2019
Kimilerine göre bir mekan adıdır, kimilerine göre bir radyo. 24 Ocak 2009?dan itibaren ise bunlara ilaveten bir de Ferhan Şensoy oyununun adı olmuştur artık. Cumartesi akşamı prömiyeri yapılan oyun hakkında, oyun başlayana kadar sadece bir iki gün öncesinde gazetelerin sinema sayfalarında çıkan afişimsi fotodan öteye bir bilgi verilmemiştir.
Bu fotoğraf da Ferhan Şensoy ve oyunun diğer oyuncuları kara çarşaf içinde. Yalnızca bu poz ile fikir edinilip gidildi tiyatroya.
SES-1885 yine yapış sıcak. Tuvalete doğru giden dar koridorda kalorifer tertibatına çarpmamak için yoğun çaba harcayarak ulaşıyorum ürik asitsel mutluluğa. Berrin fuayede kaldı. Döndüğümde Derya Baykal'ı keserken buldum onu. Derya Baykal etrafındakilere çok da pratik olmayan birşeyler anlatıyor heyecanla. Fuayede yoğun bir prömiyer telaşı. Siz salona en son gireceksiniz denen Nöbetçi Tiyatro'nun genç oyuncuları biz niye en son giriyoruz, biz de oynuyoruz kardeşim bu oyunda repliğini ezberliyorlar sanırım oyun başlamadan hemen önce.
Fuaye ağzına tıkaç duruma geldiğinde Berrin'i kolundan tutup içeriye sürüklüyorum. Çok para saydım bu oyuna, en önlere doğru bir uçuştayız. Ne kadar önde olduğumuzu oturduktan hemen sonra sol yanıma Ayşegül Aldinç'in oturmasıyla iyice idrak ediyoruz. Berrin'in hemen önünde Sinan Çetinvari bir amca. Saçlar kürk modunda, sahne ya görünüyor ya görünmüyor Berrin'e... Benim yerim nispeten iyi. Boru mu Ayşegül Aldinç'le oturuyorum, Berrin hemen sağımda ben ise oralı bile olmuyorum. Dışarıdan bakan biri beni Ayşegül Aldinç'le gelmiş zannedebilir. Berrin'de Ayşegül Aldinç'in genç sevgilisine asılan 50 sarışından biri rolünde...
Hemen önümüzde bir teyze ile annesi gelmişler. Teyze için ben diyeyim 50 ? 60 yaşlarında. Annesinin yaşı teyzenin yaşından 20 fazla. Anne ve teyzenin yaşlarının toplamı ise bulunduğumuz salonun yaşının üç katı falan. Ziller çaldı. Işıklar yavaş yavaş sönüyor. İlk alkıştan sonra farkettiğimiz birşey var ki; teyzenin annesi ne görüyor ne duyuyor. Kızıyla (kızıyla dediğimde yaş olarak aklınıza 16 değil 61 falan gelmeli) yüksek perdeden konuşmaya çalışıyor. "Bu kim? ? Ne dedi? ? Ne yapıyorlar? ? Kim var sahnede?" Zaten ustanın sesi iyice kısılmış, pür dikkat kesilmezsen duyamıyorsun. Teyzenin annesi senin tek kişilik şovuna mı geldik diye çemkirecekken ben Ayşegül beni frenliyor. Kızma Ayşegül yarım saattir bende seni deli gibi seviyorum. Berrin'de en önde yine bir tiyatrocunun annesi olduğunu devre arasında öğrendiğimiz iki nolu teyzeye dikkat kesilmiş durumda. Yerli yersiz gülen iki nolu teyzeye gülmekten oyunun bazı bölümlerini anlayamıyor seyirci. İlk perde bu hengamede bitiveriyor. Araya çıkmıyoruz, zira koltuk arasında sıkışmış durumdayız. Ara bitince tekrar gelip yerleşme sorununu yaşamamak için oturmaktayız.
İkinci perde başlamadan, Ayşegül Aldinç'in araya çıkarken düşürdüğünü düşündüğü su şişesini arıyoruz beraber. Şişeyi bulamadan oyun başlıyor. Berrin'in önündeki Engel Amca ikinci perdede yerinde değil. Benim önümdeki Engel Amcanın Karısı rolünde izlediğim (birinci perde de oyunculardan çok onun kafasını, kafatasını izledim çünkü) teyze Engel Amcanın yerine ışınlamış kendini. Benim yer oldu mu sana neredeyse en ön koltuk. Önüm açık, buralar eskiden hep sazlıkmış durumuna geçiş yaptım. Kafamın büyüklüğünden ve saç azlığımdan sahneye çıkan oyuncu önce beni selamlıyor durumundayım. Bu arada Engel Amcanın Marx Amcanın yanına gittiğinden şüphelenmeye başladığımdan oyuna konsantre olamıyorum. Öndeki teyze ve teyze annesi yerlerini değiştirdiler ve artık başkalarının başını ütülüyorlar. Son Ütücü Teyze ve Ramayözcü Annesi. Fakat yerine Berrin'in en sevdiği seyirci modeli olan yerli yersiz gülen teyzelerden bir tanesi yerleşiverdi. Bu ilk perdedekinden daha kötü bir modelleme olmuş. Sahneye kim çıksa, kim yönünü değiştirse gülüyor. Kimi sahneleri duymayarak, kimi sahneleri Kulaklara Rtük Teyzenin etkisiyle anlamayarak kocaman alkışlar eşliğinde selamlıyor oyuncular bizleri.
SES-1885'te Ayşegül'ümü geride bırakarak, despot Berrin'le beraber çıkıyoruz pasaja doğru. Berrin çok kızıyor Ayşegül'le seviyeli birlikteliğimize... Arkamızda prömiyerin kokteylini ve şişe şişe beyaz şarabı bırakarak. Ve elimde kısa süre önce yayınlanan Ferhan Şensoy'un Karagöz ile Boşverinbeni kitabı... Belki oyun sonrası imzalatabilirim düşüncesiyle bütün gün Berrin'in çantasındaydı. Evdeki kitaplarımı hatırladım İstiklal'de yürürken. Oteller Kitabı ve Denememeler kitaplarının birinin tiyatroda diğerinin tepebaşı ? tüyap da ilk imzalarını almıştım.
Oyunla ilgili hiçbirşey anlatmadım. Oyun 2019 yılında ortalığın daha da iran olduğu bir Türkiye'de geçiyor. Akp adlı partinin özlendiği dönemler, hacı pokemonlar dönemi. Din güzel bir şiirdir yobazlıklar barındırmaz! ile biten güzel bir oyun. Oyun şu anda Cumartesi Pazar günleri oynuyor. 20 tl ile 35 tl arasında fiyatlarla izleyebilirsiniz. Daha detaylı bilgi almak için www.ortaoyuncular.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Bu bir Ferhan Şensoy yazısı ise eğer eklemek istediğim birkaç şey daha var. Karagöz ile Boşverinbeni bugüne kadar okuduğum en eğlenceli kitaplarından biriydi. Ayrıca oyunda Elif Durdu ve Erkan Üçüncü ise bugüne kadar izlediğim en iyi performanslarını sergilediler. Ve ne kadar çok isterdim Ali Çatalbaş'ın yerinde olup, Ferhan Şensoy'a bu kadar yakın olmayı... Ayşegül Aldinç'le aramda hiçbirşey yok ve Berrin'i çok seviyorum...