kül Kedisi Masalı'ındaki gibi yaşadı...
Hırsıyla iktidar oldu, yine hırsını yenemeyerek iktidardan düştü!
Kimi zaman servet içinde yüzdü... Kimi zaman, sahneden kazandığı paralarla yetinmesini bildi..
Bir zirvede, bir ortada gezinip durdu...
Çevresine göre, çok hırslı ve kafasına koyduğunu yapan biriydi...
Ne erkekler, ne patronları dize getirmişti, zekası ve kendine has yetenekleriyle...
Yarı medya patroniçeliğine soyunup, kocasının mührüne uzandığında...
Eski defterleri bir bir açıverdi!
Bir dediğini iki eden olmadı...
Düğün davetiyesinden önce, magazin dergisi kapaklarına düşen, gençlik günlerinin hatasını, Çatır Çatır Dolarla kapatacak kadar güçlü ve organize bir kadındı...!
Yalı'larda da, Etilerin üç katlı şaşalı müzik villarında da hep onun sesi çınladı...
Müziğin patika yollarından geçerken tanıdığı dostlarını, Saraybahçeler kurulduğunda unutuverdi...
Onların yerine, medyada köşebaşı olan gazetecilerden bir ekiple uyum içinde oldu...
Yeri geldiğinde bu dostları Kül Kedisi'nin bir dediğini ikiletmedi...
Zamanı geldiğinde bol bonuslu armağanları, Kül Kedisi onların yolarına "gül"ler gibi serdi...
Evilikleri bittiğinde, güçlü İktidarları zayıfladığında, bu "dost"larının hiçbiri yanında olmadı...
O gün olduğu gibi, bu gün de kızgın olması bundandır!
Bu yüzden kırgındı Paris sosyetesine adım attığında...
Sondan bir önceki evliliğiyle artık Paris'in kraliçesi olacağını açıklayıp, müzik dünyasından çekildiğini açıkladı...
Yine olmadı! Bu şaşalı evliliğini de bitirerek çok sevdiği müziğe yeniden döndü...
O şaşalı günlerinin dostları yine terketmişti kül kedisini...
Kara-kuru kız, yaşamdan büyük derler çıkarıp, çelik gibi sertleşti!...
Sıradanlığını, aşk evliği yaparak, İlker'i temiz bir aşka tercih ederek gösterdi bu kez...
Sade, yalın ve tek başınaydı...
Tıpkı ilk günlerin Yeşim'iydi artık...
Şimdi başka şarkılar mırıldanıyor Yeşim Salkım...
Kimilerinin entellektüel ağzıyla sıkça dile getirdikleri gibi, "boyalı basın"dan çekti önce kendini...
Siyah-beyazlı ciddiyetlere rotayı kırdığında, içindeki sitemi koca koca harflerle çıkarıverdi:
"BAZI GAZETECİLERE BOYUN EĞMEMEMİN BEDELİNİ AĞIR ÖDEDİM"
Neydi bu bedeller?
Kimlerdi iktidar günlerinin akıl hocaları.?
Kül Kedisi Yeşim'in önüne engel koyanlar, kim veya kimlerdi?
Kendisi lütfedip açıklarmıydı yine o koca koca harflerle...
Söylede de, çarkın içinde dönen ÇARK'ları öğrensek, herkes de öğrense...
ÖZEL UÇAKLAR GELSİN!
Bu satırları yazarken Shw-ow Max'e bakıyorum bir yanda...
Öpüşen kadın Sinem Ergülen... Bayan Şort Hande Ataizi... Esas Jön Cem Davran... Bay Racon Oktay Kaynarca ve "sözde kulis arkası" sohbette,dedikodusuyla sanat dünyasının altını üstüne getiren Seray Sever...
Oldukça hoş bir sohbet geçiyor aralarında...
Söz kapristen açılmışken Hande Ataizi "Evet kaprisliyim kardeşim. Ben kaprisliyim ama beterleri var" diyerek sözü Yeşim Salkım'a getirdi..
"Filmimiz vardı. Şener Şen, Haluk Bilginer ve daha bir kaç usta oyuncu... Onların yanında benim esamem okunmaz. Filmlerimiz festivale katıldığı için davetliydik... Yeşim Salkım, kendisine özel uçak gönderilmediği için katılmadı... Olacak iş mi? Bizler, Salzburg'a gittik Şener Şen'ler, Haluk Bilginer'lerle. Bu usta, elektriği, ısısı olamayan otelde kaldık..."
Seray Sever lafa girerek noktayı koydu: O zamanlar Hakan Uzan ile evliydi değil mi!"
Yeşim Salkım, film festivaline gitmek için özel uçak istemiş... Gelmeyince de gitmemiş!
Asıl işi oyunculuk olan Hande Ataizi'ni dinledikten sonra bir kez daha düşünüyorum...
Ve asla, sanatçılarımızı küçümsemiyorum...
Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne katılması beklenen Morgam Freeman, özel jet istemiş...
Kırk yıllık dünya oyuncusu Freeman yani...
Bir film çek, starlığa oyna, 1 özel jet iste sanata katkıda bulunmak için... Sonra da gitme!
Morgam Freeman'ı ayıplamak, sorgulamak bile haksızlık değil mi?
Kırk tane jet karşılasa bile az...