NBŞ ÇOK ZARARLI
Bu yazımda da biraz saçmaladım. Sonlara doğru gündeme temaslayarak klavyemi biraz toparlamaya çalıştım ama bilmiyorum. Baştan uyarayım da. Sonra ?Ne yazmış bu salak yine?? cümlesinin öznesi olmayayım. Ha ayrıca bu paragraf editörlerimiz tarafından ilk paragraf olduğundan mütevellit spot olacak. Fakat yazıyla ilgili çok da spotsal bir durum yok aslında.
Şimdi sen yokluğumun sabahlarına uyanıyorsun ya beni hiç hatırlamadan! Hayat diyorum. Hayat elinde bir kağıt ve bir kalemle yazıyor yaşamımızı bana sormadan.
Şair burada hiç sevmediği birinden bahsediyor. Hiç olmayan birisinden. Neden ondan bahsediyor. Çünkü hiç sevmiyor. Biraz sevse ve biraz olsa; böyle bahsetmek yerine dizinin dibinde otururdu. Çünkü şair erkek. Çünkü erkekler bir nevi organik pervanelerdir kadınların etrafında dönen. Çünkü kadınlar ferahlamak isterler. Bunaltılmayı sevmezler. Çünkü kadınlar, kadındırlar... Şair önceki satırlarda kadınları övüyor mu yeriyor mu belli etmiyor. Şair’in kafası karışık. Herşeyden önce o bir şair değil. Sözde şair saçma sapan tamlamaların sığlığında boğulmayı da tercih etmiyor. Bu nedenle de sizlere hayallerini satmaya çalışan bir erkek değil şair. Şair erkek mi? Bu kadar saçmaladığına göre kadın olması mı gerekiyor? Ne demek istiyorsunuz siz? Şair herşeyden önce ayrımcılığa karşı. Kapılmayın böyle usasığmaz ayrımcı fikirlere, lütfen.
Farkındayım. Çok muallak kelimeler seçiyorum yazarken, ne yana çeksen gelir cümleler. Organik yazılarım var mı demeliyim? Yok. O başka birşeydi. İnteraktif’de sayılmaz. Ne anlamsızmış. Sizin için acı tecrübe; buraya kadar okumuş olmanız mı acaba? Birşeyler okurken; eğer çok soru cümlesi varsa yazıda, bu yazanın birşey bilmediğinden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Size soruyorsam ben niye yazıyorum çaresizliğindeyim. 300 kere falan okunuyor yazım. Düşük bir sayı mı? Bilmiyorum! Ve hala soruyorum. Bazen geyikmerkezi.net’te rastlıyorum yazdıklarıma. Bir de bu köşe 2004 yılından beri var ve 2006 yılında azbuz.com blogunda nesir macunu diye bir sayfa açılmış. Kendimden mi şüphe etmeliyim. Çünkü uzun yıllardır nesirmacunu.com yapım aşamasında. Belediyelerin metro çalışmalarına döndü tam. Paslandı domain dura dura.
Hayat elinde bir kağıt ve o kağıttan uçak yapıyor. Salınıyor yüreğime yüreğime... Ve bu salınım ozondaki deliğe düşman düşman bakıyor. Nişasta bazlı şeker gibi sevgiler yaşamışımdır elbet sevgiye doymayan bir arsız olarak. Ne can sıkıcı bir durum bu NBŞ. Ölmemizin hızlanması için bu kadar arsız ve bu kadar herşeyin ortada olduğu bir durum var ama hiçbir önlem alınmıyor. Neden? Çünkü milyon dolarlık tesisler var. Bir o kadar da itibar. Ne var ki? Biraz kanser vakalarını artırıyormuş, biraz kalp krizi riskini artırıyormuş. Bi de tosun olmamızı sağlıyormuş daha hızlı. Ama dediğim gibi hepsinden biraz ne var ki yani! Tüm Türkler ölsek %1.2 ediyor. Gördünüz mü rakam ne kadar düşük. Tüm Türkler derken, KKTC’dekiler ve yabancı temsilciliklerdekiler hariç tabi ki. Ha bir de gurbetçiler. Çünkü bu NŞB bir tek bizim ülkemizde bu kadar yaygın ve sınırlamasız durumda.
Şair... Ya da yazar. Bazen çok anlamsız başlamışken yazısına birden memleket meselelerine ani girişler yapıyor ya. Seviyorum bu çocuğu.
Not: %1.2’yi nasıl bir matematik dehasıyla hesapladığımı merak edecek bazı matematikseverler olacaktır. Hiç matematik bilmeyen biri olarak şunu söylemeliyim ki; 6 milyarın yüzde onu olan 600 milyonun yüzde onunu yani aslında 6 milyarın yüzde birini buldum önce. Buldum derken başkalarınınki bulmaksa benim hesap ancak buldumcuk olma olabilir. 6 milyarın yüzde biri 60 milyon olduğundan yola çıkarak 70 milyon ortalama aldığım Türk nüfusunu da 1.2’ye yuvarladım. Ben bu hesabı yaparken çok heyecanlanmıştım. Anlatınca o kadar da heyecanlı olmuyormuş.
twitter.com/barisdemirbag