BUHRANLARDAN IRAK YA DA WHAT COULD THIS BE?
İsviçreli psikiyatr Herman Rorschach 1921 yılında hayatını adadığı "Psikodiagnostik" adlı eserini yayınlar. Rorschach Mürekkep Lekesi Tekniği adını alan çalışması hala tüm dünyada kullanılan bir psikanaliz yöntemidir. Buraya kadar yazdıklarımdan birşey anlamayanlar google’a Recep İvedik Psikolog Sahnesi yazıp aydınlanabilirler.
İsviçreli psikiyatr Herman Rorschach 1921 yılında hayatını adadığı "Psikodiagnostik" adlı eserini yayınlar. Rorschach Mürekkep Lekesi Tekniği adını alan çalışması hala tüm dünyada kullanılan bir psikanaliz yöntemidir. Buraya kadar yazdıklarımdan birşey anlamayanlar google’a Recep İvedik Psikolog Sahnesi yazıp aydınlanabilirler. İşte ben bugünlerde böyle psikopatolojik durumlar içerisindeyim. Rüyalarım at, yaprak ve kelebek şekilleri görmekle geçiyor.
Neşenin kepek sorunu dışında bir sıkıntısı olmayan hayattan buralara gelmek neresinden bakarsan bak psikopatolojik durumlara sokuyor insanı. Vakti zamanında bir insan ağrı eşiğim yüksek diye övünebilirken mesela; şimdilerde acı eşiğim yüksek diye kendini avutabiliyor. Pele’yi izlemek yerine Sabri’yi izliyoruz. Siyah önlükle penguen gibi okula göndermek varken çocuklarımızı sıradan kıyafet serbestliğiyle büyütüyoruz. Kuka diyorsun mesela çocuğuna, toplu kuka var bi de diyorsun. Google’a youtube’a yazıyor velet bu ne diye!? Eskiler sağ-sol çatışmasından korkuyordu sadece. Şimdi sağ mezhepler, sol mezhepler kendi içlerinde bir çatışma içerisinde. Hayat gelişirken acımasızlaşıyor. İnsan bu satırları yazarken ya da okurken herhangi bir saldırıya, tacize uğramadığı için şanslı hissediyor artık kendini. Sen 200 liralık gss borcu yüzünden sürüm sürüm sürünürken kimileri 320 milyon dolar vergi borcunu bir kalemde sildirebiliyor. Bugünler iyi günlerimiz diyor kimileri, kimileri tüp kuyruklarına ilintiliyor mütedeyyin mutluluklarını.
Çok da şeyetmemek lazım. Hemen hafızamıza taciz bir çevre durumu gelir aklımıza. Trabzon Uzungöl. Ağaçların içerisinde muhteşem bir göl iken şimdi betonların içerisinde muhteşem bir rantgöl! Yaylaya çıkmaktır zevkli olan. Helikopterle insen mesela hooppdiyiverip ne ağacı anlarsın, ne böceği. Endemik endemik bakmaktır toprağa yayla. Oraları dozerezip yollar açmak değil güzel olan. 2001 yılında Türkiye’yi turlarken Doğdukları Topraklarda Yaşayanlar Belgeseli için Artvin/Yusufeli civarında yola düşen büyük kaya parçalarını Çoruh’a itelemekti güzellik. Beton/asfalt bir yol mu hayalin o coşkun akan nehrin kenarında bilmiyorum ama yolun yol değil onu biliyorum.
Bu içinde bulunduğum durumun bir nedeni yaşadığımız sosyo-kültürel hayat ama asıl nedenlerinden biri de tam da bu vakitler 22 yıl önce çalışma hayatına atıldığım ve o günden bugüne okul ve askerlik dışında kariyerimi geçirdiğim matbaadan ayrılıyor olmam tabi ki! Yeni bir maceraya atılmak için belki çok doğru bir zaman değil. Ülkemizin içinde bulunduğu bu kriz durumu hiç geçmeyecek gibi göründüğü içindir bu apar topar aksiyon alma durumumuz. 2011 yılında bir kahve falında çıkmıştı. Daha iyi bir işin olacak, çok para kazanacaksın diye. 5 yıl geçti be insafsız! Nasıl falsın sen öyle ki falım 1800 günde fallanmış. Alışkanlıklar ve aidiyet duygusu yakamı bırakmıyor son zamanlarda. Rorschach gelsin kurtarsın hadi beni bu durumlardan.