BOŞLUĞUMA GELDİ...
Ve öylece yapıştı kaldı boşluğumda. Güçlü ollarla bezenmiş yeni günlere merhaba dedim 15, 16 gün önce. O kadar çok hatırayı yazmaya korktum. Bildiğim tek yazmaktı ve ben korktum. Sustum ve gözlerimi kaçırdım sevdiklerimden. Sustum ve güçlü olmaya çalıştım. Boşluğuma geleni gelişine bir voleyle savuşturmak istedim ama olmadı.
Geçmiş zaman, bir bayram gününde ipimle kuşağım dediğimde aldığım cevapla tutunuyorum hayata. Koteski'yle... Mensıçtır'la... Tepeye makakayla... Belki de Modakom'la... Saçmaladığımın farkındayken saçmalamak özgürlük... Özgür olduğunu düşünüyorum. Özgür, mutlu ve sevgimizle sarmalanmış...
Bir febe-gese maçı akşamıydı. Gündüzünde anlamadığımız insan akşamında bize elveda dedi. Son bir zeytin yarısıyla... Ada'yı götürün buradan sözleriyle. Bana hep senin çocuğunu göreceğim demişti. Gördü. Kucağına bile aldı. 87 yaşındaki kadın, cebinden çıkardığı 40 lirayı oğlumun göğsüne sıkıştırdığında mutluluğun bu kadar kısa olacağını bilmiyordum. Saçmalamaya devam ettiğimin farkındayım, mutluluk 40 liradaymış gibi oldu. Halbuki Bedriye'min gönlünden kopan gönlümüze akmış o gün bilemedim. Bedriye! Böyle dediğimde kızardın bana. Kaynatam derdin. Herkesin çok güzel ve anlatılınca o kadar da acı hatıraları var seninle biliyorsun.
"Demirbağ'lar kök saldı.
Ucu toroslara dayandı.
Adana'yı bilmezken
Buna da dilim alıştı.
Ne yapalım yaşam bu,
Yaşlı vücudum buna da alışmalı.
Dur hele kapı çaldı,
Açtım baktım karşımdasın
Elimi uzattım boşta kaldı;
Barış'ım neredesin?"
demişsin bana 98'de, Şimdi bizim elimizi boşta bırakıyorsun canım Bedriye'm. O kadar yakında yatıyorsun ki şimdi bana üzülsem mi, sevinsem mi??? Her sabah günaydınım oluyorsun, her akşam ilk iyi akşamlarımı sana söylüyorum. İyi akşamlar; senin olduğun akşamlarmış. Yokluğunda anlıyor insan varlığının ne kadar değerli olduğunu.
Hayat devam ediyor işte... Ben Ada'dan 10 gündür uzağım... Sarılıp koklayamıyorum 10 gündür. Kayıp günler silsilesi... Gel oğlum yanıma gel de büyük babaanneyi anlatayım sana annenden gizli diyorum ona duymasada. Annenden gizli dediysem, "badem şekeri"nin de boynu bükük olduğunu biliyorum. Badem şekerinde seni çok özlüyordur babaanne.
Uzun uzadıya yazmak gerekmiyor, uzun uzadıya ağlamak istiyorum...