GENİŞ AİLE ve CANIM AİLEM
Kardeşi kardeşe kırdırmayın. Aile açılımı (bir ben kullanmamıştım bu açılım lafını, neyim eksik benim) yaptırtmayın adama. Geçen sezonun son bölümlerini ajitasyon furyası nedeniyle seyredemediğim Canım Ailem geri dönüyor ekranlara. Yaz boyunca seyreyleyip güldüğümüz Geniş Aile'nin ise günü bir oraya bir buraya atılıyor. En son karar Canım Ailem'in karşısına atılması oldu. Ailelerin arasındaki reyting kavgalarına da karışamayız malum. Ne yapacağız peki?

Daha çok sevdiğimizi seyredeceğiz, az beğendiğimizi ise Başbakanımız gibi yutup'lardan seyreylemenin yollarını kovalayacağız. Acaba arayıp sorsam mı kendisine? Dns'i mi değiştirip giriyor yoksa vtunnelgillerle mi aşıyor yutup sorunsalını. Ya da Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nı mı arayıp sormalıyım. Bir yol gösterirler en azından yasaklardan sonra bir iki mahkeme tarafından da yasak geldiğine göre açıp izliyorlardır dienes dienes...

Canım Ailem ilk sezonuna Cem Yılmaz'lı ve sağlam bir giriş yapmıştı. Özellikle ilk 10-12 bölümünü kaçırmadan izlemiştim. Ama ne zaman acıyla yoğurdular senaryoyu, ne zaman birbirine düğümlenen konular ve aşklar iyice içiçe girmeye başladı. Dizi de o zaman sıkmaya başladı işte. Diziyi seyredenler için anlatıyor gibi olacağım ama; hiç gereği yokken zamanında çocukları istemeyen amcanın Almanya'dan Cancan'ı almak için geri gelmesi, sonu belli mahkeme bölümleri... Yiğit'ten neredeyse iki bölüm boyunca gereksiz şüphelenilmesi, konunun sündürüldükçe sündürülmesi içimi kıymaya başlamıştı. İlk sezonunun bitmesine yakın değiştirdiğimi hatırlıyorum kanalı. Daha sonra da açmayışımı... Ama yeni sezon başlıyor. Kırgınlığım geçti biraz diziye. Belki bakarım diyordum yine. Ta ki o acı haberi alıncaya kadar. Benim canım Cevahir'im kafa kafaya gelecekmiş ya Samim abimle... Acaba görseydi Ali'de talip olur muydu Şükufe'ye... Yiğit yazar mıydı Zekai'ye inat Pırıl'a... Hadi içiçe geçseler izleriz güzel güzel. Ama yok! İlle kırdıracaklar aileyi aileye...

Geniş Aile'deki diyaloglar harika gidiyor. Senaristler Kamuran Süner ve Cüneyt İnay'ın kalemlerine sağlık. Karakterlerde öyle. Dizi güldürmeyi vaadediyor ve güldürüyor. Karmaşık bir konu bile o bölümde bıçak gibi kesiliyor. Kimilerine göre çok önemli olan hikaye devamı aslında bu dizide takip etmeyerek çok daha eğlenceli kılıyor. Mürsel'in icra gelen evinin derdine düşmüyoruz. Zaten bizlere gelen icralarla uğraşıyorken bir de Mürsel'e mi üzülelim canım ciğerim. Cevahir'in, Bilal'in başına gelen olumsuzluklar biliyoruz ki karmakarışık bir hale gelmeyecek sonraki bölümlerde. Gül ve unut. Güzel dizi ismi olur aslında. Kül ve Ateş gibi geliyor kulağa...

Yavuz Bingöl'ün uzun zamandır çıkması planlanan albümünün ismi ise Ateş ve Kül. Kendi forum sayfalarında geçen Ekim ayından beri çıkması sürekli ertelenen albüm için hayranları telef olmuş durumdalar. 10. Solo albüm olması dolayısıyla çok daha fazla titizleniyormuş Yavuz Bingöl. Özledik, umarım çok yakında çıkar albüm.

Hazır dizilerden yola çıkmışken yine yeni bir diziden bahsederek bitirmek istiyorum. Kapalıçarşı. Atv'nin yeni dizisi. Nejat İşler, Erkan Can, Olgun Şimşek, Aslı Tandoğan oynuyor başrollerinde. İlk bölümünden edindiğim izlenim şu; Erkan Can müthiş bir oyuncu, Olgun Şimşek'i naif bir rolde görmeyeli çok olmuş ve çok özlemişim ve Nejat İşler ise kafa da atsa ortalığa da işese ülkenin yetiştirdiği iyi oyunculardan biri.

Çıkan kısmın özeti: Canım Ailem güzel bir dizi(ydi). Ta ki Yaprak Dökümü ve Kabak Tadı verene kadar. Geniş Aile 12. Bölümde bile hala güzel, komik ve güldürükçü bir dizi. Bu ilk kapışmalarında tercihim Geniş Aile olacak. Canım Ailem'i de birgün sonra netten indirip seyredeceğim artık. Kapalıçarşı'ya da göz atmakta yarar var. Ve Yavuz Bingöl'ün yeni albümünü dünya göz hastanesi sponsorluğunda dört gözle bekliyoruz...

Sevgiler.

Yazı ile ilgili diğer fotoğraflar